Haber Detayı

Adalet Bakanı Tunç: "Geleneksel Ceza Adaleti Sistemleri, Çocuğun Ne Bedenine Ne Ruhuna Ne de Geleceğine Uy...
Güncel haberler.com
18/11/2025 13:43 (1 ay önce)

Adalet Bakanı Tunç: "Geleneksel Ceza Adaleti Sistemleri, Çocuğun Ne Bedenine Ne Ruhuna Ne de Geleceğine Uy...

"Yargısal Süreçlerde Çocuklar için Koruyucu ve Onarıcı Yaklaşımlar Projesi"nin açılış töreninde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Ne yazık ki geleneksel ceza adaleti sistemleri; çocuğun ne bedenine ne ruhuna ne de geleceğine uygun bir zemin sunmaktaydı. Cezalandırma odaklı yaklaşımlar, çocukların gelişimsel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını göz ardı ederken; onları damgalamakta, yabancılaştırmakta ve çoğu zaman karanlık bir döngüye mahkûm etmektedir. İşte tam da bu noktada, projenin ana teması olan diversiyon ve onarıcı adalet, yalnızca birer yöntem değil; adalete yüklenen anlamın değişimini simgeleyen ahlaki bir yeniliktir" dedi.

(ANKARA) - "Yargısal Süreçlerde Çocuklar için Koruyucu ve Onarıcı Yaklaşımlar Projesi"nin açılış töreninde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Ne yazık ki geleneksel ceza adaleti sistemleri; çocuğun ne bedenine ne ruhuna ne de geleceğine uygun bir zemin sunmaktaydı.

Cezalandırma odaklı yaklaşımlar, çocukların gelişimsel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını göz ardı ederken; onları damgalamakta, yabancılaştırmakta ve çoğu zaman karanlık bir döngüye mahküm etmektedir.

İşte tam da bu noktada, projenin ana teması olan diversiyon ve onarıcı adalet, yalnızca birer yöntem değil; adalete yüklenen anlamın değişimini simgeleyen ahlaki bir yeniliktir" dedi.Çocuklarla ilgili adalet sistemini geliştirmeyi amaçlayan "Yargısal Süreçlerde Çocuklar için Koruyucu ve Onarıcı Yaklaşımlar Projesi"nin açılışı Ankara'da törenle yapıldı.

Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, proje hakkında bilgi vererek " Kapsayıcı niteliğiyle çocukların üstün yararını gözeten bu projenin geleceğimizin teminatı çocuklarımız ve adalet sistemimiz bakımından hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi.Tunç, konuşmasında şunları kaydetti: "Çocuklar çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız toplum kesimidir.

O nedenle çocukların korunması yalnızca ailelerine bırakılacak bir husus değildir.

Çocukların korunması devletin anayasa görevidir, tüm devletlerin.

Çocuklar, hata yaptıklarında doğru rehberlikle yeniden yön bulabilecek evlatlarımızdır.

Çevresindeki tehlikelere karşı gerek suç mağduru çocukların korunması, gerekse çocukların suça sürüklenmesinin önlenmesi hepsi çocukların korunması anlamına gelir ve bu anlamda da alınması gereken tedbirleri yalnızca anne babalara, ailelere bırakmamak gerekir.

Devletin en başlıca görevlerinden bir tanesidir.

Çünkü çocuğa uzanan her destek eli geleceğe uzanır.

Çocuğa yapılan her yatırım bir medeniyetin geleceğini inşa eder.

Çocuğun gülüşünde geleceğin huzuru, çocuğun güvenliğinde bir milletin onuru vardır. ve bir devletin gerçek gücü toplumun en kırılgan üyesi olan çocuklarını nasıl koruduğunda onlara nasıl dertlilik ettiğinde ortaya çıkar.

Bugün sizlerle bir araya gelmemizi sağlayan bu proje çocuğu koruyan, onaran, güçlendiren bir adalet sistemi inşa etme irademizin önemli bir yansımasıdır.

Projeyle çok sektörle iş birliğini güçlendiren bir politika çerçevesi oluşturmayı, toplum temelli onarıcı uygulamaları yaygınlaştırmayı ve çocuklara özgü alternatif tedbirlerin niteliğini artırmayı, uluslararası iyi uygulamalardan yararlanmayı, onarıcı adaletin ruhuna uygun biçimde çocukları korumayı ve yeniden topluma kazandırmayı öncelemeyi suçun neden olduğu tahribatı gidermeyi ve çocuğun sorumluluk alarak değişimini teşvik etmeyi amaçlıyoruz."Dünya ülkeleri sıralamasında çocuk sayısı en fazla olan ülkelerden biriyiz"Proje kapsamında hedefimiz suça sürüklenen çocukları yeniden topluma kazandıracak, umudu onaran, hatayı düzelten, insan onurunu merkeze alan bir yaklaşımı hakim kılmaktır.

Bu bağlamda proje ilgili mevzuat düzenlemeleri ve politika değişimlerini teşvik edecektir.

Projenin adalete, adaleti mahkeme salonlarının yanında okullarda, sağlık merkezlerinde ve sokaklarda da var eden sektörler arası güçlü işbirliği kurulmasına önemli katkılar sunacağına inanıyorum.

Türkiye'de 22 milyon çocuk var.

Yani dünya ülkeleri sıralamasında çocuk sayısı en fazla olan ülkelerden biriyiz.

Hatta 150'den fazla ülkenin nüfusundan fazla bizim çocuğumuz var. 22 milyon çocuk.

O 22 milyon çocuğu geleceğe hazırlamak, onların eğitimlerini hakkıyla yerine getirmek ve onları her türlü kötülükten korumak için devletimizin aldığı çok önemli tedbirler var.

Bu konuda devletimizin ilgili kuruluşları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve tüm bakanlıklarımızın çocukla ilgili birimlerinde bu konuya hassasiyetle yaklaşıyor, yaklaşılıyor ve 22 milyon çocuğumuzun geleceğe hazırlanması noktasında büyük bir gayret gösteriyoruz.

Bugün burada attığımız adım çocuk haklarına dair evrensel iradeye Türkiye'nin güçlü bir katkısını da temsil etmektedir."Bütün dünyanın Gazze'de katledilen çocuklar noktsında duyarlı olmasını bekliyoruz"Bütün dünyanın Gazze'de katledilen çocuklar noktasında duyarlı olmasını bekliyoruz.

Özellikle İsrail'in bu tutumu çocuklara yönelik, kadınlara yönelik, sivili insanlara yönelik bu katliamı maalesef uluslararası hukuka olan güveni de zedeledi, sarstı.

Uluslararası hukukun işlemez olduğunu bütün dünyaya gösterdi.

Ne Uluslararası Adalet Divanı'nın tedbir kararları hayata geçirilebildi.

Ne Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soruşturması bir adım ileriye götürülebildi.

Maalesef İsrail, ne mahkeme kararlarına ne uluslararası hukuka ne de uluslararası hukukun insancıl ilkelerine uyan bir tutum sergiledi.

Bunu maalesef bir asırdan beri görüyoruz.

İnşallah son olur ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin barış planı icra edilir. ve bu anlamda da oradaki katliam umarım sona erer.

Türkiye olarak her daim mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz.

Gazze'ye insani yardımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz."Diversiyon ve onarıcı adalet"Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı liderliğinde daima hakkın, hakkaniyetin, adaletin yanında olmaya devam edeceğiz.

Değerli katılımcılar, çocuklar hata yaptıklarında doğru rehberlikle yeniden yön bulabilecek evlatlarımızdır.

Bizler, onları yargılamakla değil anlamakla, dışlamakla değil kazanmakla yükümlüyüz.

Ne yazık ki geleneksel ceza adaleti sistemleri, çocuğun ne bedenine ne ruhuna ne de geleceğine uygun bir zemin sunmaktaydı.

Cezalandırma odaklı yaklaşımlar, çocukların gelişimsel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını göz ardı ederken onları damgalamakta, yabancılaştırmakta ve çoğu zaman karanlık bir döngüye mahküm etmektedir.

İşte tam da bu noktada, projenin ana teması olan diversiyon ve onarıcı adalet, yalnızca birer yöntem değil; adalete yüklenen anlamın değişimini simgeleyen ahlaki bir yeniliktir.

Diversiyon; suç şüphesiyle yargılamaya dahil edilen bireyin, muhakemenin herhangi bir aşamasında verilen bir kararla belirli yükümlülükler yüklenerek ceza yargılaması sisteminin dışına çıkarılmasıdır.

Örneğin; kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar, kamu davasının açılmasının ertelenmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi…"Hayatın başındaki çocuklarımıza ikinci bir şans sunan bu sistem, umutla örülmüş, adaletle yoğrulmuş bir fırsatlar kapısıdır"Diversiyon; yargının merhametle, akılla ve öngörüyle buluştuğu, çocuğu sistemin dışına atmak yerine ona sorumluluklar vererek toplumun şefkatli kucağına yeniden kazandırmayı amaçlayan bir yaklaşımdır.

Suça değil, çözüme odaklanmaktır.

Onarıcı adalet ise yalnızca faili değil, mağduru, aileyi, toplumu da sürece dahil ederek iyileştirici bir döngü oluşturmaktır.

Bu yaklaşım, adaleti sadece kanun ve kitaplarda değil, insan kalbinin derinliklerinde arayan bir anlayıştır.

Nitekim Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nden Pekin Kurallarına, Riyad İlkeleri'nden Avrupa Konseyi'nin çağrılarına kadar uluslararası çerçeveler, çocukların özgürlükten yoksun bırakılmasını son çare olarak görmekte, eğitici ve onarıcı yolları öncelemektedir.Adaletin gerçek gücü, insanı ve toplumu yeniden kazanmaktır.

Bu anlayışla ceza muhakemesinde çağdaş ve insani bir yaklaşımı temsil eden diversiyon sistemini önemsiyoruz.

Hayatın başındaki çocuklarımıza ikinci bir şans sunan bu sistem, umutla örülmüş, adaletle yoğrulmuş bir fırsatlar kapısıdır.

Bu kapsamda Türkiye olarak önemli yenilikleri hayata geçirdik.

Çocuğun üstün yararı doğrultusunda suça sürüklenen çocuklar için özel olarak uzlaştırma ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi modellerini geliştirdik.

Yetişkinler için uzlaştırma kapsamında olan suçların yanında; çocukların üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar yönünden de uzlaştırma müessesinden faydalanabilmesini sağladık."Çocuklar için verilen kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezası, ödenmediğinde hapse çevrilememektedir"Yine çocuklar hakkında, yetişkinlerin işlediği suçlardan farklı olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilmesi için, cezanın üst sınırını, on beş yaşını doldurmamış çocuklar bakımından 3 yıl yerine, 5 yıl olarak belirledik. ve kamu davasının açılmasının ertelenme süresi yetişkinlerde 5 yıl iken; bu süreyi çocuklar yönünden 3 yıla düşürdük.

Ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında; yetişkinler için 5 yıl olan denetim süresini çocuklar için 3 yıl olarak düzenledik.

Yine cezanın ertelenmesi kararı verilebilmesi için yetişkinler için 2 yıl olan cezanın üst sınırını, çocuklar için 3 yıl olarak belirledik.

Bunların yanında 1 yıldan az cezaların adli para cezasına veya seçenek yaptırımlara çevrilmesi yetişkinler için mahkemenin takdirine bağlıyken, çocuklar yönünden seçenek yaptırıma çevirmeyi zorunlu hale getirdik.

Ayrıca çocuklar için verilen kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezası, ödenmediğinde bu durum yetişkinlerden farklı olarak hapse çevrilememektedir.Son 23 yılda, masumiyetin timsali ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın haklarını korumak için diversiyon alanında attığımız adımların yanı sıra, onarıcı adalet ve diğer alanlarda da birçok önemli düzenlemeyi hayata geçirdik.

Bu kapsamda Anayasamızın 'Ailenin Korunması' başlıklı 41. maddesinde 2010 yılına kadar; 'Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar' denilmekteydi.

Anayasamızın bu maddesinde 2010 değişikliğine kadar çocuk hakları yoktu.

Yaptığımız değişiklikle maddenin başlığını; 'Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları' şeklinde değiştirerek, Devlete, çocukların her türlü istismara ve şiddete karşı koruma yükümlülüğü getirdik.

Ayrıca; 'her çocuğun korunma ve bakımdan yararlanma hakkı olduğunu, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babasınca kişisel ilişki kurma hakkına sahip olacağını' hüküm altına aldık."Çocukların adli süreçlerde yıpranmaması ve üstün yararlarının gözetilmesi için Çocuk Mahkemelerini kurduk"Çocuklarımızı adli sürecin yıpratıcı etkilerinden korumak için gereken yasal ve idari tedbirleri aldık ve almaya devam ediyoruz. 2005 yılında çocuklarımızın haklarını ve esenliklerini güvence altına almayı amaçlayan Çocuk Koruma Kanununu yasalaştırdık.

Çocukların adli süreçlerde yıpranmaması ve üstün yararlarının gözetilmesi için çocuk mahkemelerini kurduk.

Çocuk mahkemesi sayısını 85'e, çocuk ağır ceza mahkemesi sayısını 16'ya çıkardık. 2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı kanunla; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan, çocukların, aile bireylerinin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesini amaçladık. 2020 yılında; Adalet Bakanlığı teşkilatı içerisinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, bünyesinde çocuk hizmetleri daire başkanlığını oluşturduğumuz Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığını kurarak kurumsal yapıyı güçlendirdik.

Çocuk Koruma Kanunuyla çocuklara kelepçe takılamayacağı ve çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak başvurulması gerektiğini düzenledik."Çocuk hükümlü ve tutuklulara, aile bireylerinin katılımıyla 'aile görüşmesi' imkanı getirdik"15 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerden dolayı tutuklama kararı verilemeyeceğini hüküm altına aldık.

Soruşturma evresinde suça sürüklenen çocuklar için daha kısa azami tutukluluk süreleri belirledik.

Çocuklar ve yetişkinlerin iştirak halinde suç işlemeleri durumunda soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin ayrı yürütülmesi gerektiği yönünde yasal düzenleme yaptık.

Uyuşturucuyla etkin bir şekilde mücadele ederek evlatlarımızı bu illetten uzak tutmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile kullanma suçlarının okul ve yurt binaları çevresinde işlenmesi durumunda cezayı daha da ağırlaştırdık.

Yine uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezasını on beş yıldan aşağı olmamak üzere hapis olarak belirledik.

Ayrıca çocuk yargılamalarında ihtisaslaşmanın sağlanması için; 2021 yılında çocuk ağır ceza ve çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde, bu mahkemelerin görev alanına giren suçlara ilişkin davaların belirli mahkemelerce görülmesini hüküm altına aldık.Ceza infaz kurumlarında çocukların ziyaretçileriyle tüm görüşmelerinin 'açık görüş' şeklinde olmasını sağladık.

Çocuk hükümlü ve tutuklulara, aile bireylerinin katılımıyla 'aile görüşmesi' imkanı getirdik.

Ceza infaz kurumlarında anneleriyle kalan çocukların hayata sağlıklı hazırlanmaları amacıyla Anne Çocuk Üniteleri kurduk.

Ceza infaz kurumlarında annelerinin yanında kalan çocukların yaş ve durumlarına göre eğitim, sağlık, gıda ve hijyen gibi ihtiyaçlarını karşılıyoruz.Yine 0-6 yaş grubu çocukların gündüzleri kreş ve gündüz bakımevlerinde barındırıyoruz.

Denetimli serbestlik tedbiri altında bulunan suça sürüklenen çocuklara ve ailelerine yönelik olarak iyileştirme faaliyetleri kapsamında, bu yıl içerisinde toplam 62 bin 410 iyileştirme çalışması yaptık.

Ceza infaz kurumunda bulunan çocuklarımızın; eğitim hakkından yararlanmasını ve meslek edinmelerini de sağlıyoruz.

Bu kapsamda sadece 2025 yılında; 566 çocuğumuz okuma yazma kursuna, 2 bin 351 çocuk örgün ve açık öğretime 3 bin 684 çocuk iş ve meslek kurslarına katılmıştır."Çocukları suçtan uzak tutabilmek, adli süreçlerde ikincil örselenmelerini engellemek her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı"Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair mahkeme kararlarının icrasını, icra dairelerince değil adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerimiz tarafından çocuk dostu şekilde oluşturulan 'Çocuk Görüşme Merkezlerinde' uzmanlar tarafından yerine getirilmesini sağladık.

Sosyal çalışmacı ve psikologlar eşliğinde 593 adliyede 822 çocuk görüşme merkezinde bu hizmetleri vatandaşlarımıza Adalet Bakanlığı olarak ücretsiz sağlıyoruz.

Çocuk Görüşme Merkezlerinde şu ana kadar; 4 bin 788 çocuk teslimi ve 48 bin 904 kişisel ilişki dosyası olmak üzere toplamda 53 bin 692 dosyada 663 bin 50 işlem gerçekleştirilmiştir.

Ayrıca 9.

Yargı Paketiyle; çocuk tesliminde Adalet Bakanlığı personelinin yanında, Aile ve sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve ilgili belediyelerde görev yapan uzman ve eğitmenlerinden faydalanmasına imkan sağladık.Bugüne kadar çocukları suçtan uzak tutabilmek, adli süreçlerde ikincil örselenmelerini engellemek her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı.

Bu kapsamda; suç mağduru çocukların, faillerle bir araya gelmeden, uzmanların desteği ile özel ortamlarda ifadelerini verebilmelerine imkan sağlayan Adli Görüşme Odaları oluşturduk.

Bugün itibarıyla 81 ilde, 175 adli görüşme odasında, 155 bin 764 adli görüşme gerçekleştirilmiştir.

Uzmanların, pedagogların, psikologların ve yargı çalışanlarının çocuklarla sağlıklı iletişim kurabilmesi için dikkat edilmesi gereken hususları, hazırladığımız kılavuzlarla net bir şekilde ortaya koyduk.

Ayrıca 81 ilimizde kurduğumuz ve sayısı 178 olan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerimiz; başta çocuklar, kadınlar, engelli ve yaşlı bireyler olmak üzere tüm mağdurların adli süreçte yalnız olmadıklarını hissettirmektedirler.

Bu müdürlüklerde, kurulduğu 2019 yılından bu yana; 1 milyon 863 bin 703 kişiye adli süreçte psiko-sosyal destek sağlanmıştır."70 ilde 74 Çocuk İzlem Merkezi hizmet vermekte"Çocuğun üstün yararı gereği, çocuklara yönelik tüm adli işlemlerin çocuk dostu usullere uygun şekilde yerine getirilmesi amacıyla kurduğumuz 'Çocuk Adalet Merkezi' modelini ülke geneline yaygınlaştırıyoruz.

Erzurum, Bursa ve Eskişehir'de açtığımız Çocuk Adalet Merkezlerimizin sayısını artırmaya devam edeceğiz.

Ayrıca suç mağduru olduğundan şüphelenilen çocuklarımızın bütün adli, tıbbi ve psikososyal işlemlerin tek seferde yapılacağı koşulların sağlandığı, çocuk dostu bir ortam olan Çocuk İzlem Merkezlerini kurduk.

Halihazırda ülkemizde 70 ilde 74 Çocuk İzlem Merkezi hizmet vermekte ve bu merkezleri ülke geneline yaygınlaştırmaya devam ediyoruz.

Bu kapsamda Çocuk İzlem Merkezlerinin üniversiteler tarafından da kurulabilmesine imkan tanıdık.Ayrıca temel hak ve hürriyetler bilincinin, çocuklarımızın zihninde daha ilk yaşlardan itibaren kök salması, adalet duygusunun bir ders değil bir hayat rehberi haline gelmesi için Hukuk ve Adalet dersini, Milli Eğitim müfredatına kazandırdık. 2013'ten bu yana 1 milyon 170 bin 293 öğrenci bu dersi aldı."Bizim mücadelemiz çocuğun gözünden yaş değil, umut ışığının süzülmesi içindir"Çocuklar, yüreğimizin en hassas yeri, geleceğimizin en parlak ışığı, gözümüzün bebeğidir.

Bu konudaki temel amacımız; tek bir evladımızın dahi suça sürüklenmediği, maruz kaldığı her tehdide karşı şefkatle ve etkin biçimde korunduğu ve her çocuğun hayata eşit, güvenli, umut dolu bir pencereden bakabildiği bir sistemi inşa etmektir.

Bizim mücadelemiz çocuğun gözünden yaş değil, umut ışığının süzülmesi içindir.

Bizim gayretimiz; onların tebessümünün gökyüzü gibi daim olması, yüreklerinin korkudan değil, hayalden çarpması içindir.

Çünkü biz geleceğin; bugünün çocuklarının tebessümünde gizli olduğuna inanıyoruz.

Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde onarıcı adalet ve diversiyona uygun şekilde çalışmamalarımıza kararlıkla devam edeceğiz."

İlgili Sitenin Haberleri