Haber Detayı
Antalya’daki 4,9’luk deprem sonrası ürküten analiz: ''Basit bir deprem değil''
Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Antalya'nın Serik ilçesinde kaydedilen 4,9 büyüklüğündeki depremi analiz ederek, sarsıntının iki büyük tektonik kütlenin çarpışma alanında gerçekleştiğini ve bölgenin altında derin bir hareketlilik bulunduğunu açıkladı.
Türkiye'de son dönemde artan sismik hareketliliğin ardından, Antalya Serik'te meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki deprem bilim dünyasında mercek altına alındı.
Prof.
Dr.
Şener Üşümezsoy, kişisel YouTube kanalında yayımladığı detaylı analizde, bu sarsıntının basit bir yüzey kırılmasına bağlı olmadığını belirtti.
Üşümezsoy'a göre, depremin çözümlemeleri, olayın iki devasa kütlenin karşılaştığı alanda gerçekleştiğini gösteriyor.'YİTİM ZONU'NDA OLUŞAN SARSINTIProf.
Dr.
Üşümezsoy, depremin tektonik konumunu işaret ederek, sarsıntının yapısını detaylandırdı.
Ünlü jeolog şu tespitte bulundu: "Deprem, kuzey-batı ve güneydoğu doğrultulu, derinliği 100 kilometreye kadar inen bir yapıyı işaret ediyor.
Bu sarsıntı, Akdeniz kabuğunun Anadolu kabuğunun altına doğru daldığı ve bu iki kabuğun birbirinin üzerine ilerlediği 'yitim zonu' (dalma-batma bölgesi) kuşağında meydana gelen bir depremdir."Analizinde bölgenin tektonik haritasını kullanan Prof.
Dr.
Üşümezsoy, Antalya'nın kuzeyinden geçen "ters fay" yapılarına dikkat çekti.
Uzman isim, bu fay hatlarının yüzeyde görülenden çok daha derin ve karmaşık bir yapının yansıması olduğunu ifade etti.
Üşümezsoy, Antalya'daki bu sismik hareketliliğin izole bir olay olmadığını, Akdeniz'deki daha büyük ve bütüncül bir jeolojik sistemin parçası olduğunu vurguladı.KIBRIS VE GİRİT BAĞLANTILI TEKTONİK ZONProf.
Dr.
Üşümezsoy, bölgedeki tektonik zincirin devam ettiğini hatırlatarak bir önceki ay yaşanan hareketliliğe değindi.
Jeolog, "Kıbrıs'ın güneyinden geçip batı kenarından kuzeye ilerleyen hattın geçen ay kırıldığını" belirterek, bu hattın Girit ve Rodos ile bağlantılı bir tektonik zon oluşturduğunu aktardı.Prof.
Dr.
Üşümezsoy, son olarak Antalya Körfezi ve çevresindeki depremselliğin, "Akdeniz ve Anadolu plakalarının bu karmaşık ve derin 'hesaplaşmasının' bir sonucu olarak ortaya çıkıyor" değerlendirmesini yaptı.