Haber Detayı
Gazeteciler gün doğmadan gözaltına alındı... Sorgudaki sorular kafa karıştırdı
İBB soruşturmasına ait iddianamede gizli tanık ifadeleri adeta iç içe geçti. “Meşe” adı tamamen silinirken, aynı cümlelerin kelimesi kelimesine “İlke’ye aitmiş” gibi iddianameye geçirildiği ortaya çıktı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, gizli tanık ifadelerine dair çarpıcı bir tablo ortaya çıktı."İstanbul İddianamesi" isimli X hesabından yapılan paylaşıma göre, Soruşturma sürecinde İBB’nin hemen her kurumsal alanı hakkında iddialarını sıralayan Meşe, iddianamede Gizli Tanık İlke’ye dönüştü.Belgelerin karşılaştırılması, Gizli tanık Meşe’nin 17 Mart 2025 tarihli ifadesinin büyük ölçüde iddianamede yer almadığını, buna karşılık aynı cümlelerin, aynı kelime dizilimleri ve aynı anlatım örgüsüyle gizli tanık İlke’nin ifadesiymiş gibi metne geçirildiğini gösterdi.Soruşturma dosyasındaki farklı bölümler incelendiğinde, Meşe’nin anlattığı hemen her ayrıntının tanığın adı çıkarılarak İlke’ye aktarıldığı; Meşe’nin orijinal ifadelerinin ise tamamen dosya dışında bırakıldığı görüldü.Gizli Tanık Meşe’nin 17.03.2025 tarihli ifadesinden: “…Murat Ongun’un sürekli finanse ettiği gazeteciler vardır.
Bu gazetecilere para teslimini de Emrah yapar.
Bahar Feyzan, İsmail Saymaz, Yavuz Oğan, Nevşin Mevgü, Ruşen Çakır, Batuhan Çolak, Barış Pehlivan, Oda TV, Soner Yalçın, Aslı Aydıntaşbaş, Nagehan Alçı, Şaban Sevinç isimli kişi ve kurumları finanse eder.
Halk Tv’nin sahibi Cafer Mahiroğlu ile de yakındır.
Halk TV’ye finansman sağlar.
Hatta Cafer Mahiroğlu’nun boğazda yapmış olduğu binasına ruhsat dahi verdiler…”İddianamenin 320.
Sayfasından Gizli tanık İLKE’nin ifadesinden: “…Murat ONGUN’un sürekli finanse ettiği gazeteciler vardır.
Bu gazetecilere para teslimini de Emrah yapar.
Bahar FEYZAN, İsmail SAYMAZ, Yavuz OĞAN, Nevşin MENGÜ, Ruşen ÇAKIR, Batuhan ÇOLAK, Barış PEHLİVAN, Oda TV, Soner YALÇIN, Aslı AYDINTAŞBAŞ, Nagehan ALÇI, Şaban SEVİNÇ isimli kişi ve kurumları finanse eder.
Halk TV’nin sahibi Cafer MAHİROĞLU ile de yakındır.
Halk TV’ye finansman sağlar.
Hatta Cafer MAHİROĞLU’ nun boğazda yapmış olduğu binasına ruhsat dahi verdiler…” dediği anlaşılmıştır.”MEŞE’NİN ADI TEK SATIR BİLE GÖRÜNMEDİEn çarpıcı örnek, iddianamenin 194. sayfasındaki “ses kaydı” iddiasında ortaya çıktı.
Burada Reklam İstanbul’un gerçek yatırımcısının Murat Ongun ve geçmiş dönemin Kültür A.Ş.
Genel Müdürü Serdal Taşkın olduğuna dair bir ses kaydının bulunduğu, bu kayıtta Ongun’un yatırımcı olduğunu açıkça söylediği belirtildi.
Bu ifade iddianamede tamamen İlke’ye ait gösterilmiş olsa da, aynı anlatım Meşe’nin 17 Mart 2025 tarihli ifadesinde kelimesi kelimesine yer aldı ve Meşe, bu kaydı bizzat dosyaya sunduğunu ifade etti.
Buna rağmen iddianamede Meşe’nin adı tek satır bile görünmedi; tüm içerik İlke’ye aktarıldı.İLKE’NİN ANLATIMI ALTINDA İDDİANAMEYE YERLEŞTİRİLDİBenzer bir yöntem, iddianamenin 203. sayfasında yer alan ve Reklam İstanbul ile Kültür A.Ş.’ye ilişkin ayrıntılı paragrafta da görüldü.
Burada “aç-kapa şirketler”, Akasya AVM’deki rezidans ofis, Barış Kılıç’ın hak ediş sürecini yönettiği iddiası, Reklam İstanbul’un sahibi görünen Mustafa Nihat Sütlaş ile gerçek yatırımcı olduğu iddia edilen Murat Ongun ilişkisi, “İstanbul Senin” uygulamasına yüklenen verilerin kullanımı ve satışı, seçimlerde ilçe adaylarına veri aktarımı gibi tüm detaylar, İlke’nin anlatımı altında iddianameye yerleştirildi.Oysa bu bölüm, satır satır incelendiğinde, Meşe’nin 17 Mart 2025 tarihli ifadesinin tamamını içeriyordu.
Hatta Meşe’nin anlatımındaki kronoloji ve cümle yapısı aynen korunmuş; isim sıralamalarından olay örgüsüne, verilen örneklerden dönem vurgusuna kadar tüm ifadeler bire bir kopyalandı.İfadelerin “birleştirildiği” ve “kaydırıldığı” en belirgin bölüm ise iddianamenin 226 ve 227. sayfalarında görüldü.
Bu sayfalarda önce Gizli Tanık İlke’nin 18 Kasım 2024 tarihli ifadesi aktarıldı.
Ancak metnin tam ortasında “Sayfa 1/3” ibaresi yer aldı.Bu ibare, İlke’nin ifadesinin son sayfasından alınmış durumda olup iddianameye yanlışlıkla olduğu gibi eklenmişti.
İbarenin hemen ardından başlayan cümleler ise artık İlke’ye değil, Meşe’nin 17 Mart 2025 tarihli ifadesine ait oldu.
Bu kısımda önceki sayfalardaki kopyalanmış ifadeler tekrar edildi; aç-kapa şirket iddiası, Barış Kılıç’ın konumu, Akasya AVM’deki rezidans ofis, Reklam İstanbul’ın verileri kullanması, Taşkın–Ongun ses kaydı, pandemi dönemine dair anlatımlar ve nihayet Melih Geçek ile Erol Özgüner’in veri kopyalama iddiaları… Tüm bunların tamamı Meşe’nin ifadesinden alınmış olmasına rağmen iddianamede metnin akışı İlke’nin ifadesi olarak devam etti.
Böylece iki farklı tanığa ait iki ayrı tarihli ifade, tek bir tanığın anlatımıymış gibi birleştirildi.Odatv.com