Haber Detayı

Özel sektörün yüzde 46,7’si asgari ücrete çalışıyor
Emek aydinlik.com.tr
23/12/2025 22:00 (2 gün önce)

Özel sektörün yüzde 46,7’si asgari ücrete çalışıyor

Raporuna göre asgari ücret, Türkiye’de yaygın ücret haline geldi. Özel sektördekilerin yüzde 46,7’si asgari ücret ve altında çalışırken, kayıt dışı istihdamda bu oran yüzde 83,5’e yükseldi.

DİSK-AR’ın Asgari Ücret Araştırması'nda, kayıt dışı çalışanların yüzde 83,5’inin asgari ücret ve altında ücret aldığı; bu kesimdeki her 10 işçiden 4’ünün 8 bin 500 liranın altında gelirle yaşam mücadelesi verdiği belirtildi.

DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR)’nin yayımladığı "Asgari Ücret Araştırması 2026" raporuna göre, Türkiye’de özel sektörde çalışan her iki işçiden biri asgari ücret ve altında ücret alıyor.

Araştırma, asgari ücretin giderek yaygınlaştığını ve ortalama ücret haline geldiğini ortaya koydu.

DİSK-AR’ın, TÜİK 2024 Hanehalkı İş Gücü Araştırması'nın mikro verilerini kullanılarak hazırladığı çalışmaya göre, özel sektörde çalışanların yüzde 46,7’si (8,4 milyon işçi) asgari ücret ve altında ücret alıyor.

Asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve bu miktarın altında çalışanların oranı ise yüzde 49,6’ya yükseliyor. 3,6 MİLYON İŞÇİ ASGARİ ÜCRETİN BİLE ALTINDA Araştırmaya göre 3,6 milyon işçi, yasal asgari ücretin dahi altında çalıştırılıyor.

O dönemdeki asgari ücretin yarısı olan 8 bin 500 TL ve altında gelirle çalışanların sayısı 1,6 milyona ulaşıyor.

Bu durum, her 100 işçiden 9’unun derin yoksulluk koşullarında yaşamını sürdürmeye çalıştığını gösteriyor.

Raporda asgari ücretin aynı zamanda bir "kadın işçi sorunu" olduğuna dikkat çekildi.

Buna göre, kadın işçilerin yüzde 60,1’i asgari ücret ve altında çalışıyor.

Asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altında ücret alan kadınların oranı yüzde 63,7 olurken, asgari ücretin iki katından fazla kazanan kadınların oranı yalnızca yüzde 7,3’te kaldı.

ASGARİ ÜCRETLİ 22 CUMHURİYET ALTINI KAYBETTİ Araştırmaya göre asgari ücretli, 2005 yılından bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybetti.

Bu veri, ücretlerin yalnızca enflasyon karşısında değil, tasarruf ve birikim araçları karşısında da ciddi şekilde değer kaybettiğini ortaya koydu. 2025 yılı boyunca asgari ücretin yıllık alım gücü kaybının 50 bin TL’nin üzerine çıktığını hesaplandı.

Raporda, asgari ücretin 2024 Ocak – 2025 sonu arasındaki 24 aylık dönemde yalnızca 4 ay açlık sınırının üzerinde kalabildiği, büyük bölümünde ise açlık ve yoksulluk sınırının altında seyrettiği belirtildi.

KAYIT DIŞI İSTİHDAM ÜCRETLERİ EZİYOR DİSK-AR araştırması, kayıtdışı çalışanların asgari ücret yoksulluğunu en ağır yaşayan kesim olduğunu da ortaya koydu.

Buna göre kayıt dışı çalışan işçilerin yüzde 83,5’i asgari ücret ve altında bir gelirle çalışıyor.

Kayıt dışı çalışanların yüzde 85,3’ü asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve bunun altında, yüzde 91,7’si ise asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret alıyor.

Araştırmaya göre kayıtdışı çalışan her 10 işçiden 4’ü, asgari ücretin yaklaşık yarısı olan 8 bin 500 TL ve altında bir gelirle çalışmak zorunda kalıyor.

DİSK-AR, bu tablonun kayıt dışı istihdamın ücretleri aşağı çeken ve yoksulluğu derinleştiren temel unsurlardan biri olduğunu vurguladı.

DİSK-AR, TÜİK verilerinin asgari ücret ile ortalama ücret arasındaki farkın hızla kapandığını ortaya koyduğunu belirtti. 2012 yılında brüt asgari ücret ortalama brüt ücretin yüzde 44’ü düzeyindeyken, bu oran 2022’de yüzde 64’e yükseldi.

Ortalama ücretin asgari ücrete oranı ise aynı dönemde 2,25 kattan 1,56 kata geriledi.

Araştırmada, 2025 yılı için net 22 bin 104 TL olarak belirlenen asgari ücretin, açlık ve yoksulluk sınırının oldukça altında kaldığı vurgulandı.

Kasım 2025 itibarıyla asgari ücretin, açlık sınırının yüzde 18, yoksulluk sınırının ise yüzde 76,2 altında olduğu kaydedildi.

Raporda, asgari ücret tespit sürecinin antidemokratik bir yapıya büründüğü belirtilerek, hükümetin asgari ücreti fiilen tek taraflı olarak belirlediği ifade edildi.

ADİL BİR VERGİ SİSTEMİ OLMALI Raporda, asgari ücretin toplu pazarlık, sendikal örgütlenme ve adil bir vergi sistemiyle desteklenmesi gerektiği vurgulandı. 2015 yılında Avrupa’da Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip 14 ülke bulunurken, 2025’te bu sayı yalnızca 2’ye düştü.

Buna karşın Türkiye’de asgari ücretli oranının yüksek olmasının temel nedeni, sendikalaşma oranlarının ve toplu iş sözleşmesi (TİS) kapsamının düşük olması olarak gösterildi.

Raporda, asgari ücrette uygulanan vergi istisnasının çalışanlar aleyhine sonuçlar doğurduğu belirtilirken, işverenlere sağlanan SGK prim desteklerinin benzer şekilde işçilere de sağlanması gerektiği vurgulandı. 2008’den bu yana işverenlere sağlanan SGK prim desteğinin 2024’te 267,8 milyar TL’ye, 2025’in ilk 10 ayında ise 207,6 milyar TL’ye ulaştığı hatırlatıldı.

İlgili Sitenin Haberleri