Haber Detayı

Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan
Yazarlar cumhuriyet.com.tr
27/12/2025 04:00 (3 saat önce)

Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

İnsanlar yüzyıllarca bu iki nimeti bitmez, tükenmez, bozulmaz, değişmez olarak görmüşler ve hiçbir önleme, tasarrufa, dikkate gerek duymadan keyiflerine göre kullanmışlardır.

Fakat havanın ve suyun sanıldığı gibi sonsuz ve değişmez olmadığı 20. yüzyılda hissedilmeye başlandıysa da bugün 8 milyara ulaşan dünya nüfusuyla bu his çok daha derin olarak ortaya çıkmıştır.

Özellikle son yüz elli yıldan bu yana doğanın dengesi insanlar tarafından bozulmuştur.

Ne yazık ki insanlar bunu çok geç anlamış, doğal dengeyi yeniden sağlama çabalarına girişmiş; bu amaçla etkinlik gösteren uluslararası birçok örgüt oluşturmuş ama beklenilen denge sınırlarına ulaşılamamıştır.

Biz bu yazıda yalnızca su üzerinde duracağız.

Dünyamızın susuzluğa, daha da önemlisi çölleşmeye doğru gidişinde en önemli etken iklim değişiklikleridir.

Bunun da nedeni ifade ettiğimiz üzere insanların/toplumların hırsları ve açgözlülükleri uğruna doğal dengeyi tahrip etmeleridir.

Buna bağlı olarak sıcaklıkta, yağmurun ve karın yağmasında belirsizlik ve ölçüsüzlük artmıştır.

Bu yüzden geçmişte alışılmış olan aylara, mevsimlere göre oluşan sıcaklık, yağmur ve kar yağışı artık gerçekleşmiyor.

Beklenen dönemlerde yağış bazen hiç olmuyor bazen de şiddetli yağışla seller oluşuyor.

Bu durumun da özellikle tarıma ve çevreye büyük zararı oluyor.

Birçok ülkede beklenmedik can ve mal kayıpları yaşanıyor.

KISIR DÖNGÜ Bizler ise yakın zamana kadar ülkemizi su zengini ya da su sıkıntısı olmayan ülkelerden sayıyorduk.

Ama son yıllarda ülkemizin su konusunda kendi kendine yeten ülke olmadığı gerçeğiyle karşı karşıya kaldık.

Dünyadaki gidişata paralel olarak bizim de su kaynaklarımız azalıyor, yeraltı suları çekiliyor, hatta bazı göl ve barajlarımız alarm veriyor.

Bugün artık suyun eski bolluğundan ve kalitesinden bahsetmek mümkün değil.

Biz, bir şeyin çok ucuz olduğunu anlatmak için dilinde “sudan ucuz” deyiminin yer aldığı bir toplumuz.

Bugün böyle bir deyimi kullanmak akıllıca sayılır mı?

Çünkü bugün su ucuz değil, birçok şeyden daha pahalı.

Hele içmek için alınan sular ateş pahası.

Şehirlerde, kasabalarda evlere verilen sular da çok pahalı. “Allah’ın suyu parayla mı olurmuş” dendiği zamanlar çok gerilerde kaldı.

En kötüsü de biz suyun bu kadar değerli hale geldiğine bakmadan onu hem israf ederek kullanıyoruz hem de kirletiyoruz.

Tam bir kısır döngü içindeyiz.

Bir zamanlar “Bir gün gelecek, bir litre su eşittir bir litre petrol değerinde olacak” denirdi.

Şu anda tam o günlerin eşiğindeyiz.

Bir Kızılderilinin ünlü sözündeki gibi “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır”.

Dünyamızın bugünkü durumunda hiçbir ülke ve hiçbir toplum “Doğal dengeden bana ne, benim öyle bir sorunum yok” diyemez.

Çünkü tüm ülkeler bozulan doğal dengeden önemsenecek ölçüde etkilenmişlerdir.

Bunun için her ülke, her toplum ve bireyler dünyamızı yaşanabilir halde tutma çabasında etkin rol almaya mecburdur.

İSMAİL ÖZCAN EĞİTİMCİ YAZAR

İlgili Sitenin Haberleri