Haber Detayı

İsrail ve Türkiye: Kırmızı çizgi
Mehmet yuva aydinlik.com.tr
24/12/2025 00:23 (2 gün önce)

İsrail ve Türkiye: Kırmızı çizgi

İsrail ve Türkiye: Kırmızı çizgi

Suriye ve Filistin’i özel mülkü olarak telakki eden Donald Trump Beyaz Saray’da Suriye Geçiş Hükümeti Lideri Ahmet Şara’ya parfüm sıkmıştı.

Trump karşılığını almadan kanayan parmağa, hadi kaba ve argo sözcük yerine, bir tık merhem sürmez diyelim.

Bir sıkımlık nadide parfümün karşılığı olarak Şam yönetiminden taahhütlü bir paket aldı; Ahmet Şara rejimi Fırat’ın doğusunda SDG/YPG’nin askeri, siyasi ve sosyal idaresini tehdit etmeyecek.

Kuzey Irak Özerk Kürt Yönetimi benzeri bir idarenin varlığını kabul edecek.

ABD varlığı ve çıkarlarına tehdit oluşturan herkese karşı ABD safında savaşacak.

ABD, Şam dâhil arzu ettiği her yerde askeri üsler inşa edebilecek.

Suriye’nin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden en çok pay alan devlet olacak.

İsrail’i tehdit edebilecek tüm faaliyetlerden uzak duracak.

Durmayanları tedip edecek (hizaya sokacak, terbiye edecek, gerekirse etkisiz hale getirecek).

İsrail’in Suriye’nin güneyinde askeri kontrol noktaları inşa etmesi, kalıcı veya geçici üsler kurması, kendisine karşı “düşman” kabul ettiği şahıs, örgüt, parti veya devletlere karşı yapacağı askeri operasyonlara, tutuklamalara, sorgulamalara fiziki tepki vermeyecek.

Laf ola beri gele mahiyetindeki açıklamalar toplumun gazını almak için yapılabilir.

En can alıcı mesele olan Colan (Golan) bölgesini ilelebet unutacak.

Trump bu konu ile ilgili Ahmet Şara’dan sadece sözlü değil yazılı taahhüt aldığı kesin gibi.

ESAD’LA AYNI KADERİ YAŞAMAK “İsrail için çok şey yaptım” diyen Trump doğru söylüyor.

BM’den, uluslararası ceza mahkemelerinden, hukuktan, haktan nefret eden Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti.

ABD Büyükelçiliğini buraya taşıdı.

Onun sayesinde Colan artık resmen İsrail’in.

Bu toprakları istediği gibi kullanabilir ve hatta İsrail Colan’ı İsrail’in yeni bir vilayeti olarak ilhak edebilir.

Peki tüm bu talepler karşısında Ahmet Şara rejimi bunları içine sindirir mi? “Mücbir sebeplerden mütevellit”, “kerhen” veya “seve seve” Trump’ın talep ettiği her şeye onay verdi.

Bugün Ahmet Şara rejiminin yaşadığı kaderi bir vakitler Esad’lar yaşamıştı.

Sırtını İran ve Rusya’ya dayanan, zengin Arap ülkeleriyle cilveleşen, İngiltere, AB ve Vatikan ile muhabbet ilişkileri inşa eden, ABD ile “dostluk ve karşılıklı saygıya dayalı münasebetlere” açık olan, 2004’te CIA’yı Şam’da ağırlayan, İspanya-Madrid Konferansı (30 Ekim 1991) ve Türkiye-İstanbul Beş Turlu Görüşmelerinde (Mayıs-Eylül 2008) İsrail ile BM Güvenlik Konseyi kararları ve “toprağa karşılık barış” formasyonunda İsrail ile masaya oturan Hafız Esad ve oğlu Başar Esad “muhkem” sonu engelleyemediler.

Zira ABD, İsrail ve tabi olan Batı Devletlerinin Suriye için iki kırmızı çizgileri var; İsrail ve Türkiye.

DOST OLMAK YETERKİ DEĞİL İsrail ile dost olmak, Abraham Antlaşmalarına dâhil olmak, İsrail’e tehdit oluşturmamak ve hatta İsrail’in tüm söylem ve eylemlerine açık veya zımni destek vermek Suriye’nin rahat, istikrarlı ve huzurlu olması için yeterli değildir.

Zira ikinci kırmızı çizgi birincisi kadar önemli ve hayatidir; Suriye’nin Türkiye ile “stratejik dost, müttefik, uyum, derin askeri ve siyasi ilişkilerde olması” kabul edilemez.

Esad, Avrupa, Arap Dünyası, ABD, Vatikan ve hatta İsrail ile mümkün olan en yakın ilişkilere hazırdı.

Ancak (İran, Rusya, Çin dışında) bir de Türkiye ile stratejik ilişkiler inşa etmeye kalkışması onu “güvenilmez, kaygan ve tehlikeli işlere kalkışan” aktör olarak telakki ettiler.

ANKARA’NIN GEÇ ANLADIĞI GERÇEK Maalesef bu denklemi Ankara geç algıladı.

Zira Türkiye’deki İsrailliler, İngilizler, Fransızlar ve Amerikalılar sadece oyunbozanlık yapmadı.

İki ülkenin ilişkilerine katkı yapan, ilmek ilmek örenlere karşı resmen savaş ilan etti, hedef tahtasına koydu.

Bugün Esad’ın çizgisinde hareket eden Ahmet Şara; Uluslararası meşruiyet kazanmak, ekonomik ambargo ve ablukalardan kurtulmak, Esad gibi ilelebet iktidarda kalmak için Colan’ı ve Şeyh Dağını İsrail’e verdi.

İsrail’e “Suriye’de nereyi istiyorsa veriyor” hele ki ABD’yi baş tacı etmektedir.

İsrail ve ABD’nin Suriye’deki örgütlerine karşı, Dürziler, Kürtler ve hatta Aleviler için planladıkları her şeye boyun eğecektir.

İngiltere, Fransa, Almanya, Arap ülkeleri ile muhabbetinde Nirvana da olsa, Suriye denizindeki zenginlikler, nadir elementler, Kıbrıs, Filistin, Lübnan konularında sonuna kadar taviz verse de esas kırmızı çizgileri olan Türkiye ile onların çizdiği sınırlar dışında ilişkiler inşa etmesi, Esad gibi bir sonu yaşaması muhkem olacaktır.

TÜRKİYE BEKLENTİ İÇİNDE OLMASIN Bu kuvvetler bu saatten sonra ağır hasta doğan ve halen komadan çıkamayan Suriye’nin sadece suni nefes almasına izin verecekler.

Güçlü, egemen, zengin, birleşmiş, toprak bütünlüğünü ve milletin birliğini sağlamış bir Suriye’ye asla izin vermeyecekler.

Türkiye aciz, muhtaç ve on ipte cambazlık yapan Ahmet Şara ve şürekâsından medet umarak bir beklenti içindeyse büyük bir yanılgı içinde olur.

Türkiye’nin üç değil sadece iki seçeneği var; Ya kendi göbek bağını kesecek ya da İsrail’e kayıtsız şartsız tabi olacak.           

İlgili Sitenin Haberleri