Haber Detayı
‘Yastıkaltı altınlar sisteme girmeli'
TOBB Müşterek Konsey Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ‘Milletimizin yastıkaltı döviz ve altınını sisteme sokabilsek, risk göstergemiz çok daha aşağılara gelecek.’ dedi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleler Konferans Salonu’nda düzenlenen, TOBB Müşterek Konsey Toplantısı’na katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, yastıkaltı altın ve dövizlerin piyasaya girmesinin önemine işaret etti.
Yılmaz, “Milletimizin yastıkaltı döviz ve altınını siteme sokabilsek risk göstergemiz çok daha aşağılara gelecek.
Bütçe açığının GSYH’ya oranı yıl sonunda yüzde 3,6’dan daha iyi gelebilir, aşağı yönlü bir beklentimiz var.
Üretim ve çalışma kültürümüzü geliştirmek istiyoruz.
Atıl işgücümüzü azaltmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı. ‘ENFLASYON BEKLENTİLERİ İSTENİLEN NOKTADA DEĞİL’ Piyasadaki aktörlerin enflasyon beklentilerinin iyileştiğini, ancak tam istenilen noktada olmadığını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti: “Beklentileri iyileştireceksiniz ki piyasadaki fiyatlamalar ona göre oluşsun, enflasyon da daha fazla gerilesin.
Beklentilerdeki bu yüksekliği tabii besleyen çeşitli faktörler var.
Bir tanesi de bence sosyal medyadaki algılar.
Bu sadece bizim için geçerli değil, tüm dünyada maalesef böyle bir eğilim var.
Sosyal medyada hiçbir temeli, dayanağı olmayan, hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan birçok iddianın algı oluşturabildiğini görüyoruz.
Bunlardan bir tanesi, istatistik hazırladığını iddia eden ENAG diye bir yapı var mesela.
Hakikaten bu konu üzerinde durmamız gereken bir şey.
Ona benzer başka şeyler de var.
Metodolojisi sağlam değil.
Uluslararası hiçbir geçerliliği yok.
Hangi datalara baktığı belli değil.
Şeffaflığı yok. 3-5 kişilik bir grup, birtakım internet ortamında bir şeyler toplayıp topluma bir algı pompalıyor ve maalesef ideolojik sebeplerle demek zorundayım.
Çünkü bilimsel olarak bunu izah etmek mümkün değil.
Birtakım kesimler de ideolojik nedenlerle bu rakamlar sanki gerçeği yansıtıyormuş gibi toplumda bir algı oluşturuyorlar.” Yılmaz, genel programı bozmadan, ana istikamete zarar vermeden, seçici finansal enstrümanlarla özel kesime yönelik desteklerin uygulandığını kaydetti.
Uluslararası kuruluşlardan da finans sağlamaya devam ettiklerini belirten Yılmaz, “Dünya Bankası, Asya Altyapı Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası gibi.
En son Asya Kalkınma Bankası geldi biliyorsunuz.
Ben de görüştüm gelen yetkililerle. 3 yılda 7 milyar dolara ulaşan bir kaynağı Türkiye’ye tahsis ettiler.
Bütün bu uluslararası kuruluşların finans desteğini topladığımızda 2025-2027 döneminde 45 milyar doları aşan uygun koşullu finansman paketi de oluşturmuş durumdayız.” açıklamasını yaptı.
İŞÇİ BAŞINA DESTEK ARTIRILDI Yılmaz, emek yoğun sektörlerin oluşturduğu istihdamın, sosyal ve ekonomik açıdan kıymetli olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Geçen yıl istihdamını koruyan KOBİ’lere, istihdam başına 2 bin 500 lira destek verdik ve bununla da önemli bir başarı sağladık.
Yeni düzenlememizle KOBİ’ler dışında büyük ölçekli şirketleri de dahil ediyoruz.
Destek miktarını işçi başına 2 bin 500’den 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz ve belki başka bazı yeni faaliyet kollarıyla da bunu destekleyeceğiz. 1 milyonun üzerinde bir istihdamı bu şekilde korumayı öngörüyoruz ve reel sektörümüze yine bu şekilde destek olmaya devam edeceğiz.” TOBB BAŞKANI’NDAN FAİZ İNDİRİMİ MESAJI Programda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, açıklanan son enflasyon rakamlarına dikkati çekerek, “Ümit ediyorum ki hem Merkez Bankası politika faizinde hem de buna paralel şekilde kredi faizlerinde indirimler gelecektir.” dedi.
Hisarcıklıoğlu, KOBİ’lerin krediye erişimde sorun yaşadığını vurgulayarak, kredi büyümesine getirilen kısıtlamaların ve yüksek faiz oranlarının, piyasada ödemeleri aksattığını ve alışverişi azalttığını aktardı.
Tüm bu sorunların, ekonomi büyümesini yavaşlattığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, “Bu sıkıntıları aşmak üzere, KOBİ’lere yönelik pozitif bir ayrımcılık sağlamalıyız.
Aylık kredi büyüme sınırı dışında tutmalıyız.
KOBİ kredi hacmini, reel olarak büyütecek, adımlar atmalıyız.
KOBİ dediğimiz işletmeler, istihdamın dörtte üçünü, toplam özel sektör satış hacminin yarısını ve ihracatın yüzde 40’ını sırtlıyor.
Dolayısıyla burada atılacak her olumlu adım, zincirleme biçimde tüm ekonomiye nefes aldıracaktır.” ifadelerini kullandı.
Emek yoğun sektörlere öncelik verilmesi gerektiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya gibi sektörlere ek destekler sağlanması gerektiğini bildirdi.
Tarımsal üretimdeki gelişmelerin, kaygı verici boyuta ulaştığının altını çizen Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: “Bir tarafta iklim değişikliği, kuraklık ve su sıkıntısı, diğer tarafta kırsal nüfusun azalması ve elbette üretim ve lojistik maliyetlerindeki artışlar.
Tüm bunlar, gıda enflasyonu, hayat pahalılığı, sanayi ve ihracatta yüksek girdi maliyeti demek.
Bu alanlarda çözümler aramalı, tarımı tekrar nasıl cazip hale getirebileceğimizi tartışmalıyız.
Tarımda ve sanayide su verimliliğini ön planda tutmalı, tarımsal üretim desenimizi buna uygun şekilde yeniden düzenlemeliyiz.”