Haber Detayı
DEM Partili Serhat Eren’den İçişleri Bakanına: “Uyuşturucu baronlarının değil, hâlâ Kürtçe ıslık çalanın peşindesiniz”
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Eren, TBMM’de İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde mevcut güvenlik politikalarının iç barış üretmediğini belirterek, “Kayyımlar, yasaklar ve baskıyla güvenlik sağlanamaz; bu anlayış güvensizlik üretiyor” dedi.
Artı Gerçek- DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri kapsamında İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi üzerine söz aldı.
Eren, mevcut güvenlik anlayışının iç barış üretmediğini, aksine toplumu korku ve baskıyla yönetmeyi hedeflediğini söyledi.
Eren, kayyım uygulamalarından özel güvenlik bölgelerine, eylemlere müdahaleden uyuşturucu ve çeteleşmeye kadar birçok başlıkta iktidarı eleştirerek, iç barış için somut ve demokratik adımlar çağrısı yaptı.
İçişleri Bakanlığı’nın halkın huzurunu sağlamak yerine uzun süredir halkın iradesiyle savaştığını belirten Eren, “Kadın katillerine, çetelere hoşgörülü; halka ise ceberut bir yüz gösteriliyor.
Bu anlayış güvenlik değil, güvensizlik üretiyor” dedi.
Güvenliğin özgürlüğün alternatifi olmadığını vurgulayan Eren, “Gerçek güvenlik kayyımlarla, yasaklarla ve baskıyla değil; adaletle, eşitlikle ve toplumsal rıza ile sağlanır.
Ancak bugün her gün şafak operasyonları, toplantı yasakları ve sansürle uyanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Cizre ve Urfa başta olmak üzere birçok kentte yas evlerine kilit vurulduğunu, cenazelere ve mezarlıklara saldırılar yaşandığını hatırlatan Eren, “Yas tutma ve defnedilme hakkının engellendiği bir yerde iç barıştan söz edilemez” dedi. “BARIŞ SÜRECİNDE BU BÖLGELERDE KİMİN GÜVENLİĞİ KORUNUYOR” Şırnak’tan Hakkari’ye, Van’dan Dersim’e kadar ilan edilen özel güvenlik bölgelerinin Kürtlerin toprakla ve doğayla kurduğu bağı parçaladığını söyleyen Eren, “Tarlasını ekemeyen, hayvanını otlatamayan, göçe zorlanan Kürdün güvenliği sağlanmıyor.
Barış sürecinde bu bölgelerde kimin güvenliği korunuyor?” diye sordu. “313 BARIŞÇIL EYLEME MÜDAHALE EDİLDİ” Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü hakkının fiilen askıya alındığını belirten Eren, sadece 2024 yılında 313 barışçıl gösteriye müdahale edildiğini, 27’si çocuk olmak üzere 2611 kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını aktardı.
Cezaevlerinden hastanelere ve cenazelere götürülen siyasi mahpuslara yönelik kelepçeli muayene, ağız içi arama dayatması ve keyfi sevk uygulamalarına dikkat çeken Eren, “Kelepçeli muayenelerle, kelepçeli cenazelerle iç barış kurulamaz” dedi. “KAYYIM BİR GÜVENLİK ÖNLEMİ DEĞİL, SİYASAL TERCİHTİR” Son 11 yılda 156 belediyeye kayyım atandığını hatırlatan Eren, “Beraat etmiş belediye eş başkanlarını dahi görevlerine iade etmeyerek kayyımların açık bir siyasal tercih olduğunu gösteriyorsunuz.
Halkın iradesini daha ne kadar gasp edeceksiniz?” diye sordu. “MERSİN LİMANI KOKAİN HATTINA DÖNÜŞTÜ” Uyuşturucu ve çeteleşme sorununa da değinen Eren, Diyarbakır’da uyuşturucu kullanım yaşının 9’a düştüğünü belirterek, “Her yanı kameralarla dolu bir kentte bu çeteler nasıl büyüyor?
Soruyorum: Diyarbakır’da devlet kim?” dedi.
Türkiye’nin metamfetaminin transit merkezi haline geldiğini, Mersin Limanı’nın kokain hattına dönüştüğünü ifade eden Eren, “Siz uyuşturucu baronlarının değil, hâlâ Kürtçe ıslık çalanın peşindesiniz” dedi. “NEFRETLE YÖNETİLEN BİR ÜLKEDE BARIŞ OLMAZ” Kürtlere, Alevilere, kadınlara ve farklı toplumsal kesimlere yönelen nefret söyleminin cezasızlıkla beslendiğini vurgulayan Eren, “Nefret suçlarının cezasız kaldığı bir ülkede ne barış inşa edilir ne de eşit yurttaşlık mümkündür” dedi. “SOMUT ADIMLARI GÜÇLENDİRMEK ZORUNDAYIZ” Konuşmasının sonunda Eren, kayyım uygulamasına son verilmesini, özel güvenlik bölgelerinin kaldırılmasını, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını, kadına yönelik şiddet ve işkenceyle etkin mücadele edilmesini, uyuşturucuyla sosyal ve koruyucu politikalarla mücadele edilmesini istedi.
Eren, “İç barış ve toplumsal güven için Demokratik Toplum sürecini sözle değil, somut adımlarla güçlendirmek zorundayız” çağrısıyla konuşmasını tamamladı. (EVRENSEL)
