Haber Detayı
Kabakdağı’nda bir gece: Gürcülerin 'kutsal çiçeği'nden gelen şifa
Salih Seckin Sevinç yazdı...
Bu hafta Ordu’ya İl Turizm Müdürlüğü’nün davetiyle konuşmacı olarak çağrıldım.
Bu, Ordu’ya ilk gelişimdi.Gittiğim şehirleri sadece gezip görmekle yetinmem; havasını, suyunu, insanını, kültürünü anlamak isterim.
Bu yüzden her gittiğim yerde biraz fazla kalırım.
Çünkü bir şehrin gerçek ruhu, tıpkı bir arkeolojik katman gibi zamanla, konuşarak, gözlemleyerek, kazıdıkça ortaya çıkar.KABAKDAĞI’NDA BİR GECEPanelden bir gün önce Fatsa'nın Kabakdağı Köyü’nde konakladım.
Gürcülerin yıllar önce göç edip yerleştiği bu köy, geleneklerini ve yaşam biçimini koruyarak bugünlere taşımış.Ordu-Giresun Havalimanına gece vardım.
Beni Fatsa İlçe Turizm Müdürü Cevat Bey karşıladı.
Karanlıkta yol alırken Kabakdağı’na doğru giderken bir kirpi ve iki tilkiyle karşılaştık.Geceyi Ali Faik Bey'e ait bir köy evinde geçirdim ama karanlıkta nerede olduğumu tam kavrayamadım.
Biraz da ürktüm tabii. “Sabah ola hayrola,” deyip uyudum.SABAH IŞIĞINDA ISABELLA İLE TANIŞMAKSabah güneş doğduğunda neredeyse büyülenmiş gibiydim.
Isabella Kırsal Yaşam Evi’nde kalmıştım.
Evin sahibi Ali Faik Bey ve eşi Ayşe Hanım geldiler. “Isabella” adını, bölgede yetişen özel bir üzümden almışlar.
Ali Faik Bey beni hemen bağlara götürdü.
Dallardan bir salkım koparıp ağzıma attığımda, hayatımda tattığım en aromatik üzümlerden biriyle tanıştım.Kadifemsi kabuklu, misk kokulu, ahududu aromalı bu üzüm, “Foxy grape” olarak da biliniyor.
Antioksidan zengini, adeta bir “süper gıda.” Bölgedeki köylüler bu üzümden şarap, pekmez, marmelat ve meyve suyu üretiyorlar.
Gerçek bir yerel değer.GÜRCÜ SOFRASINDA ZAPRANA SÜRPRİZİSonrasında Gürcü kahvaltısı için Hayat Oksijen Resort’a gittik.Ev sahipleri Burak Bey ve eşi Esra Hanım, kendi yaşam alanlarının diğer kapı girişi olan evlerinin odalarında konuk ağırlıyorlar.
Sofraya sarı renkli bir ekmek geldi.
Rengini “Zaprana” denilen bir çiçekten alıyormuş.Kabakdağı’nda Gürcüler bu çiçeği neredeyse kutsal kabul ediyor.
Kurutup çay yapıyor, toz haline getirip yemeklere renk ve şifa katıyorlar.O sabah Zapranalı ekmeğin üzerine İsabella marmelatı sürdüm.
Bu iki yerel tat birleşince, bana sadece bir kahvaltı değil, kültürün kendisini yedirdiler sankiMasada Borano, kinzili (kişnişli) yemekler vardı.
Her biri köyden, her biri el emeğiyle yapılmıştı.
Köy kahvaltısı burada gerçekten “yaşanıyor”.BİR TURİZM MODELİ: DESTİNASYON OYBKahvaltı sonrası Burak Bey beni Kabakdağı Köyü’nün “hafıza duvarı”na götürdü.
Duvar boyunca Gürcülerin hikayeleri ve köyün yaşam felsefesi anlatılıyor.Burada “Destinasyon OYB” adında bir model olduğunu öğrendim. “OYB: Organize Yaşam Bölgesi” anlamına geliyor.
Burak Bey'in babası Güven Bey öncülüğünde başlamış bu model, yerel yaşamı turizmin merkezine koyuyor.Ziyaretçi otelde kalmıyor; köylünün evinde konaklıyor, üretim süreçlerine katılıyor, yerel mutfağı doğrudan deneyimliyor.Bence bu model, Karadeniz’de uygulanabilecek en doğru turizm politikalarından biri.Model kapsamında tecrübe edilecek bazı evler şöyle:Hayat Oksijen Resort (Güven Bey, Burak Bey)Isabella Kırsal Yaşam Evi (Ali Faik Bey)Meryem Hanım Butik Otel (Şükrü Bey, Yaşar Bey)Yücebaş Konağı (Hüsam Bey) “GÜRCÜ KAVURMASI” VE UNUTULMAZ MISIR EKMEĞİKöyde son durağım “Zaprana Meleğin Sofrası” oldu.
Burada “Gürcü Kavurması” yedim ama asıl unutamadığım şey, hayatımın en güzel mısır ekmeğiydi.
Gerçekten anlatılmaz, yaşanır.Son durağım derken diğer birkaç evi ve orjinal kişiliği daha ziyaret etme şansım oldu tabi.
Mesela antika soba koleksiyoncusu İnşaat Mühendisi Reşit Gençoğlu gibi...
Taş evi de sobaları gibi çok güzeldi.24 SAATTE ÖĞRENİLEN BİR DÜNYA Ertesi gün Ordu Turizm Çalıştayı’ndaki konuşmamda mikrofona geçtiğimde dedim ki: “Ben bu kadar bilgiyi, Ordu'nun Fatsa ilçesine bağlı Kabakdağı Köyü’nde yalnızca 24 saatte öğrendim."Şaşırtıcı değil mi?Gerçekten de öyleydi.
Bir köy, bir kültür, bir yaşam felsefesi...
Ve hepsi Ordu’nun kalbinde.Ordu.
Fatsa.
Kabakdağı Köyü.Not edin.
Gidin.
Bu yerli ve milli turizm tecrübesini mutlaka yaşayın.Haftaya Ordu’dan devam…