Devrim gelecek yerden yumruk esirgenmez!

Yazar: Eskiden devrim köylerden başlardı, monarşik yapılar köylülere çöker ve ellerindekine avuçlarındakine baştaki kral çar çur adına el koyarlardı..

Topraklarına köle olmuş köylü sayısı şehirdekine beş basardı zamanında ve o köylülerin kaybedecekleri bi’şeyleri kalmayınca “ yürü be!” deyip bastılar en kralını aşağı yuvarladılar keyfi gıcır despotizmi..

Çizer: Hocam ünlü türk arabeskçisi merhum Ferdi Tayfur’un bir şarkısı vardı; “ Hadi gel köyümüze geri dönelim..” Acaba gizliden devrime çağrı mı yaptı dersiniz?

Yazar: Yaptıysa da aşırı gizli yaptığından devrim başarısızlıkla sonuçlanmış demek ki, bugün bu haldeyiz hala..

Sivas’ta İstanbul’daki Sivas’lılardan daha az Sivaslı yaşaması durumu tersine dönmedikçe Türkiye’de köylü devrimi olması çok zorun altındadır.

Bir an önce tarım ve hayvancılık devrimi şart ama köylü devriminin şehirdeki işçiyle birleşerek olması lazım gelir.

Çizer: Şehirler çok gözaltında hocam, her yer mobese dolu..

Kafanı kaşısan “ ne düşünüyosun len?!” diyecek kayıtlarla gelirler, ne diyeceğini şaşırırsın valla..

Yazar: Bu devrimsizliğimiz yetti yahu, devrimi ne çabuk unuttu bu millet?

Baksana matkap satıyorlar adı “Darbeli Matkap”!

Öncelikle bunu “ Devrimli Matkap” olarak değiştirterek ilk mikro devrimimizi yapmalıyız..

Arkası gelir.

Çizer: Bu konuda Mevlüt Usta’nın fikirlerine başvurmalıyız.

Karikatürde çocuğun adını “Ünlemli Devrim” koyan bir akıl; elbet sanayi teknoloji, işçi, köylü devriminin de anahtar sloganlarına haizdir diye düşünüyorum?

Yazar: Belki de devrim bir apartmanın bodrum katındaki dar gelirlinin gerilen ve sıkışan alın çizgisinden başlayacak güzel ve kalabalık yurdumda..

Yeni bir sınıf bilinciyle dünya devrim tarihine geçmeliyiz..

Abuk subuk maddi yetersizliklerde ilk beşe girmeyi hak etmiyoruz.

Fakir ama hibrit bir karma sınıfla yürümeliyiz sert adımlarımızla..

Vatan, bayrak ve ahlak sevgisi sarsın dört bir yanımızı başla çıkış yolu yok!

Çizer: Yine bayrağı sallayarak tüm bonusları topladınız aşkolsun hocam!

Yazar: Aşk da olacak tabii, bunların hepsi aşkla olur