Haber Detayı

Bilim ve sanat Ankara’daki sergide buluştu: 'Resimli Türkiye Florası’ projesinde sıra Karanfilgiller’de
Dünya+ dunya.com
28/11/2025 00:00 (4 hafta önce)

Bilim ve sanat Ankara’daki sergide buluştu: 'Resimli Türkiye Florası’ projesinde sıra Karanfilgiller’de

Türkiye’nin benzersiz bitki zenginliğini kayıt altına alan ‘Resimli Türkiye Florası’ projesinin yeni cildi ‘Karanfilgiller’e ayrıldı. DÜNYA Gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan Mumcu’nun desteği ile hazırlanan proje Türkiye’nin saklı bitki güzelliğine sanatsal bir dokunuş niteliğinde.

Türkiye’nin benzersiz bit­ki çeşitliliğini kayıt altına alan Resimli Türkiye Flo­rası’ projesinin 17. cildi, Karanfil­giller (Caryophyllaceae) ailesine ayrılan özel seçkiyle Ankara’da düzenlenen törenle tanıtıldı.

Cumhurbaşkanlığı himayelerin­de, Flora Araştırmaları Derneği iş birliğiyle ve Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nin bilimsel ko­ordinasyonuyla yürütülen, DÜN­YA Gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan Mumcu’nun des­teği ile hazırlanan projenin yeni cildi, sanat ile bilimi buluşturan sergi eşliğinde görücüye çıktı.Törene katılan Kültür ve Tu­rizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, açılışta yaptığı konuşmada doğanın yalnızca korunacak bir varlık olmadığını belirterek, “Do­ğa; anlaşılacak, hissedilecek ve birlikte yaşanacak bir yaşam di­lidir” dedi.

Bitkilerin biçim, renk ve kokularının “biyolojik hafıza­nın taşıyıcısı” olduğunu vurgula­yan Yazgı, Karanfilgiller cildinin kültürel hafızaya da ışık tuttuğu­nu söyledi.“Vesile olmaktan gurur duyuyorum” Proje, DÜNYA Gazetesi Yö­netim Kurulu Üyesi Neslihan Mumcu’nun desteğiyle hazır­landı.

Mumcu, kültür ve sanatın gelişimine katkı sunan projele­ri desteklemeyi bir sorumluluk olarak gördüğünü söyleyerek, şunları kaydetti: “Resimli Türki­ye Florası’ projesinin 17. cildinin sanatseverlerle buluşmasına ve­sile olmaktan gurur duyuyorum.

Ülkemizin zengin bitki mirasını bilimsel ve sanatsal bir dille ge­leceğe taşıyan bu kıymetli çalış­maya katkı sunabilmek benim için ayrı bir mutluluk.

Bu proje­yi emekle büyüten tüm bilim in­sanlarına, sanatçılarımıza ve ku­rumlarımıza içtenlikle teşekkür ediyorum.”Edinburgh’da tamamladığı eği­timinin ardından İngiltere’de de­vam eden bitki ressamlığı eğiti­mi ve resim alanında uzun süre­dir çalışmalar yürüten Neslihan Mumcu, sanatın toplumla kurdu­ğu güçlü bağa ve dönüştürücü et­kisine inandığını ifade etti.2009’da Flora Araştırmaları Derneği çatısı altında başlatılan ve 30 cilt olarak planlanan pro­je, Türkiye’nin doğal bitkileri­ni tüm detaylarıyla belgelemeyi hedefliyor.

Çeşitli üniversiteler­den yüzlerce bilim insanı ve sa­natçının katkı verdiği çalışmayla Türkiye’nin biyolojik mirasının kapsamlı bir envanteri oluşturu­luyor.

Projenin sanat yönü, bit­kilerin morfolojik özelliklerinin ötesine geçerek doğayla kurduk­ları bağı görünür kılıyor.“Bir resim her şeyi anlatır” Projenin başeditörü Prof.

Dr.

Adil Güner, 52 yıllık bota­nik deneyimini paylaşarak Re­simli Türkiye Florası’nın öne­mini anlattı.

Türkiye’de 10 bin ci­varında doğal bitki türü olduğunu belirten Güner, yeni keşiflerle bu sayının 11 bine yaklaştığını ifa­de etti.

Sergide önemli bir yer tutan botanik il­lüstrasyonlara da değinen Güner, bitkilerin bilimsel ta­rifinde resmin vazgeçilmez rolü­nü şu sözlerle aktardı: “Bir bitkiyi yüzlerce kelimeyle tarif edebilir­siniz; yaprağı şöyle, çiçeği böy­le… Ama bir resim her şeyi anla­tır.

Vatandaşın bilgi dağarcığına ulaşmada resim en etkili araçtır.”Konuşmasında iklim krizine de geniş yer ayıran Prof.

Güner, değişen iklim koşullarının bitki yaşamını doğrudan tehdit ettiği­ni dile getirdi.

Güner, “Bitki alış­tığı iklimi kaybediyor.

Kimi daha yüksek yerlere çıkmaya çalışı­yor, kimisinin çıkacak yeri yok.

Sıkışıp kalıyorlar” dedi.

Doğal or­tamda korumanın artık zorlaş­tığını belirten Güner, “gurbette koruma” yöntemlerinin tohum bankaları ve botanik bahçeleri ile önem kazandığını vurguladı.

Ancak esas korunmanın bitkinin doğal yaşam alanında mümkün olacağını ifade etti.

Güner’e gö­re Türkiye’nin en büyük sorunla­rından biri bozkırların sahipsiz­liği...

Güner, “Bozkır Türkiye’nin bitki çeşitliliğinin en büyük kay­nağıdır.

Ne yazık ki en çok tahrip edilen yer.

Bozkıra sahip çıkma­mız gerekiyor” dedi.Karanfilgiller ailesinin sulu­boya resim ve teknik çizimleri­nin yer aldığı 17. cilt sergisi, pro­jenin en görünür aşamalarından biri oldu.

Hem bilimsel hem de estetik yönüyle dikkat çeken seç­ki, Türkiye’nin flora zenginliğini geniş kitlelere ulaştırmayı amaç­lıyor.

Sergi, doğayı hem bilimsel hem de duyusal bir deneyimle keşfetmek isteyen ziyaretçilerini bekliyor.Yazgı: Kültürel hafızanın da resimli arşiviKültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, projenin Türkiye’nin biyolojik mirası açısından taşıdığı önemin altını çizerek şunları söyledi: “Doğada hiçbir canlı tek başına var olmaz.

Bir çiçek açtığında arıyı çağırır, Çiçek olmazsa arı olmaz.

Arı olmazsa bitkiler çoğalamaz.

Bitkilerin çoğalamadığı yerde yaşam zinciri olamaz.

Bu döngü bozulduğunda, yalnızca bir tür değil bütün ekosistem zarar görür.

Bu nedenle bir bitkinin biçimi, rengi, kokusu yalnızca estetik bir ayrıntı değildir; ekolojik bir işlevin, biyolojik hafızanın ve yaşamı sürdüren görünmez bir sözleşmenin parçasıdır.

İşte Resimli Türkiye Florası Projesi, tam da bu farkındalığın odak noktası olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye’nin bitkilerini yalnızca adlarıyla değil; çizgileriyle, renkleriyle, hafızalarıyla anlatan uzun soluklu bir çalışma olarak imzasını atıyor.

T.C.

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde; Flora Araştırmaları Derneği iş birliğiyle ve Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nin bilimsel koordinasyonuyla yürütülen bu proje, ülkemizde doğal olarak yetişen bitkilerin tamamını kayıt altına alan en kapsamlı flora yayını olma özelliğini taşıyor.

Bu çalışma; yalnızca bir botanik rehberi değil, aynı zamanda Türkiye’nin biyolojik mirasını geleceğe taşıyan bir bellek projesidir.Bugün açılışını yaptığımız 17. cilt, Karanfilgiller ailesine ayrılmış.

Suluboya ve teknik çizimlerle hazırlanan bu seçkide, yalnızca bitkinin biçimi değil; doğayla kurduğu bağ da görünür kılınıyor.

Bilimsel titizliğin estetik bir anlatımla birleştiği sergi, doğayı anlamak isteyenlere hem bilimsel hem de duygusal bir deneyim sunuyor.

Resimli Türkiye Florası Resim Sergisinin 17.Cilt’inde yer alan Karanfil, tarih boyunca yalnızca bir bitki olma ötesinde; bazen bir sevdanın rengi, bazen bir şehidin mezarında açan çiçek, bazen de bir annenin avucuna bırakılan dua olma özelliğini taşıyor.

Bu nedenle bu cilt yalnızca bilimsel bir çalışma değil; kültürel hafızanın da resimli arşividir.”

İlgili Sitenin Haberleri