Haber Detayı

Rolls-Royce’dan 100 yıllık efsanesine özel koleksiyon
Chip galeri chip.com.tr
08/11/2025 08:38 (1 ay önce)

Rolls-Royce’dan 100 yıllık efsanesine özel koleksiyon

Rolls-Royce ilk kez 1925'te tanıttığı Phantom'un 100. yılı için özel bir versiyon üretti. Sadece 25 araçtan oluşan koleksiyon Phantom’un yolculuğundaki dönüm noktalarını yansıtıyor. Bugüne kadarki teknolojik açıdan en iddialı özel koleksiyon, Bespoke ekibinin üç yıl süren çalışmasıyla gelmiş.

Markanın açıklamasına göre Phantom’un 100. yılı kutlanırken, Rolls-Royce Bespoke (kişiselleştirme) Collective’in tasarımcı, mühendis ve ustaları 25 adet ile sınırlı özel bir koleksiyona imza attı.

Rolls-Royce Bespoke ekibi özel koleksiyon için 1920’lerden günümüze 100 yıllık Phantom’un her neslinin ruhunu ve kimliğini incelemiş.

Markanın açıklamasına göre Bespoke ekibi, Phantom’un önemli sahiplerini, Rolls-Royce’un kilit isimlerini, modelin tasarlanıp üretildiği mekanları ve dönemin ruhunu yansıtan önemli olayları detaylı bir şekilde araştırdı.

Bu ilham kaynakları, önce 77 el çizimi motif olarak tasarlandı ve ardından Phantom Centenary Private Collection’a işlenmiş arşiv referanslarıyla yansıtıldı.

İç mekânda, couturier tasarımı tekstiller, çizim stilinde nakışlar, lazerle işlenmiş deri ve öncü ahşap işçiliği – üç boyutlu marküteri, altın varak ve üç boyutlu mürekkep katmanlama dahil – Phantom’un hikayesini şekilde anlatıyor.

Dış tasarımda, kaputta bir Spirit of Ecstasy figürü yer alıyor.

Bu figür, Phantom’un ilk modelinde ilham alınarak yeniden yorumlandı ve yıldönümünü anmak için saf altından üretildi.

Phantom Centenary Private Collection’ın dış tasarımı, Phantom’un galalarda boy gösterdiği, sinema ikonlarını taşıdığı ve dönemin ışıltısının simgesi haline geldiği Hollywood’un altın çağını anımsatıyor.

Araç, Bespoke iki tonlu boya ile tamamlanıyor.

Yan gövde, Arctic White üzerine Super Champagne Crystal kaplamasıyla sunulurken, üst gövde siyah üzerine Super Champagne Crystal ile tamamlanıyor.

Rolls-Royce tarihinde bir ilk olarak, aracın ön, arka ve yan taraflarında yer alan “RR” Onur Rozeti, koleksiyona özel 24 ayar altın ve beyaz mine ile sunuluyor.

Dış tasarımın tamamlayıcısı olarak, her biri 25 çizgiyle işlenmiş Phantom jantları yer alıyor.

Bu detay, koleksiyondaki 25 araca saygı duruşu niteliğinde ve toplamda 100 çizgi ile Phantom’un 100.

Yılı kutlanıyor.

Phantom Centenary’in arka koltukları, 1926 yapımı ünlü “Phantom of Love” modelinden ilham alıyor.

O dönemlerde, koltuklar el dokuması Aubusson halılarıyla özel olarak tasarlanmıştı.

Koltuklardaki sanat eserleri, üç farklı hikâye katmanı üzerinden anlatılıyor.

İlk katman, yüksek çözünürlüklü baskı ile tasarlanan arka plan, Phantom’un tarihine ait önemli mekanları ve objeleri gözler önüne seriyor.

Bu detaylar, Londra’daki markanın ilk adresi Conduit Street’ten, Henry Royce’un Güney Fransa’yı konu alan yağlı boya tablolarına kadar uzanıyor.

İkinci katman, yüksek çözünürlüklü baskı ile tasarlanmış olup, geçmişin ikonik Phantom modellerini ince detaylarla gözler önüne seriyor.

Üçüncü ve en üst katman, Phantom’un her neslinden yedi önemli sahibi soyut bir şekilde temsil eden özenle işlenmiş nakışlarla oluşturuluyor.

Markanın açıklamasına göre Phantom Centenary Private Collection, Rolls-Royce tarihinde yaratılmış en karmaşık ve detaylı ahşap işçiliğini içeriyor.

Arka kapılar, Sir Henry Royce’un kış aylarını geçirdiği St.

Tropez yakınlarındaki Le Rayol-Canadel-sur-Mer kıyı şeridini betimliyor.

Ön yolcu kapısında, Sir Henry Royce’un yazlık konutunun bulunduğu West Wittering’in manzarası yer alıyor.

Burası, günümüzde Rolls-Royce’un merkezi olan tesise yalnızca sekiz mil uzaklıkta bulunuyor.

Sürücü kapısında, Goodwood döneminin ilk Phantom’ının Perth’ten başlayarak Avustralya kıtasını kat ettiği destansı 4.500 millik yolculuk anlatılıyor.

Açıklamaya göre her bir kompozisyonda, derinlik ve doku yaratmak amacıyla 3 boyutlu çok yönlü marküteri, lazer kazıma, 3 boyutlu mürekkep katmanlama ve altın varak teknikleri bir araya getiriliyor.

Haritalar, manzaralar, çiçekler ve ağaçlar gibi motifler, lazer kullanılarak ahşaba üç farklı derinlikte işleniyor.

Bu yolculukları temsil eden yollar, 0.1 mikrometre kalınlığındaki altın varak karelerinden işlenmiş 24 ayar altınla parlatılıyor.

Arka kapılarda, Güney Fransa’ya özgü çam, servi, eğrelti otu ve palmiye gibi bitki örtüleri de yer alıyor.

Arka yolcu kapısının bir bölümü ise Sir Henry Royce’un bölgeye ait orijinal yağlı boya tablolarından birini, tuvalden ahşaba aktararak yeniden canlandırıyor.

Royce’un evlerinin tam konumları – Güney Fransa’daki Villa Mimosa ve West Wittering’deki Elmstead – 2.76 mm çapında tek bir altın varak noktasıyla  işaretleniyor.

İlgili Sitenin Haberleri