Haber Detayı

Prof. Dr. Beyza Ersoy Altun, zehirlenmelere karşı önlemleri anlattı: Su ürünleri özel dikkat gerektiriyor
Toplum aydinlik.com.tr
07/12/2025 00:00 (3 hafta önce)

Prof. Dr. Beyza Ersoy Altun, zehirlenmelere karşı önlemleri anlattı: Su ürünleri özel dikkat gerektiriyor

Son günlerde yaşanan gıda zehirlenmeleri, gıda güvenliğini yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Gıda güvenliği konusunda eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının hızla artırılmasını ve üretim ve satış yerlerinde gerekli denetimlerin özenle yapılmasını istedi

Prof.

Dr.

Beyza Ersoy Altun, “Gıda güvenliği ilkelerine bağlı kalarak ve bilinçli bir tüketici davranışıyla hareket ederek gıda zehirlenmelerine engel olabiliriz.” dedi.

Altun, özellikle yüksek besin değeri ve hassas biyokimyasal yapıya sahip olan su ürünlerinin gıda güvenliği açısından özel dikkat gerektirdiğini belirtti, zehirlenmelere karşı alınması gereken önlemleri anlattı.

İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Deniz Teknolojileri Bölüm Başkanı Prof.

Dr.

Beyza Ersoy Altun, Aydınlık’ın sorularını yanıtladı.

Gıda güvenliğinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması gerektiğini belirten Altun, “Gıda güvenliği, üreticiden tüketiciye uzanan zincirin her aşamasında titizlikle üzerinde durulması gereken bir alan.” dedi.

Beyza Altun YAŞLILAR VE ÇOCUKLARDA ÖLÜMLE SONUÇLANABİLİR Altun, gıda zehirlenmelerinin genellikle gıdaya bulaşmış olan bakteri, virüs, parazitlerin yada toksinlerin tüketilmesi sonucu ortaya çıktığını belirtti, “Bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal şeklinde kendini gösterir.

Bunun yanı sıra bağışıklık sistemi düşük olan insanlar, yaşlılar ve çocuklarda ölümle sonuçlanabilir.” diye konuştu.

En sık duyduğumuz zehirlenme vakaları arasında tavuk, balık, sakatat, midye, patates, pirinç ve süt ürünleri tüketiminden kaynaklanan zehirlenmeler yer alıyor.

Prof.

Dr.

Beyza Altun, bu yiyeceklerin biyokimyasal yapıları nedeni ile çok çabuk bozulabilen, raf ömrü kısa olan yiyecekler olduğunu ve zehirlenmelerin altında yatan temel sebebin gıda güvenliği ilkelerine uyulmaması olduğunu ifade etti.

SU ÜRÜNLERİNE DİKKAT Altun şöyle devam etti:  “Yetersiz pişirme, çapraz bulaşma, uygun olmayan depolama, soğuk zincirin kırılması, temizlik ve hijyen kurallarına uyulmaması gibi hatalı davranışlar, bu zehirlenmelerde ön plana çıkmaktadır. “Özellikle yüksek besin değeri ve hassas biyokimyasal yapıya sahip olan su ürünleri, gıda güvenliği açısından özel bir dikkat gerektirmektedir.

Balıklar, yumuşakçalar ve kabuklu su ürünleri, doğaları gereği diğer gıdalara göre çok daha hızlı bozulurlar ve gıda zehirlenmelerine sebep olurlar.

Bu ürünler arasında levrek, uskumru, ton balığı, yengeç, midye ve istiridye ön sırada yer almaktadır. “Balık tüketiminden kaynaklanan zehirlenmelerde cıva ve diğer ağır metallerin sebep olduğu ağır metal zehirlenmeleri ve histamin zehirlenmesi ön sırada yer alır.

Histamin zehirlenmesi özellikle uskumru, ton, palamut gibi balıkların yakalandıktan sonra hızla soğutulmaması ve tüketilinceye kadar soğukta muhafaza edilmemesi sonucu ortaya çıkan bakterilerin balık etindeki histidin aminoasidini parçalayarak histamin adı verilen bir maddeye dönüştürmesi sonucunda ortaya çıkar.

Aşırı histamin içeren bayat balıkların tüketilmesi oldukça tehlikelidir.” MİDYE TEMİZ SULARDAN TOPLANMALI Yine son günlerde sıkça duyduğumuz zehirlenmelerden bir tanesi de midye zehirlenmeleri.

Prof.

Dr.

Altun, midyelerle ilgili de şu bilgileri verdi: “Midyeler deniz suyunu filtre ederek beslendikleri için zararlı mikroorganizmaları ve toksinleri özelikle deniz suyundaki bazı mikroalglerin (dinoflagellat) ürettiği toksinleri bünyelerinde biriktirerek zehirlenmelere neden olabilirler.

Bu nedenle midyelerin kaynağı bilinen temiz sulardan toplanması ve depurasyon işlemi uygulanması çok önemlidir. “Depurasyon işlemi canlı midyelerin toplandıktan sonra temiz su içeren tanklar içerisinde 24 saat bekletilerek kirlerinden arındırılması işlemidir.” KADER DEĞİL Gıda zehirlenmelerinin kader olmadığını da ifade eden Altun, “Gıda güvenliği ilkelerine bağlı kalarak ve bilinçli bir tüketici davranışıyla hareket ederek gıda zehirlenmelerine engel olabiliriz.

Sonuç olarak kamu kurumları, sektör çalışanları ve temsilcileri ile tüketici bireylerin gıda güvenliği konusunda eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları hızla arttırılmalı ve gıda üretim ve satış yerlerinde gerekli denetimler özenle yapılmalıdır.” diye konuştu.

TÜBİTAK’LA ÇALIŞIYORUZ İskenderun Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof.

Dr.

Yasemin Bircan Yıldırım, Hatay’ın denizcilik açısından çok önemli bir konumda olduğunu belirterek, fakülte çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi: Yasemin Bircan Yıldırım “Denize gelen su ve deniz suyu ile ilgili her türlü çalışmaları ve değerlendirmeleri yapıyoruz.

Fakültemizde donanımlı ve genç kadromuz bulunmaktadır.

Üniversitemizin desteği ile TÜBİTAK, KOSGEP, paydaşlar, ticaret odaları, yerel yönetimlerle birlikte ortak çalışmalar yapıyoruz.

Su ürünleri mühendisliği çok önemli pozisyonda ve son zamanlarda gıda zehirlenmeleri olmakta ve bu alanda da çalışmalar yürütmekteyiz.

Yakın zamanda bu tür çalışmaları kamuoyu ile paylaşacağız.” OLUKLU BALİNA YAVRUSU SU ALTI MÜZESİNDE İskenderun Teknik Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr.

Alper Yanar, kurdukları su altı müzesiyle ilgili şunları söyledi:  “Denizde yaşayamayacak olanlardan hem eğitim amaçlı hem de halkla paylaşmak için deniz ürünlerinden bir müze kurduk.

Öğretim üyeleri birçok türü bizimle paylaştılar.

Bilimsel anlamda elde ettiğimiz türleri; tekrar yaşayamayacak olan türleri, uygun koşullarda işleyerek sergiliyoruz.

Müzedekiler öldürülen türler değil, yaşamlarını sürdüremeyecek olan türlerden.

Doğa bilinci ile hareket eden, doğadaki yaşamı destekleyen bir fakülteyiz. “Oluklu balina yavrusu var mesela.

Uzunluğu 11 metre.

Bu yavru 2016 yılında kıyıya vurduğunda bize gelen bilgi üzerine fakültemizin bahçesine gömdük ve organik maddelerin ayrışmasını sağladık. “Müzemizde birçok tür var, balıklar, kabuklular, omurgasız canlılar… Koleksiyonu fakülte dışında toplumla paylaşıyoruz.

Özellikle gençlerimiz, çocuklarımız bu müzeyi ve müze içindekileri gördüklerinde heyecan duyuyorlar.”

İlgili Sitenin Haberleri