Haber Detayı

Öğrenciler için üniversite ekonomik mücadeleye dönüştü: Kiralar barınmayı, hayat eğitimi zorlaştırdı
Türkiye cumhuriyet.com.tr
27/12/2025 12:42 (12 saat önce)

Öğrenciler için üniversite ekonomik mücadeleye dönüştü: Kiralar barınmayı, hayat eğitimi zorlaştırdı

Türkiye’de üniversite öğrencileri için 2025, artan kiralar ve derinleşen geçim sıkıntısının gölgesinde geçti. Barınmadan beslenmeye, ulaşımdan eğitim giderlerine kadar hemen her kalemdeki fiyat artışları, öğrencilerin üniversite yaşamını sürdürmesini her geçen gün daha da zorlaştırdı.

Yükseköğretim Kurulu, 2025 yılı için güncel öğrenci ve akademisyen istatistiklerini açıkladı.

YÖK'ün Kasım 2025 verilerine göre, Türkiye’de, örgün öğretim, açık ve uzaktan öğretim dâhil olmak üzere toplam 6 milyon 715 bin 761 yükseköğretim öğrencisi bulunuyor.

Örgün öğretimde kayıtlı 3 milyon 714 bin 449 öğrencinin 2 milyon 571 bin 297’si lisans, 1 milyon 143 bin 152’si önlisans programlarında öğrenim görürken, açık ve uzaktan öğretime kayıtlı 3 milyon bin 312 öğrencinin 1 milyon 921 bin 32’si önlisans, 1 milyon 80 bin 280’i ise lisans programlarında öğrenimine devam ediyor.

Sayıları 7 milyona yaklaşan ünivresite öğrencilerinin çoğunluğu, 2025 yılında da barınma sorunuyla uğraştı.

Özellikle üniversitelerin yoğun olduğu büyükşehirlerde ve öğrenci kentlerinde konut kiraları 2025'te tarihi seviyelere ulaştı.

İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere pek çok ilde üniversitelere yakın semtlerde kiralar yıllık bazda çift haneli oranlarda arttı.

Öğrenci yurdu sayılarının yetersizliği nedeniyle kiralık ev arayışına giren öğrencilerin en çok tercih ettiği 1 artı 1 ve 2 artı 1 dairelerde kira bedelleri, birçok şehirde asgari ücretin üzerine çıktı.

Yıl içinde yapılan piyasa araştırmaları, İstanbul’da ortalama kira bedellerinin 30 bin lira bandına yaklaşırken, Ankara ve İzmir’de de 25 bin liranın üzerine çıktığını ortaya koydu.

Anadolu kentlerinde ise artış oranları büyükşehirlere kıyasla daha düşük görünse de gelir düzeyi dikkate alındığında barınma maliyeti öğrenciler için benzer bir yük oluşturdu.

DEVLET YURTLARI YETERSİZ KALDI, ÖZEL YURTLAR CEP YAKTI Devlet yurtlarının kapasite sorunu 2025’te de aşılamazken, yerleşemeyen öğrenciler özel yurtlara ya da kiralık evlere yönelmek zorunda kaldı.

Özel yurt ücretleri yıl boyunca artarak büyükşehirlerde aylık 10 bin liradan başlayıp 60–70 bin liraya kadar yükseldi.

Bu durum, dar gelirli ailelerden gelen öğrenciler için barınmayı neredeyse imkansız hale getirdi.

Birçok öğrenci, yüksek yurt ve kira bedelleri nedeniyle arkadaşlarıyla kalabalık evlerde yaşamak zorunda kaldığını, bazı öğrencilerin ise üniversite eğitimini dondurduğunu ya da okulu tamamen bıraktığını ifade etti.

BARINMA KRİZİ GÜNLÜK YAŞAMI VURDU Barınma giderlerindeki artış, öğrencilerin günlük yaşamını da doğrudan etkiledi. 2025 boyunca yapılan araştırmalar, üniversite öğrencilerinin önemli bölümünün düzenli beslenemediğini, öğün atlamak zorunda kaldığını ortaya koydu.

Gıda, ulaşım ve kırtasiye giderleri öğrencilerin bütçesinde en hızlı artan kalemler arasında yer aldı.

KYK burs ve kredileri, yıl boyunca yapılan sınırlı artışlara rağmen öğrencilerin temel giderlerini karşılamakta yetersiz kaldı.

Pek çok öğrenci, eğitimine devam edebilmek için yarı zamanlı ya da kayıt dışı işlerde çalışmak zorunda kaldı.

SENDİKALARDAN EĞİTİM ARTIK LÜKS UYARISI Eğitim sendikaları da öğrencilerin eğitimden kopuş eğilimini ekonomik koşullarla ilişkilendirdi.

Eğitim-İş Sendikası, 2025’te yaptığı açıklamada “üniversite eğitiminin artık bir lüks” haline geldiğini belirterek, yüksek enflasyon ve barınma maliyetlerinin gençleri eğitimden uzaklaştırdığını vurguladı.

Eğitim Sen’in raporuna göre ise öğrencilerin yalnızca üçte birinden biraz fazlası burs/krediye erişebilirken, önemli bir bölümü çalışmak zorunda kaldı ancak birçoğu yarı zamanlı iş bile bulmakta zorlandı.

EKONOMİK BASKI EĞİTİMİ YARIDA BIRAKTIRIYOR Ekonomik koşullar, öğrencilerin eğitim hayatına ilişkin kararlarını da etkiledi. 2025 boyunca ekonomik nedenlerle üniversite kaydını sildiren ya da donduran öğrenci sayısındaki artış dikkati çekti.

Öğrenciler hem çalışıp hem okumayı sürdürmenin giderek zorlaştığını, akademik başarı ile geçim mücadelesi arasında sıkıştıklarını dile getirdi.

Artan yaşam maliyetleri, gençlerin gelecek planlarını da şekillendirdi.

Öğrenciler arasında yurt dışına gitme isteğinin arttığı, mezuniyet sonrası Türkiye’de kalma konusunda kararsızlığın yaygınlaştığı gözlendi. 2025, Türkiye’de üniversite öğrencileri için yalnızca akademik bir yıl değil, aynı zamanda ağır bir ekonomik sınav oldu.

Artan kiralar, yetersiz burslar ve yüksek yaşam maliyetleri, üniversite yaşamını sürdürülebilir olmaktan uzaklaştırdı.

Öğrencilerin yaşadığı barınma ve geçim sorunu, yıl boyunca yapılan açıklamalara ve tartışmalara rağmen kalıcı bir çözüme kavuşmazken, 2025 gençler için üniversite okumanın bedelinin en ağır hissedildiği yıllardan biri olarak kayda geçti.

ÜÇTE İKİSİ EĞİTİM SÜRECİNDE ÇALIŞMAK ZORUNDA KALDI Eğitim-İş Sendikası'nın 2025 yılı boyunca kamuoyuyla paylaştığı veriler ve hesaplamalar da üniversite öğrencilerinin yaşadığı ekonomik sıkıntıyı ortaya koydu.

Sendikanın değerlendirmelerine göre, 2025’te KYK burs ve öğrenim kredisi aylık 3 bin lira düzeyinde kalırken, büyükşehirlerde bir öğrencinin ortalama aylık barınma maliyeti 12 bin ila 18 bin lira arasında değişti.

Eğitim-İş’e göre bu tablo, burs ve kredilerin öğrencilerin yalnızca barınma giderlerinin yüzde 10–15’ini karşılayabildiğini gösterdi.

Eğitim-İş'in paylaştığı verilere göre, artan yaşam maliyetleri nedeniyle üniversite öğrencilerinin yaklaşık üçte ikisi eğitim sürecinde çalışmak zorunda kaldı.

Sendika, öğrencilerin önemli bir bölümünün düzenli beslenemediğini, öğrencilerin yarıdan fazlasının öğün atladığını ve temel ihtiyaç harcamalarını kısmak zorunda kaldığını vurguladı.

Eğitim-İş, ekonomik baskıların öğrencilerin akademik başarısını ve üniversiteye devam oranlarını olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, ekonomik nedenlerle kaydını donduran ya da eğitimini bırakmayı düşünen öğrenci sayısında artış yaşandığını belirtti.

FATURALAR VE MUTFAK MASRAFLARI DA ÖĞRENCİLERİ ZORLUYOR Hacettepe Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü öğrencisi Canan, 2025 yılının kendisi için artan ekonomik sıkıntılarla geçtiğini anlattı.

Lisans eğitiminin ilk yıllarında devlet yurdunda kaldığını belirten Canan, hem sağlıklı beslenme olanaklarının yetersizliği hem de barınma koşullarının iyileştirilmemesi nedeniyle daha sonra eve çıkmak zorunda kaldığını söyledi.

Ekonomik baskıların artmasıyla lisans eğitiminin üçüncü yılından itibaren çalışmaya başladığını dile getiren Canan, burs ve kredi miktarlarının yaşam maliyetleri karşısında yetersiz kaldığına dikkati çekti.

Canan, Burs ya da krediye zam yapılmazken, tükettiğimiz her şeye zam geldi. 2025, her geçen gün daha da zorlaştı dedi.

Bir artı bir evde yaşadığını ve aylık 28 bin lira kira ödediğini belirten Canan, kira artışlarının orantısız boyutlara ulaştığını vurguladı.

Eve çıktığım ilk yıllarda bu kadar zorlanmıyordum ancak sonraki yıllarda kiralar çok hızlı arttı diyen Canan, yaşadıkları ekonomik yükün yalnızca kira ile sınırlı olmadığını ifade etti.

Canan, Sadece ev kirası değil; faturalar, mutfak masrafları eve çıkan tüm öğrencileri olumsuz etkiliyor.

Üstelik bu faturalar öğrenci indirimi uygulanmış hali.

Gelecek kaygısının yanı sıra ekonomik kaygılar da hayatımızın kalıcı bir parçası haline geldi diye konuştu.

KİRALARININ HER YIL ARTMASI BARINMAYI KRİZ ALANINA DÖNÜŞTÜRDÜ Makina mühendisliği son sınıf öğrencisi Cihan ise 2025 yılını bir üniversite öğrencisi olarak değerlendirirken ekonomik krizin hayatına en sert şekilde barınma alanında yansıdığını söyledi.

Yüksek enflasyonun etkisiyle kiralardaki artışın kontrol edilemez noktaya ulaştığını belirten Cihan, Gelirim ya da aldığım burs sabitken, ev kiralarının her yıl, hatta bazen birkaç ayda bir artması barınmayı temel bir kriz alanına dönüştürdü dedi.

EV ARKADAŞLIĞI ARTIK BİR TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUK Büyük üniversite şehirlerinde yaşamanın artık ciddi bir lüks haline geldiğini ifade eden Cihan, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi kentlerde merkezde ev tutmanın öğrenciler için neredeyse imkansız olduğunu vurguladı.

Bu nedenle birçok öğrencinin daha uzak semtlere taşınmak zorunda kaldığını belirten Cihan, bunun hem ulaşım masraflarını artırdığını hem de günlük yaşamı daha zor hale getirdiğini söyledi.

Ev arkadaşlığının artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu dile getiren Cihan, tek başına eve çıkmanın öğrenciler için bir hayale dönüştüğünü ifade etti.

BARINMA KRİZİ ÖĞRENCİLERİN HAYATININ HER ALANINA YAYILDI Kiranın öğrenci bütçesinin en büyük gider kalemi haline geldiğine dikkat çeken Cihan, Ay sonunda cebimde ne kaldığını değil, kirayı ödedikten sonra neye yetebildiğimi hesaplar oldum dedi.

Yeme-içme, ulaşım, kitap ve temel ihtiyaçlardaki artışların yaşam kalitesini ciddi biçimde düşürdüğünü belirten Cihan, sosyal hayattan feragat etmenin ve kültürel etkinliklere katılamamanın artık sıradanlaştığını ifade etti.

Ekonomik baskının yalnızca maddi değil, aynı zamanda psikolojik bir boyutu olduğunu vurgulayan Cihan, ev bulma kaygısı, kira artışı korkusu ve Seneye burada kalabilecek miyim? düşüncesinin sürekli zihnini meşgul ettiğini söyledi.

Cihan, ekonomik zorunlulukların arkadaşlık ilişkilerini dahi şekillendirdiğini belirterek, yaşanan barınma krizinin öğrencilerin hayatının her alanına yayıldığını dile getirdi.

İlgili Sitenin Haberleri