Haber Detayı

Gramı servet ediyor! Mesleğini bıraktı, 50 metrekare odada üretime başladı
Yurt ulusal.com.tr
13/12/2025 16:57 (1 hafta önce)

Gramı servet ediyor! Mesleğini bıraktı, 50 metrekare odada üretime başladı

Genç yaşta mali müşavirliği geride bırakan Şeyda Yoltaş, kapalı alanda uygulanan uzay tarımı yöntemiyle gramı 600 liradan satılan safran üretimine başladı; 50 metrekarelik alandaki üretim süreci dikkat çekti.

Bolu'da yaşamını sürdüren 32 yaşındaki Şeyda Yoltaş, meslek yaşamında çarpıcı bir dönüşüm gerçekleştirdi.Yıllardır icra ettiği mali müşavirlik görevini geride bırakan Yoltaş, çocukluk hayalini takiben çiftçiliğe yöneldi. 2012 yılından bu yana çiftçilik üzerine derinlemesine araştırmalar yürüten Yoltaş, edindiği deneyimi pratiğe dökerek, son yılların popüler metodu olan uzay tarımına başladı.Yoltaş, kiraladığı yalnızca 50 metrekare büyüklüğündeki kapalı bir odada, uzay tarımı tekniğini uyguluyor.

Bu küçük alanda yaklaşık 30 bin safran soğanından üretim gerçekleştiren genç girişimci, safranın gramını 600 TL gibi oldukça yüksek bir fiyattan pazara sunuyor.

Antioksidan içeriğiyle öne çıkan bu değerli baharat, Yoltaş’ın üretici kimliğiyle yeniden hayat buluyor."ÇİFTÇİLİK, İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÇOK KIYMETLİ"Çiftçilik serüvenine başlama motivasyonunu ve üreticiliğin önemini vurgulayan Şeyda Yoltaş, sektöre olan bakış açısını şu sözlerle aktardı: "Hep çiftçi olmak istiyordum. 2012 senesinden beri de araştırma yapıyorum, uğraşıyorum.

Kendi şartlarım dahilinde bu ortamı kurabildiğim için safran bitkisine karar verdim.

Ben üretici olmak istiyordum.

Çiftçilik, insan sağlığı açısından çok kıymetli.

Bilinçli bir çiftçi olmak sürdürülebilirlik için de çok kıymetli.

Bu yüzden çiftçiliği tercih ettim."Safranın sağlık üzerindeki potansiyel faydalarına da değinen Yoltaş, sözlerine şöyle devam etti: "Safranın göz sağlığına, cilt sağlığına, kanserli hücrelere çok fazla faydası var.

Tansiyonu düzenlediğini de biliyoruz.

Anti-inflamatuar etkisi olduğunu biliyoruz.

Tabii ki kronik rahatsızlıkları olanlar muhakkak doktorlarına danışmalı.

Ayrıca günde bir bardaktan fazla tüketilmemeli, onu da söylemeliyim."“SAFRANIN İÇERİĞİ ÇOK GÜÇLÜ”Safranın zengin içeriğine dikkat çeken Yoltaş, üretim süreçleri hakkında da detaylar paylaştı. "Safranın içeriği çok güçlü.

Kapsül halinde takviyelerle de çok destekleniyor."Geleneksel tarıma kıyasla yüksek işçilik gerektirmesi sebebiyle safranın pahalı bir bitki olarak görüldüğünü belirten Yoltaş, durumu şu şekilde açıklığa kavuşturdu: "Pahalı bir bitki diyoruz ama aslına bakarsanız bir gram safran bir kişiye bir ay yeterli oluyor.

Böyle düşündüğünüzde aslında çok yüksek bir fiyat değil."ODA ÜRETİMİ İLE TARLA ÜRETİMİ FARKIKapalı ortamdaki üretim sürecinin avantajlarını aktaran Yoltaş, hasat aşamasına dair önemli bilgiler verdi.

Soğanların odaya alınma tarihi 1 Ekim olarak belirlenirken, hasada Kasım ayının ortalarında başlanıyor.

Yoltaş, üretim metodunun en büyük avantajını şöyle açıkladı: "Üretim aşaması, topraktaki ile bizdeki çok farklı.

Topraktaki çok işli, çok meziyetli.

Yeşil yapraklara zarar vermeden elle tek tek çiçekler koparılıyor.

Biz yeşil yapraklar konusunda topraktakine nispeten çok avantajlıyız.

Yeşil yapraklarımız çok önemli.

Gelecek sene soğan alabilmek adına çok önemli.

Onlara zarar vermeden burada daha kolay çalışabiliyoruz."Bu yöntem sayesinde her yıl soğan alıp ek gelir elde edebildiklerini belirten Yoltaş, tarladaki zorluklara da değindi. "Safran çiçeği bir gecede açıyor ve açtığında yapraklarını iyice açılmadan toplamak, bitkinin içeriği açısından çok önemli.

Tarladan bu noktada da ayrılıyoruz.

Ben burayı tarlaya ekseydim bir buçuk dönümden fazlaydı, gün ışımadan toplamak gerekiyordu.

Arılar gelmeden, erkek organ polenlerini dağıtmadan, safranı toplamak ciddi bir emek ve işçi maliyeti.

Burada bu süreci çok daha rahat atlattık.

Yine çok çalıştık ama tarladakilere nispeten çok daha rahattık" sözleriyle kapalı ortamın operasyonel kolaylığını ortaya koydu.Doğada safran yetiştirmenin barındırdığı risklere karşın, kapalı ortamda sağlanan kontrollü şartların değerine işaret eden Yoltaş: "Odada ürettiğimiz ürünlerin içeriğini kontrol edebiliyoruz.

Işıklarımızı kapatabiliyoruz.

Ya da çiçeklenme döneminde bitkinin istediği sıcaklığı, nemi, karbondioksiti ayarlayabiliyoruz.

Doğada maalesef bunlar çok mümkün olmuyor.

Risklerle karşı karşıyasınız.

Burada 30 bin soğan var, tek tek el ile kopartıyoruz.

Safranı bu el işçiliği kıymetli yapıyor."Yaptığı üretim sistemine neden ‘uzay tarımı’ denildiğini açıklayan Yoltaş, bu terimin bilimsel dayanağını da aktardı. "Bu üretim sisteminin çalışmasından dolayı uzay tarımı denmektedir.

Uzaya gidersek gerçekten orada yiyeceğimizi, içeceğimizi bu şekilde üreteceğiz."Topraksız tarım ile kapalı ortam tarımının karıştırıldığına dikkat çeken Yoltaş, kendi metodunun topraksız tarım olmadığını vurguladı. "Bir de ben topraksız tarım yapıyorum zannediyorlar, aslında ben topraksız tarım yapmıyorum.

Ben kapalı ortam tarımı yapıyorum.

Kaldı ki topraksız tarım kendi içinde çok alt dallara ayrılıyor, çok yöntemleri var; Hidroponik, aeroponik, akuaponik yöntemleri gibi işleyişleri var.

Bu çalışmalar ciddi ARGE süreçlerinden geçiyor.

Seneler boyunca insanlar bunları deniyor."Tüketicilerdeki "yapay bitki" algısının yanlış olduğunu belirten Yoltaş, bu yanılgıların kırılmasının önemini vurguladı: "Bilim insanları içeriklerini kontrol ediyor.

Şöyle bir yanılgı var, burada yapay sebze, yapay bitki üretiyorsunuz.

Bunların testleri var, içerik testleri var.

Burada domates de üretseniz organik oluyor.

Yani çok daha kıymetli, çok daha temiz ve içeriği çok daha yüksek ürün alıyorsunuz.

Bu yanılgıların kırılması çok önemli.

İnsanların korkmasını da anlıyorum.

Bu ‘suni güneş’ diyor.

Biz bunlara gerekli testleri yaparak içeriğini kontrol edebiliyoruz.

Safran içinde çok çeşitli makale var.

İnsanlar bunları okuyup, bu testleri kontrol edip, içlerini rahatlatabilirler."

İlgili Sitenin Haberleri