Haber Detayı

İstanbul’un en eski hırsızlık vakası: 325 yıl önce çalındı, günümüzde bulundu
Viral liste ahaber.com.tr
02/12/2025 10:11 (3 hafta önce)

İstanbul’un en eski hırsızlık vakası: 325 yıl önce çalındı, günümüzde bulundu

Sultanahmet Meydanı’nın en eski tanıklarından Burmalı Sütun’un yılanbaşlarının 1700 yılında bir gecede ortadan kaybolması, üç asırdır anlatıla gelen en ilginç şehir sırlarından biriydi. Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun aktardığı bilgiler ve genç tarihçi Uğur Demir’in 2010’da yaptığı araştırma, bu uzun tartışmayı netleştiren ipuçlarını bir araya getiriyor.

Sultanahmet Meydanı'nın en eski tanıklarından Burmalı Sütun'un yılanbaşlarının 1700 yılında bir gecede ortadan kaybolması, üç asırdır anlatıla gelen en ilginç şehir sırlarından biriydi.

Afyoncu'nun yazısında yer alan bilgilere göre, bugün 'Burmalı Sütun' diye bildiğimiz, Osmanlı kaynaklarında ise 'Ejderha Heykeli' olarak geçen anıt, Pers savaşlarının ardından Yunan kolonilerinin zafer hatırası olarak diktiği üç başlı bronz yılandan oluşuyordu.

Apollon Tapınağı'nın önünde yükselen bu sembol, İmparator I.

Konstantin tarafından 324 yılında İstanbul'a getirildi ve Hipodrom'un merkezine yerleştirildi.

Üstündeki altın kazan ise taşınma sırasında kayboldu.

YÜZYILLAR BOYUNCA KIRILAN ÇENELER, ANLATILAN RİVAYETLER Fatih Sultan Mehmed'in sütuna şeşper attığını gösteren minyatürden, II.

Selim'in at üzerinde geçerken yılanbaşlarından birinin çenesini kopardığına dair Evliya Çelebi'nin satırlarına kadar pek çok rivayet, yüzyıllar boyunca bu yapıya tılsımlı bir hava kattı.

Evliya Çelebi, bu çenenin kırılmasıyla İstanbul'da yılanların görülmeye başladığını bile yazar. 1700 YAZINDAKİ GİZEMLİ GECE 18. yüzyılın başında İstanbul'da bulunan seyyah Motraye, 1700 yılının haziran ayında iki yılanbaşının hala yerinde olduğunu, ancak bir gece içinde hiçbir iz bırakmadan kaybolduklarını aktarır.

O dönem Osmanlı idaresi bu kaybın peşine düşmedi; Avrupa çevrelerinde ise bazı elçilik görevlileri için fısıltılar dolaşmaya başladı.

Olayı Osmanlı tarihçisi Silahdar Mehmed Ağa, Nusretnâme'sine şu şekilde kaydeder: '21 Ekim 1700 Perşembe gecesi akşam namazı vaktinde At Meydanı'nda 1500 yıldan beri ayakta duran tunç ejderlerin üçü de birlikte boyunlarından kırılıp yere düştü.

Bırakın kırmayı yanında bu sırada insan bile yoktu ama sanki kuvvetli bir adamın ağaç kırması gibi büyük bir gürültüyle kırılıp düştüğünü duyanlar anlatırlar.' POLONYA ELÇİLİĞİ ŞÜPHELERİN TAM GÖBEĞİNDE Tam da bu dönemde İstanbul'da, Kont Rafal Leszczynski başkanlığında kalabalık bir Polonya elçilik heyeti bulunuyordu.

Viyana bozgununda ele geçirilen zırh ve sancakları yanlarında taşıyan bu gösterişli heyet, sipahilerde rahatsızlık yaratmıştı. 1700'lerin hemen başında İstanbul'a gelen Edmund Chishull ise 'Türkiye Gezisi ve İngiltere'ye Dönüş' adlı seyahatnamesinde yılanbaşlarının nasıl ortadan kaybolduğuna açıklık getirir: 'İkincisi, 3.5-4 metreden daha yüksek olmayan burma tunç anıt sütundu.

Burma anıtın tepesinde son zamanlara kadar üç yılanın baş motifleri yükseliyormuş ve yılanların boyun ve başları güzel bir üçgen teşkil etmekteymişler.

Anıtın karşısında ikamet etmekte olan Polonya elçisinin maiyetindeki bazı kişiler, başları vahşice koparmışlar.' KOPAN BAŞLARIN AKIBETİ Bugün üç baştan biri İngiltere'de, bir diğeri İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bulunuyor.

Üçüncü başın nerede olduğu ise hala bilinmiyor; kayıp olan bu son parçanın izi hiçbir müzede ya da arşivde çıkmadı.

EVLİYA ÇELEBİ'NİN SÜTUNA YÜKLEDİĞİ TILSIM Evliya Çelebi, Burmalı Sütun'u 'tünçten ejderha heykeli' olarak tanımlar ve ona şehrin zehirli hayvanlardan korunmasını sağlayan bir tılsım atfeder.

Hatta Sultanahmet Camii'nin inşasında sütunun bir bölümünün toprak altında kalmasıyla tılsımın zayıfladığını bile öne sürer.

İlgili Sitenin Haberleri