Haber Detayı

Orhun’dan sofraya; Türk uygarlığının yazılı ve mayalı belleği I Süleyman Dilsiz yazdı
Gastroda odatv.com
15/12/2025 09:25 (1 hafta önce)

Orhun’dan sofraya; Türk uygarlığının yazılı ve mayalı belleği I Süleyman Dilsiz yazdı

UNESCO’nun 15 Aralık’ı Dünya Türk Dilleri Günü ilan etmesi, yalnızca dilin değil; dilin taşıdığı göç, beslenme ve kültür coğrafyasının da görünür kılınmasıdır. Süleyman Dilsiz, Türk uygarlığının iki kadim hafızasını — dili ve yoğurdu — aynı tarihsel hatta buluşturuyor.

Bugün 15 Aralık… UNESCO’nun bugünü “Dünya Türk Dilleri Günü” ilan ettiği gün!Bu gün takvime küçük bir işaret değil; Türk kültürünün binlerce yıllık varlığını yeniden küresel sahneye davet edilmesidir.

Bu karar, yalnızca dilin değil, dilin taşıdığı uygarlığın da görünür kılınmasıdır.Ancak kültürün sesi sadece dil midir?Tabii ki hayır!Bizim kültürün bir de kendine has bir değeri var.

Tam da burada, kültürümüzün bir diğer büyük taşıyıcısını hatırlamak kaçınılmazdır:YOĞURT!Çünkü dil bir ulusun sesi ise, yoğurt o ulusun tadıdır.Dil kültürü taşır; yoğurt kültürü yaşatır.UNESCO bugün Türk dillerini tescil ederken, farkında olmadan yoğurt uygarlığının izini de mühürlemiş oluyor.

İkisi de Türkçenin küresel gastronomik gövde gösterisi.Diller yoğurdu çeviremedi, çünkü onun kültürel döngüsü çevrilemez.

Dil zamanla değişir ancak kök bırakır, yoğurt da sütle birleşir ve mayasını saklar.DİL VE YOĞURT: UYGARLIĞIN İKİ SESSİZ ANCAK DİRENÇLİ KAHRAMANI!Dil yalnızca iletişim aracı değildir; bir topluluğun dünyayı anlama biçimidir.Yoğurt ise yalnızca bir süt ürünü değildir; kültürün göçebe halidir.Antropologlar bir uygarlığı anlamak için üç şeye bakar:Dil, beslenme sistemi, göç yollarıİşte yoğurt tam bu üç eksenin ortasında durur.

Belki daha fazlasında!Yoğurt Uygarlığı kitabımda altını çizdiğim üzere, Türklerin tarihsel hareketliliği yalnızca bir göç coğrafyası oluşturmadı.

Aynı zamanda bugüne pek az kişinin fark ettiği bir İpek Yolu’ndan daha kadim bir kültürel hat yarattı:YOĞURT YOLUİpek Yolu ticaretin, diplomasinin ve kervan ekonomisinin küresel rotasıydı.Ama bir gerçek var: Tüccar bazen gecikir, diplomasi bazen çalışmaz; ama hareket halinde olan bir topluluk yoğurdu yanından eksik etmez.

Yoğurt Yolu işte bu nedenle daha eskidir; çünkü ihtiyaçtır, hayattır, pratik zekadır.

Hayatta kalma iksiridir.

Gittiği coğrafyalarda derin kültürel izlerini de taşımıştır.

Orta Asya bozkırlarından Anadolu’ya, Balkanlardan Kafkasya’ya uzanan bu kadim hat, Türklerin göç hareketliliğinin “yenilebilir arkeolojisi” gibidir.Dil nasıl ağızdan ağıza aktarılıyorsa, yoğurt da mayadan mayaya aktarılır.Her ikisinin izini sürdüğünüzde aynı haritaya çıkarsınız.Bugün Türk dillerinin konuşulduğu her coğrafyada yoğurt kültürünün derin izine rastlanması boşuna değildir.Dil sürmüşse yoğurt da sürmüştür; dil kesilmişse yoğurt da kesilmiştir.Orhun’dan Yoğurda: çözülen yazıtlar, mayalanan derya deniz kültür!15 Aralık’ın seçiliş bedeni, Vilhelm Thomsen’in Orhun Yazıtları’nı çözdüğü gündür.Bu çözüm, Türk dilinin “Ben buradayım” diye yeniden duyulduğu bir andı.Fakat kültür tarihimizde sessiz bir paralellik daha vardır: Yazıtlar çözülünce dil görünür oldu; yoğurt keşfedilince Türk mutfağı görünür oldu.Biri taşın (yazıt) belleği, diğeri mayanın belleği.Birinde anlam çözülür, diğerinde süt çözülür.İkisi de uygarlığımızın bereketidir.UNESCO’NUN KARARI SADECE DİL DEĞİL, BİR KÜLTÜR COĞRAFYASININ DA İLANIDIRBugün 200 milyondan fazla insan Türk dilleri konuşuyor.

Aynı coğrafyada yoğurt da en birleştirici gastronomik kültür olarak yaşamaya devam ediyor.Yakutların “tar”ı,Orta Asya’dan Balkanlara yoğurdu kurutarak taşınabilir hale getirdiği yoğurt geleneği “kurut” yani tarhana kültürü.

Tarhana, yoğurdun tarih sahnesinde “uzun ömürlü kurutulmuş halidir.”Bir çeşit kültürel konserve: Dil yazıtta yaşar, yoğurt tarhanada.Anadolu’nun her yemeği yoğurda dönüştüren mutfak zekâsı, sıfık atık bilinci…Balkanların hala "Türk hediyesi" diye andığı yoğurt kültürü…Hepsi tek bir şeyi anlatır: Dil sürer, yoğurt sürer.Dil kaybolursa kültür susar; yoğurt kaybolursa mutfak körelir.UNESCO bugün Türk dillerine bir gün ilan ederken, aslında yoğurt yolunun binlerce yıllık akışını da görünür kılmaktadır.YOĞURT, TÜRK DİLLERİNİN EN BİLİNDİK İHRACAT SÖZCÜĞÜBugün dünyanın hiçbir dili yoğurdu çeviremedi.

İngilizce yogurt, Fransızca yaourt, İspanyolca yogur… Dünyanın en çok konuşulan besinci dili olan Türkçenin küresel egemenlik ilanıdır.

Dilde “ek” nasıl anlamı değiştiriyorsa, yoğurtta “maya” kültürü dönüştürür.Dil zamanla değişir ama kökünü bırakmaz; yoğurt yeni sütle birleşir ama öz mayasını saklar.

Dil toplulukları birleştirir; yoğurt sofraları birleştirir.

Dilin mayası ve yoğurdun dili aynı öyküyü anlatır.Dünya Türk Dilleri Günü, yalnızca dillerin değil, dillerin taşıdığı kültürel akışın da kutlandığı gündür.

O kültürel akışın en görünmez ama en güçlü damarı ise Yoğurt Yolu’dur. 15 Aralık, bu nedenle yalnızca Türk dilinin değil, yoğurt uygarlığının da günüdür.Çünkü, yoğurtsuz Türk kültürü olmaz.Dilsiz yoğurt da olmaz.

Çünkü ikisi de uygarlığın kodlarını taşır.

Birisi dille, diğeri sağlık ve tatla!Dil kültürün sesi ise, yoğurt kültürün nefesidir.

Ve nefes sürdükçe hem dil hem yoğurt yaşamaya devam eder.Nice 15 Aralıklara… Özümüzü, tadıyla tuzuyla daha çok keşfederek!Gastronomi Yazarı Süleyman DilsizOdatv.com

İlgili Sitenin Haberleri