Haber Detayı

Kıbrıs’taki 50 yıllık tecrübe: Ortada masa varsa KKTC’yi tanıyan olmaz
Gündem aydinlik.com.tr
21/11/2025 22:00 (1 ay önce)

Kıbrıs’taki 50 yıllık tecrübe: Ortada masa varsa KKTC’yi tanıyan olmaz

Türkiye’nin ‘Avrupa Güvenlik Mimarisi’nde yer alma ve AB’ye katılma söylemleri, Kıbrıs siyasetlerine de yansıdı. KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Rum Lider Hristodulidis ile görüştü. Yeniden müzakere masası kurulması için çalışmalara başlandı.

KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile GKRY lideri Nikos Hristodulidis, 20 Kasım Perşembe günü Birleşmiş Milletler gözetiminde ilk resmi temaslarını gerçekleştirdi.

Yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmeye iki tarafın temsilcilerinin de katılması, Kıbrıs meselesinde uzun süredir bekleyen diplomatik sürecin yeniden hareketlendiği yorumlarına yol açtı.

Toplantı sonrası açıklama yapan Erhürman, görüşmenin genel atmosferinin “samimi ve olumlu” olduğunu söyleyerek yeniden kurulacak müzakere masasına işaret etti.

İlk buluşmanın daha çok tarafların pozisyonlarını aktardığı bir çerçevede geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı, kapsamlı tartışmaların temsilciler üzerinden yürütüleceğini kaydetti.

Olası bir “5+1 formatı (KKTC, GKRY, Türkiye, Yunanistan, İngiltere + BM)” öncesinde bazı başlıklarda ilerleme sağlanması gerektiğini vurguladı.

ERHÜRMAN 10 MADDELİK PAKET SUNDU Cumhurbaşkanı Erhürman, çözüm atmosferinin oluşması amacıyla Rum lidere 10 maddelik bir öneri sunduklarını açıkladı.

Karma evliliklerden doğan çocukların statüsü, geçiş kapılarının düzenlenmesi, kayıp şahıslar komitesine iki liderin ortak ziyareti, mülkiyet davalarının süreçte yaratığı olumsuzluklar, hellim tescil süreci ve iki taraf güvenlik birimleri arasında doğrudan iletişim kanalı kurulması, paketin öne çıkan maddeleri oldu.

Erhürman, ilk aşamada “kolaylıkla hayata geçirilebilecek adımların” tercih edildiğini belirtti.

DÖRT MADDELİK ‘ÖN KOŞUL’ Erhürman, uzun süredir kamuoyuyla paylaştıkları dört maddelik metodolojiyi bu görüşmede ilk kez resmi şekilde aktardıklarını söyledi.

Bu dört madde şunlardan oluşuyor: 1- sürecin “bu defa farklı olması” gerektiğini belirten BM Genel Sekreteri’nin yaklaşımı, 2- siyasi eşitliğin sağlanması, 3- müzakerelerin sıfırdan başlamaması, 4- zaman sınırının belirlenmesi gibi BM’nin geçmiş raporlarına dayalı unsurlardan oluşuyor.

Erhürman konuşmasında bunun bir “ön koşul” değil, BM’nin kendi tutumunun uygulanmasına yönelik öneri olduğunu da ileri sürdü.

GKRY lideri Hristodulidis’in “Crans-Montana’dan kaldığımız yerden devam edelim” çağrısını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erhürman, bunun Rum tarafının görüşü olduğunu ve ortak bir mutabakatın söz konusu olmadığını dile getirdi.

Erhürman, “kapsamlı müzakereye ancak metodolojide uzlaşma sağlanırsa girebileceklerini” kaydetti.

Askeri anlaşmalar, kayıp şahıslar komitesi veya provokatif eylemler gibi konularda gerektiğinde sert eleştiri yapacağını da ekledi.

Temsilciler düzeyindeki temasların hemen başlayacağını duyuran Erhürman, KKTC tarafında Mehmet Dana’nın, Rum tarafında ise Menelaos Menelao’nun görevlendirildiğini açıkladı.

Hristodulidis’in, GKRY’nin 1 Ocak 2026’da AB dönem başkanlığını devralacak olmasına işaret ederek “Kıbrıs sorununun daha fazla ertelenemeyeceği” mesajı verdiğini aktaran Erhürman, bunu “olumlu bir işaret” olarak değerlendirdi.

İlk görüşmenin karşılıklı pozisyonların aktarılmasıyla geçtiğini söyleyen Erhürman, “Toplantı kısa olsa da sürecin kapısı açıldı” ifadesini kullandı.

ANKARA’NIN AB HEDEFLERİ VAR Yeni KKTC Lideri ile Rum kesiminin temasını, müzakere sürecinin yeniden kurulma ihtimalini KKTC Gezici Büyükelçisi Hüseyin Macit Yusuf’a ve yıllarca Kıbrıs görüşmelerini yakından takip eden üst düzey yetkililere sorduk.

Büyükelçi Yusuf gazetemize şunları anlattı: “Türkiye’nin Kıbrıs politikasının, uzun süredir sürdürülen tanınma ve iki devlet siyasetinin yarattığı baskı nedeniyle zorlandığını söylemek gerekiyor.

Ankara, içinde bulunduğu konjonktürel sıkışmışlık nedeniyle bazı adımları atamadı.

Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde dört kez BM Genel Kurulu’nda KKTC’nin tanınması çağrısı yapılmış olmasına rağmen, bu söylemin eyleme dönüşmesi sağlanamadı.

Türkiye, o dönemde kapısına kadar gelen Abhazya, Mali, Venezuela, İran ve Pakistan gibi ülkelere KKTC’nin tanınması yönünde açık çağrı yapmadı.

Bunun temel nedeni ekonomik ve siyasi sıkışmışlıktı.

AB ile vize serbestisi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi kritik başlıklar, ayrıca SAFE adlı askeri projeye katılım hedefi Ankara’nın önceliklerini belirledi.

Türkiye, bütçesi 150–200 milyar dolar olarak konuşulan bu projeden pay almayı ve savunma sanayi ihracatını genişletmeyi amaçlıyor.

Bu tablo, KKTC’nin tanınması konusunun ikinci plana itilmesine yol açıyor. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemindeki değişim de bunu gösteriyor: Daha önce ‘iki devlet yan yana’ ifadesi kullanılırken artık ‘iki devlet bir arada’ deniyor.

Bu söylem farklılığı, federasyon dâhil çeşitli seçeneklere kapı aralayan bir esnekliğe işaret ediyor.

Büyükelçi Yusuf, Erhürman’ın dört maddesinin de GKRY tarafından hiçbir zaman kabul edilmeyeceğini belirtti.

Yusuf, “O maddelerin içinde en önemlisi ‘siyasi eşitlik’.

Rum tarafı bu ilkeyi hiçbir zaman kabul etmedi; Crans-Montana’nın çöküş nedeni de buydu.

Buna rağmen Hristodulidis’in ‘Crans-Montana’da kaldığımız yerden devam edelim.’ açıklaması büyük bir çelişki barındırıyor.

Zira masayı bizzat Rum liderliği dağıtmıştı.

Bugün yeniden aynı noktaya dönme çağrısı, samimiyetten uzak bir diplomatik manevra olarak değerlendiriliyor.” ifadelerini kullandı. ‘POZ İŞARET NİTELİĞİ TAŞIYOR’ Yusuf sözlerini GKRY Liderinin görüşme öncesi EOKA bağlantılı etkinlikte verdiği pozu hatırlatarak bitirdi: “Rum tarafının yaklaşımı yıllardır değişmedi: Müzakere etmek için müzakere etmek.

Bu nedenle görüşmelerin zaman kaybına dönüşmesi muhtemel görülüyor.

Türkiye ise AB ile ilişkileri nedeniyle restleşebilecek bir konumda değil.

Ticaretin yüzde 70’inin AB ile yürütülmesi, Ankara’nın bu dosyalarda denge politikası izlemesine neden oluyor.

Tartışmaların merkezinde yer alan siyasi eşitlik, 1970’lerdeki Denktaş-Makarios doruk anlaşmalarından bu yana Kıbrıs Türk tarafının temel talebi.

Ancak Rum tarafının buna yanaşmaması, sürecin önündeki en büyük engel olarak duruyor.

Nitekim Hristodulidis’in kısa süre önce EOKA bağlantılı bir etkinlikte verdiği poz, Rum tarafının gerçek pozisyonunu hatırlatan bir işaret niteliği taşıyor.” BAŞA DÖNÜLÜYOR...

Kıbrıs dosyasını yakından takip eden üst düzey kaynaklarımıza da ulaştık.

Mevcut sürecin Ankara’nın söyleminde önemli değişikliklere işaret ettiğini belirten kaynaklarımız, “Müzakere masasının yeniden kurulması tanınma sürecini erteler.

Uluslararası camia hemen şöyle diyecek: ‘Süreç yeniden başladı, ilerleme var, yeni bir liderlik var…’ Bu söylem tanınmanın gecikmesine kesin olarak yol açar.” dedi.

Erhürman’ın seçim öncesi yayımladığı manifesto ile bugünkü çizgi arasında paralellik olduğuna dikkat çeken kaynaklar sözlerine şöyle devam etti: “Erhürman, federasyonu tartışacağını zaten söylüyordu.

Şimdi masaya getirdiği başlıklar Türk tarafının günlük hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen konular.

Bu açıdan tutarlı.” ‘BU MADDELER ZATEN RUMLARIN YAPMASI GEREKENLER...’ Kaynaklarımız, Rum tarafının yaklaşımına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı: “Asıl sıkıntı şu: Rumlar hiçbir şey almadan hiçbir şey vermeyecek.

Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti olduklarını iddia etmeye devam ediyorlar.

Erhürman’ın sunduğu 10 madde aslında Rumların zaten yapması gereken şeyler, ancak bunların hepsini ağır bir pazarlık malzemesine dönüştürecekler.” ‘TATAR DÖNEMİNDE TANINMAYA ÇOK YAKLAŞILMIŞTI’ Tatar döneminde iki devletli çözümün altyapısının hazırlandığını belirten kaynaklarımız, masa kurulsa da bozulur diyerek sözlerini şöyle bitirdiler: “Tatar döneminde yolun taşı, çakıl taşı döşenmişti; sadece asfaltı dökmek kalmıştı.

Türkiye’nin desteği tamdı ancak uluslararası alanda süreç kolay ilerlemedi. “Bu müzakere süreçlerinde şöyle olur: Parmağınızı verdiğiniz anda kolunuzu çekerler.

Rumların en ufak bahaneyle masadan kalkması mümkündür. ‘Türkiye’nin garantörlüğü kalkacaktı, Türk tarafı uzlaşmazlık yaptı’ diyecekler.

Her şeyi Türk tarafının üzerine yıkıp masayı devirebilirler.”

İlgili Sitenin Haberleri