Haber Detayı
Ekonomik krizin kazananı ve kaybedeni
Ardıç Üçyıldız yazdı...
Daha fazla tasarruf etmenin önündeki engeller ne?
Tüketiciler gelirini daha fazla saklayıp neden yarın daha fazla harcamıyor?
Bunları anlamak için davranışsal iktisat ve ekonomik gerçeklere danışabiliriz.Tüketicilerin harcama ve biriktirme tercihlerini etkileyen temel davranışlar vardır.
Politika belirleyiciler bu temel davranışların farkındadır, ekonomik koşullar ve davranış/alışkanlıklara göre tüketiciyi yönlendirmeye çalışırlar.
Tüketicinin de kendi davranış yönelimlerinin farkında olması faydalı olabilir.TASARRUFU ENGELLEYEN DAVRANIŞSAL MEKANİZMALARTüketiciler kısa vadedeki kazançlarına uzun vadeden daha çok önem verirler.
Hızlı ‘ödül’ isteyen tüketici, tasarruf etmek yerine bugün harcamayı seçebilir.
Kısa vadeye olan bu odak, farklı şekillerde karşımıza çıkar.Tüketici bugün yaptığı küçük harcamaların yoğunluğunu fark etmeyebilir.
Tasarruf uzakta gelir, ‘ödül’ hemen elde edilmediği için tasarruf ertelenir.
Özellikle tüketici yatırım araçlarından yeterince getiri alamıyorsa bugün harcamaya daha da yatkın olur.Uzun vadeye verilen önem tüketiciden tüketiciye değişir.
Kültürel, toplumsal ve ekonomik etkenler tüketicinin verdiği kararda belirleyici olabilir.
Tüketici, geleceğe önem veriyor olsa bile, tasarruf etme kararını ekleyen başka davranışsal mekanizmalar da vardır.Mesela, sosyal veya geleneksel medyada reklamlar, diziler ve benzeri yollarla bir harcama kültürü oluşturulmuş olabilir.
Sosyal medyada influencerların “mutlaka almalısınız” şeklinde pazarladığı ürünler, dizilerde son model ürünler tüketiciye sürekli uyarı gönderir.
Bu ürünler elde edilmezse tüketici geride kaldığını hissedebilir; ama aslında bu ürünlere ihtiyacı yoktur.Tüketici ekonomik baskı, gelecek kaygısı ve kötü haberlere sürekli maruz kalıyor olabilir.
Bu durum, tüketiciyi bugün harcamaya iten diğer etkenler arasındadır.
Hayatı zaten stresli olan tüketici, gününü biraz daha iyi yapmak ya da hayat kalitesini artırmak için aslında ihtiyacı olmayan tüketime doğru kayabilir, ya da çaresizlik altında tasarrufu gereksiz görür.Uzun süren ekonomik kriz ve bitmeyen gelecek kaygısı da eklenince tüketim kültürü iyice körüklenir.
Belirsiz gelecek tüketiciyi “biriktirsem ne olacak ki” gibi bir zihniyete sokup bugün harcamaya itebilir.
Benzeri şekilde yüksek enflasyon da “bugün almazsam yarın hiç alamam” gibi söylemlerle tüketici harcamaya iyice iter.TÜKETİCİ DAVRANIŞI, EKONOMİK KOŞULLARI YANSITIRYüksek enflasyon tüketimi tetikleyen etkenlerdendir.
Tüketici parasının değer kaybetmesindense bugün harcamayı tercih eder.
Bu durum, tüketici kesimin gelecekte varlık ve gelirinin daha az artması anlamına gelir.
Tüketici çok biriktiremezken, iş sahipleri daha fazla kazanır ve biriktirir.Bu durumun uzun yıllar devam etmesi de varlık sahiplerinin daha da varlık sahibi olması, harcamaya iten tüketicinin ise varlık sahibi olamaması ile sonuçlanır.
Yani yüksek enflasyon ortamında tasarruf sadece ekonomik olarak karşılayabilenlerin yaptığı bir lüks haline gelir.SİSTEMSEL SORUNLARA BİREYSEL DİRENÇEkonomik koşullara rağmen tüketicinin davranışını değiştirmesi mümkün olabilir.
Tasarruf yapabilmek veya istenmeyen tüketimi bırakmak için belli davranışlarla yeni alışkanlıklar elde edilebilir.
Tüketici, bunun için bazı temel ilkeleri takip edebilir.Tüketicinin biriktirmeyi kendine ‘kural’ olarak belirlemesi alışkanlık elde etmek için etkili bir yöntem olabilir.
Bunu para hesaba yattığı anda ya da ay sonunda kalan parayı tasarruf hesabına aktararak yapabilir.
Bu biriktirmeyi tüketicinin zihninde ‘otomatik’ yapar ve “parayı saklasam mı harcasam mı?” ikilemini ortadan kaldırır.Para biriktirme konusunda özellikle sorun yaşayan tüketiciler küçük miktarlarda başlayabilirler.
Her gün veya her hafta düzenli olarak tasarruf hesabına para koymak, tüketiciye para biriktirme alışkanlığı aşılar.Tüketicinin ne zaman ve neden harcadığına dikkat etmesi de faydalı olabilir.
İndirim zamanı, sosyal medyadan etkilenerek ya da stres olduktan sonra harcama yaptığını fark etmek; tüketiciye fazla ve istenmeyen harcamalardan kaçınmak için fırsat verir.Başka bir yöntem ise hedef odaklı tasarruftur.
Sebepsizce tasarruf sürdürülemeyebilir; tüketici bir noktada kendine neden biriktiriyorum harcasam ya diyebilir.
Bir acil durum fonu oluşturmak için, yıllar sonra bir araba alabilmek için ya da emekliliği için para biriktirme gibi amaçları takip ederse biriktirmek daha kolay olabilir.Tasarruf edememek tüketicinin kusuru değil ekonomik koşulların ve öğrenilmiş çaresizliğin sonucudur.
Yine de küçük davranış değişiklikleriyle çaresizliğin önüne geçilebilir ve ekonomik koşullara direnilebilir.
Sistem tüketiciyi harcamaya zorlasa bile, tasarruf mümkündür.