Haber Detayı
Hakan Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı canlı yayında Suriye ile ilgili yaptığı açıklamada SDG'nin 10 Mart mutabakatına uyması gerektiğinin altını çizerek "İsrail'den cesaret alıyorlar. Bu yeni değil hep böyleydi." diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan TVNET canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki son durum, Gazze ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi çeşitli konularda değerlendirmelerde bulundu. "Suriye'de yatırımların ağır ağır hayata geçmeye başladığını görüyoruz" Bakan Fidan, Suriye'de 8 Aralık 2024'ten itibaren başlayan süreçte atılan çok adım olduğunu fakat bunun görülemediğine işaret ederek, şunları söyledi: "Problem alanı o kadar fazla ki giderilmesi gereken.
Sırf ülkedeki yıkımı düzeltmeye başlamak için uluslararası takılmış birçok kelepçeyi söküp atmanız gerekiyor.
Daha iki, üç gün önce Amerika'daki Sezar Yasası yeni kalktı.
Sezar Yasası'yla Suriye'ye yapılan yatırımlara yasak getirilmişti Esed döneminde.
İlk önce Amerika başkanlık kararnamesi çıkarttı, daha sonra bunu kendi kongresinde yasalaştırdı.
Bu fevkalade önemliydi." ifadelerini kullandı.
Suriye'de gerek bölge ülkelerinin gerek Avrupalı ve ABD'li ortakların yaptığı müşterek çalışmanın önemine işaret eden Fidan, "Suriye'de yatırımların ağır ağır hayata geçmeye başladığını görüyoruz.
Ama yıkım dediğim gibi çok büyük.
Geri dönüşler var.
Geri dönenlerin tabii istifade edeceği, yaşamını ve temel hizmetleri sağlayacağı bir altyapıya ihtiyaç var." diye konuştu.
Fidan, Suriye halkının kanaatli bir halk olduğuna değinerek, "Bu imkansızlıklara rağmen yeter ki canlarına bir şey olmasın.
Yeter ki bir karmaşa, kaos ortamı olmasın.
Buradan yollarına devam ederler." dedi.
Suriye'de Türkiye'nin de yürüttüğü projeler olduğunu söyleyen Fidan, "Haritaya baktığınız zaman Suriye, Türkiye'nin bir devamı aslında, coğrafi devamı.
Burada hem ticari olarak, hem ulaştırma olarak, hem bağlantısallık olarak inanılmaz derecede büyük potansiyeller var.
İnşallah bunların hepsi hayata geçecek.
Ama ilk önce ülkedeki dengelerin yerine oturması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Fidan, Suriye'de silahlı grupların bir komuta altında toplanması, ulusal orduya bağlanması konusunda en büyük fedakarlığı ve yardımı Türkiye'nin yaptığına işaret ederek, "Türkiye'nin sürekli destek verdiği muhalif güçleri ulusal orduya katılmaya doğru teşvik etmesi ve bunun hemen gerçekleşmesi, ülkedeki Esed'e karşı direniş gösteren çok farklı silahlı grupları bir komuta altında bir araya getirdi.
Bu belki çok fazla takdiri yapılmamış çok önemli bir konu." ifadelerini kullandı.
Bakan Fidan, silahlı grupların ulusal orduya bağlanmasına ilişkin, "Bu daha büyük maslahatı ve iyiliği gözeterek insanların sahip oldukları güç alanlarından, küçük menfaat alanlarından vazgeçmesidir.
Türkiye'nin bu noktadaki hem ortaya koyduğu stratejik vizyon, çerçeve hem yapıcı rol oynaması, tavsiyeleri önemli." dedi.
Avrupa ve ABD'de zaman zaman ortaya çıkan "mevcut yönetim Suriye'nin tamamına hakim değil" eleştirisine ilişkin olarak Fidan, şunları kaydetti: "(Suriye'nin) Bunu büyük ölçüde tamamladığını biz düşünüyoruz.
SDG'nin kontrol ettiği bölgelerde şu anda sorun alanı var.
Onun çözülmesi gerekiyor 10 Mart mutabakatı çerçevesinde.
Bir de Güney'de, özellikle Güney meselesi fevkalade önemli.
Şu anda bizim belki en büyük risk alanımız o.
Güney'deki sıkıntı tek başına çok fazla büyük risk oluşturduğu için değil.
O da yönetilebilir bir konu.
İsrail'in ona müdahil olmasından dolayı ortaya çıkan bir risk alanı var.
Bu risk alanını çok iyi yönetmek gerekiyor.
Çünkü daha büyük riskleri de beraberinde getirebilir.
Bu da çok yakından takip ettiğimiz bir konu."