Haber Detayı

Yıl biterken
Yazarlar cumhuriyet.com.tr
27/12/2025 04:00 (2 saat önce)

Yıl biterken

Doğal olarak önceki yıllardan devredilen sorunlarla girmiştik 2025’e.

Doğal olarak önceki yıllardan devredilen sorunlarla girmiştik 2025’e.

Özgürlüğün, adaletin, insan haklarının, vicdanın gömüldüğü bir topluma dönüştürülmüştük.

Yıllardır süren özgürlük, adalet, hak arayışı; toplumsal muhalefetin bir türlü bütünleşememesi, öncüsünü bulamaması, güven veren politikalar üretememesi nedeniyle insanlarda düş kırklığının, çaresizliğin, umutsuzluğun çöreklenmesine yol açmıştı.

Siyasal İslamın “darül harp” olarak gördüğü ülkeyi yağmalamak doğrultusunda, hiçbir değere aldırmadan, “güç bende” diyerek attığı adımlara zorbalığı ve artık iyice yerleştiğinden emin olarak kendi hukukunu eklediğini yaşadık. 2025’İN GETİRDİĞİ Bence 2025’in bize armağanı, çaresizliğin seçeneksiz olmadığını bir daha deneyimlemek oldu.

Böyle bir ortamda çaresizliğin umuda dönüşmesini yaşadık.

Bu dönüşüm, bir yıl önceki yerel seçimlerle moral kazanan CHP’nin köklü politika değişikliğiyle “halk muhalefeti” nin içinde ve önünde olma kararını verdiği “19 Mart Saraçhane eylemi” yle oldu.

Her hafta bir ilde ve İstanbul’un bir ilçesinde olmak üzere alınan eylem kararı, “Kurtuluş yok tek başına/ Ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganıyla Saraçhane’nin ve gençlerin üzerinde yükseldi. 70’i aşkın mitingle ve cesaretle, kararlılıkla hayata geçirilen “salonlardan alanlara” kararı, siyasal iktidarın ülkeyi demokrasiyle ve adaletle yönetemediğini açığa çıkaran bir gösterge oldu.

Yok sayılan kadını, harcanan gençliği, tüketilen çiftçisi, açlığa terk edilen işçisi, memuru, süpürülen emeklisi, savrulan çocuğuyla çaresizliğe sürüklenen toplumda “Yürüyelim arkadaşlar” sözü umudun ve direnişin simgesi olarak dünü bugüne bağladı.

YENİ LİBERALİZME DEVLET MÜDAHALESİ İçte bunlar olurken dünyada da bir değişim başladı.

ABD emperyalizmi, karabasanına dönüşen önlenemez Çin gerçeğine karşı, serbest piyasadan vazgeçip uluslararası tekeller yerine devletin ağır bastığı bir düzenlemeye yöneldi. “En güçlü benim.

Dünyanın efendisi benim” diyen ABD, kurmak istediği yeni düzen için dünyanın dört bir yanına ekonomi başta olmak üzere çeşitli açılardan saldırmaya ve kendi denetiminde yeni yapılandırmalara başladı.

Emperyalist yayılmacılık doruğa çıktı.

Krallığının güvenlik kaygısı bahanesiyle “stratejik” diyerek “nadir elementler” için ve başka gerekçelerle “Savaş Bakanlığı” na dönüştürdüğü ordusuyla birçok ülkeye gözdağı verdi: Kanada, Grönland, Panama, Meksika “benim” ; Filistin-Gazze’yi turizm merkezi yapacağım; İran, Suriye, Venezüella, Güney Afrika “hizaya” dedi.

Orta Asya ülkelerinin (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan), Ukrayna’nın, Türkiye’nin nadir elementlerine; Mali’nin, Papua Yeni Gine-Bougainville’nin altınına, Burkina Faso’nun pamuğuna, Mısır’ın Süveyş’ine göz dikti; Latin Amerika, Karayipler, Kolombiya, Nijerya, Japonya da çeşitli gerekçelerle hedefinde.

TOPLUMSAL BUNALIMI AŞMAK Dış politik destek ve sıcak para karşılığında emperyalizme bağımlılığı doruğa çıkaran siyasal iktidar bu dönüşüm karşısında şaşkın.

Ülkeyi borçlandıran, yağmalatan, insanları yoksullaştıran, toplumu yozlaştıran siyasal iktidar, aktardığı devlet kaynaklarıyla yarattığı cemaatçi, lümpen, şımarık toplum kesimleri dışındaki insanları artık peşinden sürükleyemiyor.

Dinsel söylemiyle toplumu büyüleyen gücünü kaybetti ve iktidarda kalmak için “terörsüz Türkiye, iç cephe, özgürlükçü anayasa, İsrail tehdidi, Osmanlı millet modeli...” diyerek gündemi emperyalist politikalar doğrultusunda belirlemeye, pazarlıklar yapmaya çalışıyor.

Buna karşın; “Değerler çürütüldü, iktidar ülkeyi yönetemiyor, yağmalıyor; dinci politikacılar, tarikat ve cemaatler toplumu dinle aldatıyor, Cumhuriyet tehlikede” diyen insanlar uyarıyor: “Laik Cumhuriyet için ayaktayız.” İktidarın tuzağına düşmemek, yaşanan toplumsal bunalımı aşmak görev ve sorumluluğu “Yürüyelim arkadaşlar” diyerek yürüyenlerindir.

İlgili Sitenin Haberleri