Haber Detayı
TEHLİKE UZAK DEĞİL: Marmara, Ege, Akdeniz: Üç cepheden deprem baskısı! Prof. Dr. Süleyman Pampaldan kritik uyarı
Türkiye her saniye deprem riskiyle karşı karşıya. Akdeniz, Ege, Marmara ve Doğu Anadoludaki aktif faylar, levha sınırları ve kırılmamış segmentler yeni ve yıkıcı depremlerin olasılığını canlı tutuyor. Peki tehlike ne kadar uzaklıkta? Prof. Dr. Süleyman Pampal, editörümüz Sergen Tabana çok önemli açıklamalarda bulunarak uyarıda bulundu. Pampal, Doğu Anadolu Fayı üzerinde, özellikle Karlıova–Erzincan arasında yer alan ve sismik boşluk olarak tanımlanan segmentler dikkatle izlenmektedir. Marmara Denizinde ise Orta Marmara Fayının kırılmamış kesimleri bulunmakta ve bu bölgede 6,5–7 büyüklüğünde deprem potansiyeli vardır. Bu risk maalesef uzak değildir dedi.
Deprem riskiyle her an karşı karşıya olan Türkiyede Ege, Marmara ve Doğu Anadoludaki aktif faylar, yıkıcı depremlerin olasılığını canlı tutuyor.
Son dönemde meydana gelen Antalya, Manisa ve Balıkesir depremleri ise bu olasılığın ne kadar yakın olduğunun göstergesi.BİNLERCE KEZ SALLANDIKTürkiye, 2025 yılında da deprem gerçeğiyle yaşamaya devam etti.
Resmî sismolojik kayıtlara göre yıl içinde büyüklüğü 6 ve üzeri olan iki büyük deprem meydana geldi.İlk büyük deprem, 23 Nisan 2025te Marmara Denizinde, İstanbulun Silivri açıklarında yaşandı. 6,2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul ve çevre illerde geniş bir alanda hissedildi.
Depremin ardından çok sayıda artçı sarsıntı kaydedildi ve Marmaradaki kırılmamış faylar yeniden gündeme geldi.İkinci büyük deprem ise Balıkesirin Sındırgı ilçesi merkezli olarak meydana geldi. 6,1 büyüklüğündeki deprem, Batı Anadolunun aktif fay hatları üzerinde yaşanan sismik hareketliliğin sürdüğünü bir kez daha gösterdi.
Bu depremin ardından bölgede aylarca süren yoğun artçı sarsıntılar gözlendi.Uzmanlar, 2025 yılı boyunca Türkiye genelinde binlerce küçük ve orta büyüklükte deprem kaydedildiğini, ancak yıkıcı potansiyele sahip büyük depremlerin sınırlı sayıda gerçekleştiğini belirtiyor.
Buna rağmen Marmara, Ege, Akdeniz ve Doğu Anadoludaki aktif faylar nedeniyle deprem riskinin devam ettiği vurgulanıyor.RİSK NE KADAR UZAKTA?Peki, binlerce kez sallanan Türkiyede risk ne kadar uzakta?
Deprem Uzmanı Prof.
Dr.
Süleyman Pampal, editörümüz Sergen Tabana önemli açıklamalarda bulunarak kritik uyarılarda bulundu. 6,5–7 büyüklüğünde deprem potansiyelinin olduğunu söyleyen Pampal, Bu risk maalesef uzak değil dedi.Prof.
Dr.
Süleyman Pampalın açıklamasının tamamında şu ifadelere yer verdi:DEPREM GEÇMİŞİ BİZE NE SÖYLÜYOR?Antalya çevresindeki depremler, Balıkesir ve Sındırgı çevresindeki depremlerden farklıdır.
Bunun nedeni, Antalyada meydana gelen depremlerin odak derinliklerinin oldukça fazla olmasıdır.
Bu bölgede 2,4 – 3 – 4,6 büyüklüğünde iki ana deprem ve ardından küçük artçılar yaşandı.
Bu depremlerin odak derinliği yaklaşık 90–95 kilometre civarındadır.
Bu da orta derinlikte deprem anlamına gelir.Oysa Sındırgı ve Anadolunun diğer iç kesimlerinde, faylanmaya bağlı olarak oluşan depremler genellikle 7–8 kilometre odak derinliğine sahiptir.
Depremin odağı, enerjinin boşalmaya başladığı noktadır ve bu noktanın yeryüzüne olan mesafesine odak derinliği denir.
Bu nedenle derinlik konusu oldukça önemlidir.Antalya çevresindeki bu derin depremler, Afrika Levhası ile Anadolu Levhası arasındaki levha sınırında meydana gelmektedir.
Bu sınır, Girit ve Rodosun güneyinden geçerek Yunanistana doğru uzanır ve Helenik Yay olarak adlandırılır.
Bu yapı, dalma-batma zonu ve transform faylarla birlikte değerlendirilir.
Bu hattın devamı niteliğinde Fethiye-Burdur Fayı yer alır ve Hatayın güneyinden Doğu Anadolu Fayına bağlanır.
Bu sınır boyunca geçmişte 7,5–8,5 büyüklüğünde birçok yıkıcı deprem üretilmiştir.Kuzeydeki Sındırgı bölgesi ise Simav Fay Zonunun bir parçasıdır.
Bu zon, Sındırgıdan başlayarak Gediz ve Afyona kadar uzanır ve oldukça aktiftir.
Tarihsel ve aletsel dönemde çok sayıda deprem üretmiştir. 1970 Gediz Depremi (7,2), 2011 Simav Depremi (6,0), 1995 Dinar Depremi (6,5) ve 2001 Çay Depremi (6,5) bu zon üzerinde meydana gelmiştir.
Bu yıl da Sındırgıda 6,1 büyüklüğünde iki deprem yaşanmıştır.Ege Denizinde, Santorininin kuzeyinde de tarih boyunca büyük depremler ve volkanik patlamalar olmuştur.
Bu bölgede 1926 yılında 7,0 ve 7,2 büyüklüğünde depremler meydana gelmiştir.
Afrika Levhasının dalması sonucu yükselen magma, Batı Anadoludaki volkanik faaliyetleri oluşturmuştur.
Denizaltı volkanizmasıyla Ege adalarının büyük bölümü bu süreçte şekillenmiştir.20 BİN ARTÇI DEPREM KAYDEDİLDİBu yılın başında Santorini çevresinde on binlerce depremin meydana geldiği bir deprem fırtınası yaşanmıştır.
Yapılan çalışmalarda magmanın yeryüzüne 2–3 kilometre kadar yükseldiği tespit edilmiştir.
Magma yüzeye çıkamazsa kabuğu zorlayarak çok sayıda küçük deprem oluşturur; buna deprem fırtınası denir.
Benzer bir süreç Sındırgıda da yaşanmış, 6,2 büyüklüğündeki iki ana şokla birlikte yaklaşık 20 bin artçı deprem kaydedilmiştir.Batı Anadolu ve Ege Bölgesi, Alp-Himalaya deprem kuşağının en aktif ve en riskli alanlarından biridir.
Bu bölgede kabuk kalınlığı yaklaşık 15 kilometreye kadar düşmektedir.
İnce kabuk ve çekme gerilmeleri nedeniyle kırılganlık artmakta, bu da sık sık 6–7 büyüklüğünde depremlerin meydana gelmesine yol açmaktadır.
Doğu ve Güneydoğu Anadoluda ise kabuk daha kalın olduğu için enerji daha uzun sürede birikir ve çok daha büyük depremler üretir.TÜRKİYENİN DEPREM GERÇEĞİ!Türkiyede her gün, her hafta ve her ay depremler meydana gelmektedir.
İstatistiklere göre her 17 ayda bir 6–7 büyüklüğünde, yaklaşık her 6 yılda bir de 7den büyük deprem yaşanmaktadır.
Bu, Türkiyenin deprem gerçeğidir.Akdenizdeki Afrika–Anadolu levha sınırı yıkıcı deprem üretme potansiyeline sahiptir ve tsunami riski de bulunmaktadır.
Doğu Anadolu Fayı üzerinde, özellikle Karlıova–Erzincan arasında yer alan ve sismik boşluk olarak tanımlanan segmentler dikkatle izlenmektedir.
Marmara Denizinde ise Orta Marmara Fayının kırılmamış kesimleri bulunmakta ve bu bölgede 6,5–7 büyüklüğünde deprem potansiyeli vardır.
Bu risk maalesef uzak değildir.