Haber Detayı

Medeniyetler neden çıkarlar ve çökerler-2
Latif bolat aydinlik.com.tr
21/12/2025 00:00 (5 gün önce)

Medeniyetler neden çıkarlar ve çökerler-2

Medeniyetler neden çıkarlar ve çökerler-2

Geçen haftaki yazımızda, medeniyetlerin çıkış nedenleri ve gerekli şartları belirtmeye çalışmıştık.

Bu hafta da böylesine hızla yükselen medeniyetlerin, tarih boyunca neden aynı hızla battığına dair düşüncelerimizi belirteceğiz.

Bununla da Mao Zedong’un daha 1970’li yıllarda ortaya attığı, “Amerika kâğıttan kaplandır” tahlilinin tarihi gerçekliklerden nasıl kaynaklandığını göstermeye çalışacağız.

Yani Batı medeniyeti, tüm ekonomisi, kültürü, askeriyesi ve sosyal yapısı ile tepetaklak olurken, bunun öyle tesadüfi bir olgu olmadığını anlatmayı amaçlamaktayız burada.

MERAK VE YARATICILIĞIN ÖLDÜRÜLMESİ Siyasi, ekonomik ve entelektüel elitler, güçlerini belirli fikirler, sınıflar ve üretim biçimleri üzerine kurarlar.

Bunlar çok hızlı değiştiğinde, güçlülerin frenlere basmakta çıkarı vardır.

Medeniyetler gerilerken, bir zamanlar yenilikten faydalanan elitler, başkalarının da bu merdiveni kendileri gibi çıkmasını engellemeye çalışırlar.

Böylece medeniyetin nimetlerini paylaşma konusunda bölünmüş toplumlar, altın yumurtlayan kazı öldürmeye çalışan saldırganlara karşı daha az direnebilir.

Dışarıdan gelenler, insanları ve binaları öldürebilir ve yok edebilir, ancak merakı ve yaratıcılığı öldüremezler.

Bunu ancak biz kendimize yapabiliriz.

Tehdit altında hissettiğimizde, istikrar ve öngörülebilirlik ararız, garip veya belirsiz görünen şeyleri dışlarız.

Bunun sonucunda da toplumların açıklığı, birbirlerinden öğrenme yeteneği, yenikler için gerekli olan dinamizmleri durgunlaşır.

Ve bilim insanları temkinli hale gelirken, edebiyat içe dönükleşir ve sanat geçmişe yönelir.

ADAMLAR VE ZAMANLAR SARMALINDAKİ İNSANLIK “Zor zamanlar güçlü adamlar yaratır ve güçlü adamlar da daha zor zamanlar yaratır” derler.

Buna bağlı olarak, ifade ve düşünme özgürlüğü tutucu ortodoksluğa yerini bırakırken, serbest piyasalar ekonomik kontrollerle değiştirilir.

Topladıklarından daha fazla harcama yapmak, çöken devletlerin gerilemesinin yaygın bir işaretidir.

Aşırı borçlanılır ve paraları değersizleştirilir, bu da enflasyona ve mali kaosa yol açar.

Sıklıkla, kendilerine zenginlik getiren ve yaratıcılığı tetikleyen uluslararası ticareti de aşırı kontrollerle terk ederler.

Bu tür tepkiler, yerel olarak değişen koşullara uyum sağlama yeteneklerini azaltır.

Kesilen ticaret yolları ekonomik ve teknolojik kapasiteyi aşındırır ve yeni ortodoks görüşler, krizi yönetmelerine yardımcı olabilecek fikir ve çözümlerin akışını engeller.

Bir zamanlar onları büyük yapan o merak ruhunu kaybetmiş olurlar.

MEDENİYETLERİN ‘SOKRATES’İN ÖLÜMÜ’ ANI Tarihte her büyük medeniyet, kendi Sokrates'in ölümü anını yaşadı.

Hatırlanacağı gibi, Sokrates ahlaki, dini ve siyasi meseleler hakkında felsefi tartışmalara girmesi ve gençlerin ahlaklarını bozma iddiası ile idama mahkûm edilmişti.

Genellikle salgın hastalıkların, doğal afetlerin veya askeri çatışmaların ardından, toplumlar entelektüel alışverişten uzaklaştı, eksantrik düşünürlere ve azınlıklara baskı uyguladı.

İnsanlar, ekonomilerine kontroller getiren ve uluslararası açıklığı terk eden güçlü adamların arkasında toplanmaya başladı.

Krizlerle dolu geç Roma İmparatorluğu'nda, paganlar Hristiyanlara zulmetmeye başladı ve kısa süre sonra, Hristiyanlar da paganlara zulmetmeye başladı.

Abbasi Halifeliği parçalanırken, yöneticileri devlet ve din arasında baskıcı bir ittifak kurdu.

Rönesans, zor durumda kalan Protestanlar ve Karşı Reform Katolikleri, muhalifleri ve bilim insanlarını bastırmak için kendi kilise-devlet ittifaklarını kurduklarında sona erdi.

SİLİKON VADİSİNİN ESMER İCATÇILARI Silikon Vadisinde çalıştığımız günlerde dikkatimizi çeken en önemli şey, orada çalışanların çeşitliliği idi.

Daha o günlerden gelişen bu eğilimin sonucunda, bugün dünyanın en büyük icatlarını yapan teknoloji öncülerinin büyük çoğunluğu, Hindistan, Çin, Pakistan, İran ve Türkiye gibi ülkelerden gelen gençlerdir.

Yukarda bahsettiğimiz, yenilik ve ilerleme için gerekli olan zihinsel hoşgörü ortamının kaybolduğu, eski imparatorluk ve medeniyet merkezlerinden kaçan binlerce bilim insanı, tüm yaratıcılıklarını daha uygun ortam buldukları, Batı’nın bilimsel ve teknik alanlarında kullanmak zorunda kalmışlardır.

Bu olguyu, Batı teknoloji devlerinin en tepesinde yönetici olarak görev yapanların isimlerine bakarak hemen görebilirsiniz: İntel’de Venkata "Murthy" Renduchintala, Microsoft CEO'su Satya Nadella, Google CEO'su Sundar Pichai, IBM CEO'su Arvind Krishna, Adobe CEO'su Shantanu Narayen ve son olarak X'in CEO'su olarak atanan Parag Agrawal.

ATİNA’NIN AÇIKLIĞI MI, SPARTA’NIN KAPANIKLIĞI MI?

Elbette Batı’nın kazancı olan bu kaçış, Doğu’nun büyük kaybı olarak varlığını her gün göstermektedir.

Tersine olan hayırlı bir gelişme ise, Türkiye’de Aselsan, Çin’de Huawei veya Ali Baba gibi yeni teknoloji devlerinin ortaya çıkmasına yol açmaktadır.

Yapılacak şey bu tersine göçüşün süratinin ve miktarının en kısa zamanda artırılmasıdır.

Böylece Doğu medeniyetleri, yüzyıllar önce kapitalizmin gelişmesine kurban verdikleri ilerleme ve gelişme imkanlarını yeniden kazanmış olacaklardır.

Aslında geleceğin tarihsel eğilimi de bu tersine beyin göçünün giderek hızlanması yönünde görünmektedir.

Antik Yunan tarihçisi Thucydides, iki zıt zihniyeti tanımlamıştır: yeni bir şeyler edinmek için dünyaya açılmaya hevesli Atinalıların zihniyeti ve onun karşısındaki sahip olduklarını korumak için dünyayı dışlayan Spartalıların zihniyeti.

Bunlardan sadece ilk zihniyet, sürekli öğrenme, yenilik ve büyüme ile sonuçlanır.

Her medeniyet ve muhtemelen her insan, biraz Atinalı ve biraz da Spartalıdır; ancak hangisinin baskın olacağına karar vermek bize kalmıştır.

İlgili Sitenin Haberleri