Haber Detayı

 Antalya'nın lobi gücü iş dünyası ile artacak
İş dünyası dunya.com
10/12/2025 00:00 (2 hafta önce)

 Antalya'nın lobi gücü iş dünyası ile artacak

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, oda ve borsaların ulusal ve uluslararası alanda güçlü bir itibara sahip olduğunu belirterek, kentin ekonomik geleceği için ortak hareket çağrısı yaptı. Toplantıda rekabetin sertleştiği küresel ticaret, Çin karşısında strateji ihtiyacı ve 2050 Antalya vizyonu öne çıkan başlıklar oldu.

Antalya Oda ve Borsa Müşte­rek Toplantısı, Antalya Ti­caret Borsası Başkanı Ali Çandır ev sahipliğinde yapıldı.

Top­lantıya Antalya TSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Manavgat TSO Baş­kanı Seydi Tahsin Güngör, Alanya TSO Başkanı Eray Erdem, Kumlu­ca TSO Başkanı Fahri Özen, Kum­luca Ticaret Borsası Başkanı Fatih Durdaş, Deniz Ticaret Odası Antal­ya Şube Başkanı Ahmet Çetin, oda ve borsa Meclis Başkanları ve Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.Toplantının açılışında ekonomiyle ilgili değer­lendirme yapan Antalya Ticaret Bor­sası Başkanı Ali Çandır, 2003-2017 döneminde gittikçe yükselen bir kü­reselleşme ve serbest ticaret iklimi yaşandığını kaydetti.

Çandır, sonraki dönemde ise gümrük tarifeleri sava­şı, içe kapanma ve nispi olarak yurti­çi ekonomik faaliyetlerle büyümeye doğru bir eğilim gösterdiğini, yakın gelecekte de bu eğilimin devam et­mesinin beklendiğini ifade etti.“Çin’e karşı güçlü bir politika oluşturmamız gerekiyor”Dünya ekonomisinde Hindis­tan’ın parlayan yıldız olduğunu be­lirten ATB başkanı Ali Çandır, “Çin tehlikesine” dikkat çekti.

Türki­ye’nin Çin ile ticaretiyle ilgili bilgi veren Çandır, Türkiye’nin 1 dolar­lık ihracatına karşılık Çin’den 13,2 dolarlık alışveriş yapıldığını belirt­ti.Türkiye’nin toplam cari açığının yüzde 59’unun Çin’den kaynaklan­dığını vurgulayan Çandır, “Avrupa ve Ortadoğu’ya yaptığımız ihracata baktığımızda Çin’in maliyet avan­tajı ile bizim ihraç ettiğimiz yüzde 21’lik mallar risk altında.

Yani onla­rın buraya girmesi durumunda yak­laşık 42 milyar doları kaybetme ris­kiyle karşı karşıyayız” dedi.

Devletin politikası olarak Çin’de şirketlerin kar etme gibi bir derdinin olmadığı­nı söyleyen Çandır, “Git, yayıl, kap­sa, yok et politikasıyla çalışıyorlar.

Çin’deki firmaların yüzde 23’ü 2024 yılında zarar beyan etmiş.Bizde yı­lardır ilk 500’deki firmamızın za­rarda olan payı yüzde 10’u geçme­miştir.

Çin’de bankaların yüzde 80’i uzun vadeli ucuz kredi veriyor, biz­de bu oran yüzde 45” diye konuştu.

Çin’e karşı bir strateji geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Çandır, “Bizde birazcık Çin kolaycılığı var.

Bu ko­nuda ülkemizin acilen bir strateji geliştirmesi lazım.

Ülke olarak Çin’e karşı kapsamlı ve güçlü bir politika oluşturmamız gerekiyor” dedi.2024’te en yüksek büyümenin yüzde 5,3 ile ilk çeyrekte görüldü­ğünü, yılın geri kalanında büyüme­nin yüzde 3’ün altına gerilediği, son çeyrekte ise 3,7’lik bir büyüme ya­şandığını belirten Çandır, “Ancak it­halatın büyümeyi artırdığı bir yapı sürdürülebilir değildir.

Üretim gü­cü artmadan, ihracat gücünün ka­lıcı olarak yükselmesi de mümkün görünmüyor.

Bu noktada Antalya yalnızca bölgesel değil, ulusal bir ro­le sahiptir.

Çünkü Antalya, tarımı, turizmi, ticareti ve ihracatı birlik­te taşıyan ender kentlerden biridir” diye konuştu.Antalya’nın, tarımda güçlü bir üretim altyapısına sahip olduğunu, 1995–2023 döneminde tarım alanları yüzde 22 daralmış ol­sa da örtüaltı üretimin yüzde 479 arttığını kaydeden Çandır, “Tür­kiye’nin örtüaltı sebzesinin yarısı, Antalya’da üretiliyor.

Tarım sektö­rümüzdeki çeşitlilik, yoğunluk ve üretim gücü yalnızca Antalya için değil, Türkiye’nin gıda güvenliği ve dış ticareti için de stratejik bir de­ğer taşımaktadır.

Ancak bu gücü ta­şıyan alanlar kontrolsüz ve plansız büyümenin baskısı altındadır” dedi.“Lobi gücümüzü ortaklaştırmalıyız”Antalya’nın yıllardır kendi akı­şına bırakıldığı ölçüde büyüdüğü­nü, ancak artık akışına bırakarak büyüme döneminin bittiğini söyle­yen Başkan Çandır, şunları kaydet­ti:”Antalya’yı korumak aynı zaman­da Antalya’nın ekonomik geleceğini korumaktır.

Bu nedenle, suyumu­zu ve topraklarımızı korumak için bir politikaya ihtiyacımız var.

Dış ti­carette avantajlı olduğumuz alanla­ra odaklanmalıyız.

Lobi gücümüzü ortaklaştırmalıyız.Antalya’mız yıl­lardır kendi akışına bırakıldığı öl­çüde büyüdü.

Ancak artık akışına bırakarak büyüme dönemi bitti.

Ta­rımda ve turizmde birer başarı hi­kayesi yazdık.

Şimdi bir taraftan bu iki sektörümüzü geliştirmeye diğer taraftan da kentimizin karakteri­ne uygun yeni bir de başarı hikayesi oluşturmaya odaklanmalıyız.

An­talya’yı korumak, yönetmek ve ge­leceğine yön vermek için ortak akla dayalı güçlü bir yönetişimi hep bir­likte hayata geçirmeliyiz.”Başkanlardan ortak akıl çağrısıToplantıda konuşan Manavgat TSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, dünya, ülke ve bölge ekonomisine değinerek Antalya olarak ülke ekonomisine çok büyük katkılar sağladıklarını bununla birlikte “ortak akıl” ve “birlikte hareket” duygusu ile Antalya lobisinin daha güçlü inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.Alanya TSO Başkanı Eray Erdem, Antalya’nın turizmde büyük bir katma değer oluşturmasına rağmen bunun karşılığını alamadığını belirterek, “Lobi gücümüz zayıf.

Hak ettiğimizi almak için daha güçlü bir duruş sergilemeliyiz” dedi.Kumluca TSO Başkanı Fahri Özen, plansız tarım üretiminin büyük kayıplara neden olduğunu belirterek, “Yayla seracılığı kontrolsüz büyüyor.

Üretimde devlet destekli bir model oluşturulmalı” ifadelerini kullandı.Kumluca TB Başkanı Fatih Durdaş, Antalya’nın 1 milyar doları aşan tarımsal ihracata rağmen küresel ısınma ve su krizinin üretimi tehdit ettiğini söyledi.

Durdaş, tarımın sorunlarının çözülmesi halinde ihracatta ciddi artış kaydedileceğini kaydetti.DTO Antalya Şube Başkanı Ahmet Çetin, deniz turizminin Antalya’ya büyük katkı sağladığını, ancak sektörün yeterli destek alamadığını, kredilerden yeterince faydalanamadıklarını ifade etti.“2050 Antalya Vizyonu üzerine birlikte düşünmeye davet ediyorum”ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, dünyadaki her gelişmenin turizm ve tarım üzerinde belirleyici olduğunu ve Antalya’yı doğrudan etkilediğini ifade etti.

Küresel ekonominin içe kapanmaya yöneldiğini ve korumacı politikaların arttığını kaydeden Hacısüleyman, “Dünyada korumacı politikalar artıyor, gümrük vergileri yükseliyor.

Malların ve hizmetlerin serbest dolaşımının kısıtlanması bizlere şu soruyu daha fazla sorduruyor: Antalya olarak ne üretmeli ve ürettiğimizi nereye satmalıyız?

Bu kapsamda sizleri 2050 Antalya Vizyonu üzerine birlikte düşünmeye davet etmek istiyorum.

Hafta sonunda düzenleyeceğimiz beyin fırtınası ve arama konferansında ‘2050’de Antalya’yı nerede görmek istiyoruz?’ sorusunun yanıtını birlikte oluşturmayı hedefliyoruz.

Sonuçları tekrar değerlendirmek üzere aynı şekilde ortak bir zeminde buluşabiliriz” dedi.

İlgili Sitenin Haberleri