Haber Detayı
Ankara'da minare Gebze'de bina... Gözden kaçan büyük tehlike.... Odatv uzmanına sordu...
Balıkesir'de 79 gün arayla yaşanan 6.1'lik iki deprem ve art arda yaşanan artçı sarsıntıların ardından 'yorgun yapı' problemi gündeme geldi.. Önce Gebze'de yedi katlı bir bina çökerken Ankara'da bir caminin minaresi yıkıldı. Konuyu, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Nusret Suna'ya sorduk.
Balıkesir'in Sındırgı ilçesi merkezli 79 gün arayla meydana gelen iki farklı 6,1 büyüklüğündeki depremlerin ve binlerce artçı sarsıntının ardından 'yorgun yapı' tehdidi bir kere daha gündeme geldi.Balıkesir'de yaşanan depremin ardından Kocaeli'nin Gebze ilçesindeki yedi katlı bir bina çöktü.
Arama-kurtarma çalışmaları başlatılırken beş kişinin enkaz altında kaldığı öğrenildi.
Diğer yandan çıkan fırtına nedeniyle Ankara'nın Ayaş ilçesinde bir caminin minaresi yıkıldı."2000 YILI ÖNCESİNDE YAPILAN BİNALARA DİKKAT ETMEK GEREKİYOR"Odatv'ye konuşan MMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna İstanbul'daki yorgun yapılarla ilgili 2000 yılı öncesinde yapılmış binalara dikkat çekerek şunları söyledi:"İstanbul’daki yapı stokumuzun yüzde ellisinden fazlası deprem riski taşıyor.
Yani afetlere karşı dirençli bir yapı stokuna sahip değiliz maalesef.
Bu sabah Kocaeli’nin Gebze ilçesinde kendi kendine çöken bina da hepimizin aklına bazı soru işaretleri getiriyor.
Kesin olmamakla birlikte bazı söylentiler var.
Deniliyor ki binanın altından metro inşaatı geçiyor, bundan dolayı çökmüş olabilir.
Bina duvarlarında Sındırgı depreminden sonra çatlaklar oluşmuş, beş aile binayı boşaltmış.
Bu tür etkenler olabilir, ama şu anda kesin bir sonuç yok, çalışmalar sürüyor.
İstanbul özelinde konuşacak olursak, 2000 yılı öncesi yapılmış binalara özellikle dikkat etmek gerekir.
Bu yapılar, beklenen depremlerde tekrar hasar alabilir.""HİÇBİR DEPREM VEYA RÜZGAR YÜKÜNE MARUZ KALMADAN BİNALAR ÇÖKÜYORSA CİDDİ PROBLEM VAR DEMEKTİR"Mevcut yapı stokunun oldukça riskli olduğunu vurgulayan Suna, "Çok uzağa gitmeden birkaç örnek vereyim: 1983’te Diyarbakır’daki Hicret Apartmanı kendi kendine çöktü, 93 kişi hayatını kaybetti. 2004’te Konya’daki Zümrüt Apartmanı aynı şekilde çöktü, 92 vatandaşımız öldü. 2019’da İstanbul Kartal’daki bina çöktü, onlarca insan yaşamını yitirdi.
Beyoğlu’nda boşaltılmış bir bina yıkıldı, yoldan geçen iki vatandaş öldü.
Bağcılar, Ümraniye gibi ilçelerde de benzer olaylar yaşandı.
Demek ki bir deprem ya da afet olmadan da binalarımız çökebiliyor.
Asıl düşünmemiz gereken konu bu.
Mevcut yapı stokumuz oldukça riskli.
Hiçbir yatay kuvvete –yani deprem veya rüzgâr yüküne– maruz kalmadan binalar çöküyorsa, ciddi bir problem var demektir" ifadelerini kullandı.Türkiye Cumhuriyeti topraklarının yüzde 97'sinin aktif fay hattı üzerinde olduğunu söyleyen Nusret Suna "Yöneticilere ve bizlere düşen görev, bu riskli yapıların tespit edilip acilen boşaltılmasıdır.
Bu binalarda yaşayan vatandaşların can güvenliği kamu eliyle sağlanmalıdır.
Türkiye topraklarının yüzde 97’si aktif fay hattı üzerinde.
Bu coğrafyada yaşıyorsak, buna uygun şekilde önlem almayı öğrenmeliyiz" dedi."GEBZE'DEKİ BİNAYLA İLGİLİ YAKINDA KESİN SONUÇLARA ULAŞMIŞ OLURUZ"Gebze'de yıkılan bina konusunda kolon kesilmesi ya da başka bir fiziksel müdahale olup olmadığı henüz belli olmadığını belirten Suna, "2012’de inşaatı tamamlanmış, 2013’te iskan alınmış bir yapı.
Yani yaklaşık 12-13 yıllık.
Yapı ömrü açısından çok yeni sayılır.
Ancak kolon kesilmesi ya da başka bir fiziksel müdahale olup olmadığı henüz net değil.
Şu anda bir şey söylersek spekülatif olur, yanlış yönlendirme yapmış oluruz.
Sahada arkadaşlarımız inceleme yapıyor.
Kamu da bilirkişi aracılığıyla tespitlerde bulunacak.
Biz de çalışıyoruz.
Yarın veya ertesi gün daha net sonuçlara ulaşmış oluruz" şeklinde konuştu.Binanın henüz yaş itibariyle ömrünü doldurmadığını söyleyen Nusret Suna, "Bu yapı yeni bir bina.
Bu nedenle neden çöktüğünün çok iyi araştırılması gerekiyor.
Malzeme numuneleri alınacak, testlere tabi tutulacak.
İmalatta mı hata var, başka bir yerde mi sorun var, bunlar belirlenecek.
Altından geçen tünelde çökme olmadığı söyleniyor ama tünelin üst kabuğu ile binanın temeli arasında boşluklar olabilir.
Bu boşluklar zamanla zemin yumuşaması veya nem nedeniyle çökmeye neden olmuş olabilir.
Ancak bunlar sadece varsayım.
Binanın yaşı itibarıyla ekonomik ömrünü doldurmuş bir yapıdan bahsetmiyoruz, o yüzden detaylı inceleme şart" dedi."BOŞALTILAN BİNALARIN BİR AN ÖNCE YIKILMASI GEREKİYOR"İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna, boşaltılan binaların yıkım işleminin ivedilikle gerçekleşmesi gerektiğini aktararak "Maalesef burada yöneticilerin inisiyatifi çok önemli.
Bazı yöneticiler 'boşalttım' diyor ama iş orada bitmiyor.
Boşaltılan binaların bir an önce yıkılıp yenilenmesi gerekiyor.
Sındırgı’da da benzer bir durum yaşandı.
Belediye binayı inceledi, 'riskli yapı' olarak mühürledi ama mühürlemekle iş bitmiyor.
Buraların yıkılması şart.
Bakın, binalarımız durduğu yerde çöküyor.
Bu çok üzücü bir durum.
Bir an önce tüm yapı stokumuz gözden geçirilmeli, en acil durumda olanlar tespit edilip yıkılmalı.
Böylece vatandaşlarımızın can güvenliği sağlanmalı.
Ardından da risk sırasına göre binalar güçlendirilerek yapı stokumuz deprem ve afetlere dirençli hale getirilmelidir" ifadelerini kullandı.Orçun AkOdatv.com