Haber Detayı

Bolivarcı Venezuela tehdit altında
Alp altınörs artigercek.com
14/12/2025 00:00 (1 hafta önce)

Bolivarcı Venezuela tehdit altında

ABD’nin saldırganlığı Latin Amerika’da geniş yığınları harekete geçirerek, son yıllarda küllenmiş olan Bolivarcığı da diriltecektir. ABD işgalciliğine karşı Latin Amerika dayanışması gelişecektir.

Gelişmeler hızlı akıyor.

ABD emperyalizmi, Venezuela’yı önce denizden çevreledi.

Sonra ise tarihte benzeri olmayan şekilde ABD tek taraflı olarak Venezuela hava sahasını “kapattığını” ilan etti.

Bunun yegane anlamı, egemen bir ülkenin hava sahasının işgalidir.

Bolivarcı Venezuela, büyük bir tehdit altında.

Bazı temel gerçekleri vurgulamanın zamanıdır.

Venezuela tarihi boyunca ABD’nin arka bahçesiydi.

Venezuela petrolünden en büyük kârı hep ABD tekelleri elde ediyordu.

Halka ise açlık ve yoksulluk düşüyordu. 1989’da Caracas’ta patlayan yoksul isyanı, arkasında 5000 ölüm bırakarak büyük bir kırılma yarattı.

Ordudaki alt kademe subaylar 1992’de Albay Hugo Chavez liderliğinde ayaklanarak bu trajedinin temeli olan neoliberal düzene son vermeye çalıştılar.

Halk kitlelerini de isyana katmaya çalışsalar da yenildiler.

Chavez büyük sempati toplatı. 1998’de hapisten çıktı. 5.

Cumhuriyet Hareketi’ni kurdu.

Önce başkanlığı, sonra kurucu meclis çoğunluğunu elde etti.

Latin Amerika’nın açık ara en demokratik anayasasını yaptı.

Venezuela özgür bir ülke haline geldi.

Ancak sıra devlet petrol işletmesinin yönetimini değiştirmeye gelince, 2001’de askeri darbeyle devrildi.

Askeri cunta açıkça faşist bir diktatörlük kurmak peşindeydi.

Şili’deki Pinochet rejiminin bir benzeri geliyordu.

Sokaklara dökülen milyonlar, darbeye karşı çıkan askeri birliklerle el ele verip darbeyi püskürttü.

Bu bir halk devrimiydi.

İktidar tekelci burjuvaziden, bir halk bloğuna liderlik eden orta burjuvaziye geçmişti.

Venezuela’da artık yeni, “Bolivarcı” bir rejim kurulmuştu.

Bolivarcı rejimin temel prensibi petrolün kamulaştırılması ve petrol gelirlerinin yoksullukla mücadelede, sosyal programlarda kullanılmasıydı.

Bolivarcı rejim altında serbestçe çalışan tekelci burjuva muhalefetinin programı ise tam tersiydi: Petrolün özelleştirilmesi ve yoksul halk üzerinde diktatörlük. 2001’den günümüze Venezuela’da yapılan tüm seçimlerde işçiler ve yoksul halk Bolivarcı programa oy vererek bu rejimi ayakta tutmuştur.

Nobel Barış Ödülü verilen Machado gibi sağ muhalifler ise büyük milli sahiplerinin ve varlıklı kesimlerin oylarını alarak azınlıkta kalmışlardır.

Machado’nun “barış” istediği ise kocaman bir yalandır.

O en vahşi sınıf savaşını yürütmeye, yoksulları sokak başlarında kurşunlamaya, petrolü Amerikalılara peşkeş çekmeye, sosyal devleti yok etmeye adaydır.

Son yıllarda, ekonomik sabotajları belli oranda aşmayı, enflasyonu düşürmeyi, mali istikrarı sağlamayı başaran Bolivarcı hükümetin devrilmeyeceği anlaşıldığından, hazır Rusya da Ukrayna meselesiyle meşgulken.

Trump yönetimi haydutça yöntemlerle Maduro’yu devirmeye çalışıyor.

Trump, amacının petrolü ele geçirmek olduğunu gizlemeye dahi gerek görmüyor.

Ancak bu haydutluğu sınırlayan iki önemli unsur var.

İlkin, Venezuela’ya yönelik, bu tür müdahalelerin dayanağı her daim Kolombiya olmuştur.

Ancak bu kez Kolombiya’nın başında solcu bir başkan var; Gustavo Petro da bir Bolivarcıdır.

Petro, yola Bolivar’ın heykelinden kılıcı koparıp “Bolivar’ın kılıcı artık ellerimizde” diyerek çıkan M-19 hareketinden geliyor.

Trump’ın emperyalist saldırısına destek olması beklenemez.

İkinci olarak, Venezuela’nın iç konjonktürde, emekçi halk kitleleri Bolivarcıları tutuyor.

Venezuela Bolivarcı Silahlı Kuvvetleri halkı silahlandırarak doğru bir adım attı.

Tam çaplı bir işgal hareketi ABD’yi bataklığa sürükler.

Bu hatayı yaparsa ABD, tıpkı Rusya’nın Ukrayna’da düştüğü pozisyona düşer.

Salt Maduro’yu hedefleyen sınırlı bir saldırı ise Venezuela’da rejim değişikliğine yetmez.

Bolivarcı hareket tüm devlete hakimdir; hızla Maduro’nun yerine yeni bir lider geçebilir.

ABD’nin saldırganlığı Latin Amerika’da geniş yığınları harekete geçirerek, son yıllarda küllenmiş olan Bolivarcığı da diriltecektir.

ABD işgalciliğine karşı Latin Amerika dayanışması gelişecektir.

İlgili Sitenin Haberleri