Haber Detayı

Demir leydilerin yeniden yükselişi
Yazarlar hurriyet.com.tr
15/11/2025 01:31 (1 ay önce)

Demir leydilerin yeniden yükselişi

AVRUPA ve dünyada yükselen sağ siyasetin öne çıkan yeni figürleri dikkat çekiyor.

The New York Times geçenlerde ‘İktidardaki sağcı kadınlar’ diye bir dosya yaptı.Çıkış yolu güzel ama eksik bir liste oluşturmuşlar.Bence ‘günümüzün Demir Leydileri’ daha doğru bir tanımlama olur.Çünkü hemen hepsinin ortak özellikleri var.Demir Leydi lakabı, İngiltere’nin sert tutumuyla tanınan ilk kadın başbakanı Margaret Thatcher’a ait. 2013’te dünyaya veda eden Thatcher’ın 100. yaşı bu yıl, İngiltere’de kâh hayırla kâh sitemle anılıyor.Thatcher okullardaki süt yardımını bile durduracak kadar sekter bir liberalist idi.

Devleti aradan çıkarıp her şeyi özelleştirmek istedi.Bu yüzden İngiliz basını ona başlangıçta ‘süt hırsızı’ lakabını taktı.Ama Sovyet karşıtı ve Amerikan yanlısı politikaları nedeniyle bir Rus gazetesinin kullandığı ‘Demir Leydi’ tanımını zafer nişanı gibi ömrü boyunca taşıdı.Kısa süre öncesine kadar Thatcher tarzı siyasetin ömrünü tamamladığı düşünülüyordu.Oysa Thatcher ölse de fikirleri dünyanın farklı noktalarında bugün tekrar iktidarda.Şüphesiz dünyanın kaotik vaziyeti tıpkı Thatcher döneminde olduğu gibi bu iktidarlara da uygun zemin hazırladı.Günümüzün Demir Leydileri arasından bir liste oluşturacak olursak benim ilk beşime şu isimler girer.SANAE TAKAİCHİ  JAPONYA’nın ilk kadın başbakanı, Thatcher’ın yeniden doğmuş hali gibi.Sanae Takaichi, bence Thatcher’ı örnek almıyor, yaşıyor.

Sert tutumundan kıyafet seçimine kadar türlü benzerliği var.Gecenin 3’ünde kabine toplantısı yapabilen bir işkolik.

Yine de ikisini farklı kılan özellikler mevcut.Her ne kadar İngiliz de olsa Thatcher’ın bir rock grubunda davul çalma ihtimali yoktu.

Çünkü onun gençlik döneminde rock müzik henüz popüler olmamıştı.Politika açısından ise Thatcher su katılmamış bir “Bırakınız yapsınlar” liberali iken Takaichi yeri geldiğinde devletçi politikaları benimseyebiliyor.Thatcher’ın iktidarı 11 yıl sürmüştü.

Bakalım Japon mevkidaşı da onun kadar uzun iktidarda kalabilecek mi?MARİNE LE PEN FRANSIZ aşırı-sağının simgesi Ulusal Cephe’yi babası Jean-Marie Le Pen’den devraldığında tek hedefi vardı: İktidara gelmek.Bunun için babasının ırkçı söylemlerini biraz törpüleyerek, Avrupa’daki göçmen karşıtı iklimi kullanıp partisini azıcık merkeze çekti.Bunu yaparken babasına bile acımayıp partiden uzaklaştırdı.

Partisinin adını Ulusal Birlik olarak değiştirdi.Klasik ırkçı söylemlerini bir kenara bırakarak, “Fransız hayat tarzının” tehlikede olduğunu söylemeye başladı.2012, 2017 ve 2022’de Cumhurbaşkanlığı için aday oldu.

Her seferinde oyunu artırsa da seçilemedi.Ama 2022’de ikinci turda oyların yüzde 40’ından fazlasını alması bir sonraki seçimler için herkese “Acaba” dedirtti.Macron’un 3. dönem yarışamayacağı 2027 seçimleri için anketlerde önde gidiyordu.Ta ki Fransız mahkemesi Le Pen’i Avrupa Parlamentosu’ndan alınan milyonlarca Euro kamu fonunu kendi hesabına kullandığına hükmedene kadar.Geçtiğimiz aylarda 2 yıl ev hapsi cezası aldı ve 5 yıl kamu görevinden menedildi.

Eğer yüksek mahkeme bu kararı onarsa 2027 seçimlerine aday olamayacak.

Fakat yakın tarih bize gösteriyor ki Fransa siyasetinde bir Le Pen gider başka bir Le Pen gelir.GİORGİA MELONİ MELONİ, Angela Merkel sonrası Avrupa’nın en öne çıkan lideri konumunda.Merkel’in nerdeyse bütün Avrupa Birliği’ni taşıyan karizmasından uzak olsa da İtalya’yı sırtladığı söylenebilir.İtalya gibi maskülen siyasetin geçerli olduğu bir ülkede iktidardaki üçüncü yılını tamamlamak bir başarı.Üstelik bunu ‘İtalya’nın Erkek Kardeşleri’ isimli partinin başındaki kadın olarak gerçekleştirmek daha büyük başarı.Meloni, okul çağında fazla kiloları ve farklı kıyafet seçimi nedeniyle zorbalığa uğramış.

Ama 15 yaşında İtalya neo-faşist gençlik hareketinde başladığı siyasi hayatını 2008’de Berlusconi hükümetinin en genç bakanı olarak farklı bir rotaya sokmayı başarmış.Bugün İtalyan başbakanı hemen hemen bütün güçlü ülke liderleriyle iyi bir trafik oluşturmuş vaziyette.Anketlere göre üç yılın sonunda partisi daha güçlü konumda.

Kendisi açısından tek sorun sigara alışkanlığı olabilir.ALİCE WEİDEL BAZI Alman arkadaşlarım bu tanımlamaya alınsa da aşırı-sağın anavatanında son yıllarda işler tıkırında.Göçmen karşıtlığını İslam düşmanlığıyla birleştirmesine rağmen Almanya nezdinde ırkçı olmadığını kanıtlayabilen AfD (Almanya İçin Alternatif) emin adımlarla iktidara doğru yürüyor.Erkek egemen AfD’nin en güçlü kadın figürü eşbaşkan Alice Weidel.45 yaşındaki Weidel’in ekonomi doktorası var.

İdolü kim dersiniz?Gönlünden geçeni bilemeyiz ama kamuoyuna Demir Leydi Thatcher’ı rol model olarak gördüğünü söylüyor.Hatta Bild’e verdiği bir mülakatta, “Thatcher’ın biyografisinden, işler tatsızlaştığında bile akıntıya karşı yüzmesinden etkilendim” demiş.AfD bu yılki seçimlerde parlamentoda 152 koltuk kazanarak ikinci parti konumuna geldi.Bazıları Weidel’in aşırı-sağ profile uymadığını düşünüyor.

Ama Weidel’in Almanya’da aşırı-sağı, merkez siyasetin tam ortasına yerleştirdiği kesin.

MARIA CORINA MACHADO ONUN için ‘Venezuela’nın Demir Leydisi’ deniyor.Ama idolü Thatcher’dan çok Trump.

Onun için bu yıl kazandığı “Nobel Barış Ödülü”nü Trump’a ithaf etti.Venezuela’daki Maduro iktidarına karşı en önde gelen muhalif.Tehditler dolayısıyla muhalefetini uzaktan, saklanarak sürdürüyor.Ama Wilders’ten Le Pen’e Avrupa’nın aşırı-sağcılarıyla dirsek temasında.Netanyahu’nun partisi Likud ile aralarında işbirliği anlaşması var.En büyük hedefi Venezuela petrollerini özelleştirmek.Nobel Barış Ödülü, Machado’nun siyasi hırsları için nasıl bir yakıt olacak göreceğiz.

İlgili Sitenin Haberleri