Haber Detayı
Teknolojiden uzaklaşıp doğaya kaçmak isteyeceğiniz film ve diziler
Teknolojiden bunaldıysanız bu film ve diziler size ilham verecek! Walter Mitty, Lost, Leave No Trace ve From gibi yapımlar doğaya dönme ve dijital dünyadan uzaklaşma isteğini hatırlatıyor.
Birçoğumuz teknolojiye fazlasıyla bağlı.
Nerede olursak olalım, elimizde mutlaka bir ekran var; telefon, bilgisayar ya da tablet… Ama bazen, herkesle ve her şeyle bu kadar bağlantıda olmanın ağırlığından kurtulmak isteyebilirsiniz.
Teknoloji harika bir şey, evet, ama bir o kadar da yorucu.
Bo Burnham’in dediği gibi, internet “her şeyden birazına her an erişebilmek” anlamına geliyor — bu da fazlasıyla bunaltıcı olabiliyor.
İşte tam o anlarda, bizi doğaya dönme isteğiyle dolduran bazı film ve dizilere sığınabiliriz.
Hayal gücü ve gerçekliğin buluştuğu yer: The Secret Life of Walter Mitty The Secret Life of Walter Mitty, günlük yaşamın sıkıcılığından kaçıp gerçek bir maceraya atılma isteğini en güzel şekilde anlatan filmlerden biri.
Ben Stiller’ın hem yönettiği hem de başrolde yer aldığı bu yapım, içimizdeki “keşfetme” arzusunu yeniden canlandırıyor.
Sürekli hayal kuran biri olarak Walter Mitty bana fazlasıyla tanıdık geliyor.
Film sadece “ekranlardan uzaklaşıp doğaya karışma” isteğini değil, aynı zamanda hayatı ertelemekten vazgeçip harekete geçme cesaretini de aşılıyor.
Ne kadar klişe görünse de, bu film gerçekten “yaşamı kucaklamayı” hatırlatıyor.
Gizemli bir kaçış: Lost Bir adaya düşüp doğayla baş başa kalmak… kulağa korkutucu gelse de, Lost dizisi bu durumu gizem ve macerayla harmanlayarak cazip hale getiriyor.
Günlük hayatın stresinden uzak, tamamen doğa koşullarında hayatta kalmaya çalışan bir grup insanın hikâyesi, modern dünyanın karmaşasından kaçma isteğini tetikliyor.
Elbette kimse gerçekten uçak kazası yaşamak istemez, ama birkaç ay boyunca haberlerden, bildirimlerden ve sürekli gelen mesajlardan uzak kalmak?
Fena fikir sayılmaz.
Dizi, doğanın zorluğu kadar sade yaşamın çekiciliğini de hissettiriyor.
Toplumdan uzak bir yaşam: Leave No Trace Leave No Trace, bu yazının özünü filmleştiren yapımlardan biri.
Ben Foster ve Thomasin McKenzie’nin canlandırdığı baba-kızın ormanda izole bir yaşam kurmaya çalışmasını anlatıyor.
Zorlayıcı, hatta hüzünlü bir hikâye olsa da modern dünyanın herkese göre olmadığını çarpıcı biçimde gösteriyor.
Toplumun dayattığı kalıplardan uzak bir yaşamın bedellerini anlatırken, aynı zamanda huzurun nerede bulunduğunu da sorgulatıyor.
Duygusal derinliği ve etkileyici oyunculuklarıyla mutlaka izlenmesi gereken bir film.
Karanlık bir kasabada hayatta kalmak: From Orman değil belki, ama dış dünyadan tamamen kopmuş bir kasaba… From, doğadan çok uzak olmayan ama modern hayattan tamamen izole bir ortamda geçen bir korku dizisi.
Geceleri ortaya çıkan yaratıklar, çıkışı olmayan bir kasaba ve bitmek bilmeyen gizemler… Bir yönüyle Lost’u andıran dizi, hem doğaya dönüş temasını hem de insanın bilinmezlikle sınanmasını işliyor.
Korku unsurları yoğun olsa da, dış dünyanın kalabalığından sıkılanlar için ironik bir şekilde “rahatlatıcı” bir kaçış hissi yaratıyor.