Haber Detayı
EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları : Beyaz yaka suçları tırmanışta iç denetim risk avında olmalı
EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları, 2026’ya girerken iş dünyasının karşı karşıya olduğu en büyük tehlikenin beyaz yaka suçlarındaki ciddi artış olduğunu açıkladı. Canoğulları ayrıca, Türkiye iş dünyasının ve CEO’ların 2026 yılına yönelik en kritik ajandasını masaya yatırdı.
Uluslararası danışmanlık, denetim, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetleri şirketi EY’ın Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları, büyüme baskıları, teknolojideki ilerlemeler ve etik ilkelerdeki eğitim eksiklikleri nedeniyle beyaz yaka usulsüzlük suçlarında artış gözlemlendiğini belirtti.
Canoğulları, usulsüzlüklerin boyutunu ölçmek için yapılan inceleme taleplerinin arttığını ifade ederek, şirketlerin bu durumu önlemek için iç denetim birimlerini daha verimli ve etkin hale getirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Canoğulları, iç denetim birimlerinin, vakaları daha kapsamlı ele alarak risk avcılığına soyunması gerektiğini vurguladı.
İç denetimin sadece rutin kontrolleri yapmak yerine; uyumsuzluk konusu olabilecek tüm olası işaretlerin özüne inmesi gerektiğini vurguladı.CEO’ların 2026 gündemi; maliyet ve teknoloji Metin Canoğulları, küresel ekonominin zorlu bir dönemeçten geçtiği bu günlerde, Türkiye iş dünyasının ve CEO’ların 2026 yılına yönelik en kritik ajandasını da DÜNYA ile paylaştı. 2025’in kolay bir yıl olmadığını ve 2026’nın da zorlu geçeceği beklentisinin küresel çapta hakim olduğunu ifade eden Canoğulları, 2026 yılına ilişkin beklentilerini ve CEO’ların ajandasındaki olmazsa olmaz maddeleri açıkladı.
Avrupa’daki yavaşlamanın Türkiye ekonomisine etkisine dikkat çekerek, maliyetlerin şirketler üzerindeki baskısının en önemli sorun olmaya devam edeceğini belirterek, “Enflasyonist ortamda maliyetlerin kontrolü en büyük konu.
Ticari kredi faiz oranları yüksek.
Şirketlerin bu maliyetleri karşılamak için EBITDA marjlarının yüksek olması gerekiyor.
Finansman maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle şirketler alternatif finansman imkanları yaratmalı.
Şirketler sermaye ve borçlanma oranlarını iyi dengelemek zorunda” dedi.
Canoğulları ayrıca, son 10-15 yılda birçok firmanın kapasite büyüttüğünü ancak talebin aynı oranda artmadığına da dikkat çekti.Teknoloji trenine atlamak lazım Metin Canoğulları’na göre, şirketlerin 2026 ve sonrası için ayakta kalmasının birinci şartı, teknolojik dönüşüme ayak uydurmak: «Şirketlerin, çağın değişikliğine ayak uydurmaları gerekiyor.
Burada teknolojik bir dönüşüm olmazsa olmaz.
Bu hızla yol alan teknoloji trenine atlamaları lazım.
Hangi sektörlerde olursa olsunlar, geleneksel yöntemler artık bitti.
Çalışanından tedarikçisine, müşterisinden operasyonuna kadar her şey artık teknolojiye dayanıyor.»Yapay zekanın (AI) iş dünyasındaki etkisinin CEO’ların en kritik gündem maddesi olduğunu belirten Canoğulları, “Ayrıca, bu dönüşümde veri kullanımı çok kritik.
Ellerindeki veriyi iyi kullanmaları ve veri setlerinden anlamlı analizler çıkarmaları gerekiyor” dedi.
Son olarak, küresel pazarda rekabet edebilmek için atılması gereken en önemli adımı Canoğulları şu sözlerle özetledi: “Bizim diğer ülkelerle rekabet edebilmemiz için kritik alanlarda uzmanlaşmamız ve sektörlerde markalaşmamız gerekiyor.”Canoğulları, ülkeleri ayakta tutan yapının sadece ihracat değil, aynı zamanda üretim yaparak uluslararası pazarlarda Türkiye’ye temettü getiren güçlü küresel markalar yaratmak olduğunu da sözlerine ekledi.Son zamanlarda, şirketlerin yetenek yönetimini güçlendirmenin ve çalışan aidiyetini artırmanın temel gündem maddeleri arasında olması gerektiğini vurgulayan Canoğulları, “Şirketler çalışanlarını dinleyerek, bağlılığı artırmak adına yeni yollar keşfetmeli.
Örneğin, çalışanına eğitim ve teknik donanımlarla yatırım yapabilir, kariyerinde ilerlemesine destek olunabilir ve hisse bazlı ödeme modelleri teşvik edilebilir” dedi.Yerelleşme uzun vadeli stratejik dönüşüm Bu arada, EY’ın 21 ülkeden 1200 CEO’nun katılımıyla CEO Outlook Raporu yayımlandı.
Rapor, iş dünyası liderlerinin geleceğe bakışında önemli bulgular ortaya koyuyor.
Katılımcıların büyük çoğunluğu (%57) mevcut jeopolitik ve ekonomik belirsizliğin bir yıldan daha uzun süreceğine inanıyor.
Buna rağmen, CEO Güven Endeksi’nin 7 puanlık bir artışla 83 seviyesine ulaşılması dikkat çekiyor.
Bu artan güven, liderlerin belirsizliğe uyum sağlama, iş modellerini yeniden yapılandırma ve daha çevik hale gelme yeteneğiyle açıklanıyor.
CEO’ların yarısından fazlası (%52) önümüzdeki 12 ay içinde iş portföyü dönüşümünü hızlandırmayı planlıyor.
Rapora göre, küresel ekonomi yapısı değişiyor ve liderlerin %72›si yerelleşmeyi uzun vadeli bir stratejik dönüşüm olarak görüyor.
Operasyonel engellerin başında ise katılımcıların büyük çoğunluğu için önümüzdeki yıl boyunca önemli bir zorluk olarak kalacak olan enflasyon (%79) ve tarifeler (%78) geliyor.
Ayrıca CEO’ların bir kısmı, siber güvenlik tehditlerinin inovas yon yapma konusundaki güvenlerini olumsuz etkilediğini belirtiyor.Güvene dayalı iş birlikleri kuruyoruz EY Türkiye bünyesinde 2000’e yakın profesyonelin çalıştığını ve Türkiye’de 6 ofisi olduğunu belirten Metin Canoğulları, işlerinin denetim, vergi, kurumsal finansman, strateji ve danışmanlık alanlarının oluşturduğunu açıkladı.
Müşteri seçimi konusunda ise, “EY olarak yanında durabileceğimiz, güvenilir ve değer yaratan firmalarla birlikte çalışmak hedefimiz” diyen Canoğulları, etik ve düzgün olan firmalarla çalıştıklarını, yolsuzluk ve etik risklere karşı güvenlik testleri uyguladıklarını ifade etti.
Toplam müşteri sayılarının ise 8 bini geçtiğini dile getirdi.M&A pazarında hareketlilik olabilirMetin Canoğulları, küresel ve yerel ekonomik zorluklara rağmen Birleşme ve Devralmalar (M&A) pazarında hareketliliğin devam edebileceğini vurguladı.
Canoğulları, 2026 yılında işlemlerde ciddi bir artış olmasa bile birkaç yıl içinde hareketliliğin başlayacağını tahmin etti.
Canoğulları, “Şu an kadromuz durmaksızın çalışıyor.
Türkiye’nin konumu itibarıyla jeostratejik açıdan baktığımızda, yakın ülkelerdeki savaşlar bittiğinde bu ülkeler baştan sona yeniden ayaklanacak.
Türkiye›ye yatırım yapmak isteyen birçok ülke mevcut.
Türkiye’nin stratejik konumu çok önemli ve potansiyeli çok yüksek" dedi.
Canoğulları, demir-çelik, çimento gibi sanayi sektörlerinin yanı sıra, teknoloji, gıda ve tarım sektörlerinde de yatırım potansiyeli bulunduğunu ifade ederek, " Her sektörde büyük değişimler olacak. 2026 biraz zorlu geçebilir, ancak şirketlerin önümüzdeki iki-üç seneye doğru bir stratejiyle hazırlanması gerektiğine inanıyorum" dedi.Borç kapatmak isteyen şirketler halka arzı tekrar düşünmeliM&A kadar olmasa da halka arz piyasalarında da bir hareketlilik gözlemlenebileceğini belirten Canoğulları, bu süreçlerin düzenleyici kurumlar tarafından çok dikkatli yönetilmesi gerektiğini söyledi.
Bazı şirketlerin borçlarını ödeyemediği için halka arzı alternatif bir finansman yöntemi olarak gördüğünü; ancak elde edilen finansman ile borç kapatılsa bile, iş modelinde değişiklik yapılmadığı sürece aynı zararların ve borçlanmanın tekrar sorun yaratabileceğini söyleyen Canoğulları, “Bu konuda hepimiz çok dikkatli olmalıyız.
Borç kapatmak için halk arz yapılıyorsa, bu yöntemin başarılı olabilmesi için çok dikkatli izlenmesi ve yönetilmesi gerekir” dedi.
Canoğulları, karar verici kurumların bu süreçte çok seçici olması gerektiğine değinerek, halka arzlarda teknoloji şirketlerinin daha çok yer alması gerektiğini de kaydetti.