Haber Detayı
Ticaret bariyerine karşı ABD’de üretici olacak
Stratejik sektörlerden alüminyumda kurallar yeniden yazılıyor. ABD Başkanı Trump’ın yüzde 50 ek vergi getirmesinin ardından Avrupa’nın korumacılık atağı ve 2026’da başlayacak olan Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM), yassı alüminyum alanında Türkiye’nin önemli oyuncularından Assan Alüminyum’u da harekete geçirdi.
Nurdoğan A.
ERGÜNnurdogan.arslan@dunya.comKibar Holding çatısı altında faaliyet gösteren Assan Alüminyum’un Genel Müdürü Göksal Güngör, alüminyum sektörünün hem küresel hem de yerel zorluklarla mücadele ettiğini belirterek, global talep düşüklüğü ve işçilik maliyetleri nedeniyle sektörde işlerin çok iyi gitmediğini söyledi. 2026’nın ikinci yarısına kadar talep anlamında bir düzelme beklemediklerini ifade eden Güngör, son iki yılda tamamlanan yatırımların ardından önceliklerinin kapasite doluluğunu artırmak olduğunu, ancak emtia piyasalarındaki gelişmelerin ve global talep düşüklüğünün bu süreci zorlaştırdığını kaydetti.
Şirketin cirosunun yüzde 75’ini ihracatın oluşturduğunu ve bunun da yüzde 80’inin Avrupa ve ABD pazarlarına yapıldığını belirten Güngör, ticaret savaşları ve sınırda karbon düzenlemesinin rekabetçiliği tehdit eden iki ana faktör olduğuna dikkat çekti.Satın almada öncelik ABD pazarı ABD’nin son olarak ek vergi uygulaması kapsamında yüzde 50’ye varan ilave vergilerinin ve Avrupa’nın artan korumacılık önlemlerinin ihracat akışını ciddi oranda kısıtladığına işaret eden Güngör, Assan Alüminyum olarak ABD pazarındaki faaliyetlerini anlattı.
Global rekabetçiliği sürdürmek amacıyla stratejik yatırım hedeflerini de paylaşan Güngör, ABD pazarında kurulan Kibar Amerika şirketi aracılığıyla bu pazara giriş yaptıklarını hatırlattı.
Güngör, orta vadede hedeflerinin, satın alma veya yeni tesis kurma yoluyla ABD’de üretim faaliyetine geçmek olduğunu belirtti.
Yassı alüminyumda Türkiye pazarının yüzde 50’sine sahip olduklarını ve Türkiye’de ilave satın alma düşünmediklerini ifade eden Güngör, küresel yayılım hedefini yineledi.
Güngör, “Global oyuncu olmanın tek eksiği, rekabet ettiğimiz bölgelerde yerel iz bırakmak.
Bunun için 2019 yılında Kibar Amerika’yı kurduk.
Amacımız, pazarı anladıktan sonra ABD’de satın alma, devralma veya yeni tesis kurma yoluyla üretim faaliyetine geçmekti.
Şu anda da şirket bu konuda çalışmalarını sürdürüyor ve bu tür fırsatlara açığız” diye konuştu.
Güngör, Avrupa’da da satın alma yapabileceklerini, ancak önceliklerinin şu anda Amerika olduğunu belirtti.“Kapasite doldurma hedefimiz var” Yassı alüminyum sektöründe Assan’ın global bir oyuncu olduğunu söyleyen Göksal Güngör, yaklaşık 1.5 milyar dolarlık cirosu ve Avrupa’nın en büyük 5 tesisinden biri olma gücüne rağmen, alüminyum ekosisteminde yaşanan talep düşüklüğü ve yapısal maliyet artışları nedeniyle kısa vadede işlerin iyi olmadığını belirtti.
Odaklarının risk yönetimi ve yeşil dönüşümde olduğunu kaydeden Güngör, yaklaşık iki sene önce tamamladıkları 120 milyon dolarlık yatırımın ardından tüm gündemlerinin kapasite doluluk oranlarını hızlıca artırmak olduğunu söyledi.
Ancak, küresel piyasalarda yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Alüminyum ekosisteminde şu anda ciddi bir talep düşüklüğü var.
Dünya genelinde emtia piyasaları iç açıcı değil, fiyat beklentileri de öyle değil.
Senenin son çeyreği ve 2026’nın ilk yarısında mevcut durumdan daha iyi bir senaryo beklemiyoruz.
Alüminyum, otomotiv, beyaz eşya ve ağır sanayi gibi gelişmiş sektörlerde kullanıldığı için, gelir ve tüketim eğilimlerinin düşmesi bizi doğrudan etkiliyor.”“2026 ikinci yarıdan önce düzelme beklemiyoruz” Türk sanayici ve ihracatçısının mevcut konjonktürde yaşadığı sıkıntılara da değinen Göksal Güngör, ihracatçı firmaların yaşadığı en büyük yerel sorunu artan işçilik maliyetleri olarak gösterdi.
Güngör, son 36 ayda dolar bazında işçilik maliyetlerinin üç kat arttığını ancak fiyatların global talep düşüklüğü nedeniyle sürekli baskı altında olduğunu söyledi.
Güngör, “Geliriniz dolar ya da euro ama TL gideriniz sürekli artıyor, hem de böyle katlanarak artıyor.
İşveren de işçi de memnun değil ve sorun büyük.
Bu, sadece bizim sektörümüzün değil, Türkiye’deki birçok sektörün yapısal meselesi” yorumunu yaptı.
Düzelme sinyallerinin 2026’nın ikinci yarısından önce gelmesini beklemediklerini aktaran Güngör, kısa vadede risk yönetiminin kritik önem taşıdığının altını çizdi.Sektör için SKDM 2026’da başlıyorEn önemli ikinci gündemlerinin Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) ile başlayan Yeşil Dönüşüm Eylem Planı olduğunu vurgulayan Göksal Güngör, alüminyumun pilot sektör olması nedeniyle, geriye dönüştürülmüş malzeme kullanımı ve yenilenebilir enerjiye odaklandıklarını ifade etti.
Güngör, “Bu değişimleri iyi yönetemediğimiz zaman yapısal hasar alırız.
SKDM, 2026’da devreye giriyor ve bizim rekabetçiliğimizi düşürmemesi lazım.
Bütün mücadelemiz bu” dedi.
Assan Alüminyum’un bu süreçteki önemli bir avantajına da değinen Güngör, “Kendi geri dönüşüm tesisimiz var.
Kendi hurdalarımızı ‘loop’ sistemi ile tekrar aldığımız için, Avrupa’nın olası hurda ihracatını engelleme düzenlemesinden, diğer firmalar kadar etkilenmeyeceğiz.
Biz kendi kendine yetebilen, entegre bir tesisiz” dedi.
Artan yeşil talepten dolayı hurdaya olan ilgisini artıran AB, hurdanın AB sınırlarından çıkmasını engellemek için düzenlemeler yapmayı düşünüyor.
Bu durum Türkiye’nin hurda tedarikini riske atıyor.Alüminyum sektörünü neler bekliyor?Göksal Güngör’ün tespitlerine göre, alüminyum sektöründe küresel ve yerel görünüm şöyle;* Talep düşüklüğü: Alüminyum ekosisteminde ciddi bir talep düşüklüğü yaşanıyor* Pazarda beklenti: Savunma sanayi yatırımlarının artması alüminyumun spesifik bir alanına talep getirse de, genel (otomotiv, ambalaj, beyaz eşya) tüketim artmadıkça toplamda sektörde bir düzelme beklenmiyor* Korumacılık eğilimi: Trump’ın gelmesiyle beraber ABD pazarında uygulanan yüzde 50’ye varan ek vergiler ihracatı zorlaştırıyor.* Avrupa’nın tepkisi: ABD’nin etkisiyle Avrupa’nın da korumacılık önlemleri devreye girdi, bu durum Türk üreticileri için önemli değişimler yaratıyor.* SKDM pilot sektörü: Alüminyum sektörü, çimento ve kimya ile birlikte Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’nın (SKDM) pilot sektörü ve 2026’da uygulama başlıyor* Artan işçilik maliyetleri: Türkiye’de son 36 ayda dolar bazında TL işçilik maliyetleri üç kat arttı.* Gelir-gider dengesi: İhracatçı firmaların gelirleri dolar/euro bazında olduğu için TL karşısındaki değeri reel olarak artmazken, TL giderleri sürekli artıyor.