Haber Detayı

İdlib’de yabancı savaşçılara operasyon! ‘Herkes yasaya tabi’
Gündem aydinlik.com.tr
23/10/2025 21:20 (2 ay önce)

İdlib’de yabancı savaşçılara operasyon! ‘Herkes yasaya tabi’

Fırkatu’l-Guraba kampına yönelik operasyon iddiaları dikkatleri İdlib’e çevirdi. Çocuk kaçırma vakasıyla gündeme gelen El-Ferdan Kampı’nın devlet içinde devlet yapısı Suriye kamuoyunda tartışmalar yarattı. Olayların arkasında SDG’nin parmağı olduğu da iddia edildi

Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib iline bağlı Harem bölgesinde yer alan Fırkatu’l-Guraba kampına yönelik operasyon yapıldığı bildirildi.

AFP’nin haberine göre Suriye güvenlik güçleri, Fransız vatandaşı Oumar Diaby’nin (namı diğer Omar Omsen) liderliğindeki grubun kampını kuşattı.

Fransa tarafından aranmakta olan Diaby’nin teslim olmayı reddetmesi üzerine güvenlik güçleriyle çatışma çıktığı bildirildi.

AFP, operasyonun yeni Suriye yönetiminin radikal geçmişinden koparak “ılımlı bir imaj” sunma çabasının göstergesi olduğunu ileri sürdü.

Haberde, Fransız vatandaşı militanların bulunduğu kampın “bir kız çocuğunun kaçırılması” suçlaması üzerine hedef alındığı belirtildi.

Ancak Şam yönetimine yakın kaynaklar, olayın sadece adli bir meseleyle açıklanamayacağını, daha geniş bir güvenlik politikasının parçası olduğunu savunuyor. ‘İKİNCİ PEŞAVER’E İZİN YOK’ Bugünkü Suriye hükûmetinin çekirdeğini oluşturan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütü tarafından benimsenen ve 2024’te Ahmed Şara liderliğinde yeniden düzenlenen bu politika, ülkenin “İkinci Peşaver”e dönüşmemesi üzerine kurulu.

Buna göre yabancı savaşçılar, Suriye devletinin askeri ve siyasi otoritesini tanıyacak, ülke başka devletlere karşı saldırı ya da propaganda üssü olarak kullanılmayacak.

Bu koşulları kabul edenlere ikamet, vatandaşlık ve hatta ordu içinde görev hakkı tanınırken, reddedenler tasfiye ediliyor.

Şam yönetimi, bu politikayı “daha sıkı uygulama” aşamasına geçirmiş durumda.

Hükûmet, kendisine bağlı ordu yapılanmalarında onlarca yabancı kökenli savaşçıyı görevlendirirken, otoriteye karşı gelenleri bireysel olarak cezalandırıyor.

Özellikle Doğu Türkistanlı savaşçılardan oluşan TİP (Türkistan İslam Partisi), yeni hükûmetin çekirdeğini oluşturan HTŞ ile yakın olmasa da Şam’ın otoritesini tanıdığı için 82.

Tümen bünyesinde Suriye ordusuna entegre edildi.

Buna karşılık, Mısır veya Orta Asya kökenli olup yönetim aleyhine siyasi kampanya yürüten kişiler gözaltına alındı.

Omer Diaby Fırkatu’l Guraba EL-FERDAN KAMPI: DEVLET İÇİNDE DEVLET Harem bölgesindeki Fırkatu’l-Guraba grubu, bu çizginin dışında kalan az sayıdaki istisnalardan biri.

Yaklaşık 100 ila 200 kişilik yapının “otoriteyi tanımayı reddeden marjinal bir topluluk” hâline geldiği belirtiliyor.

Grup, El-Ferdan Kampı adıyla bilinen yerleşkede faaliyet gösteriyor.

Kamp, yüksek duvarlar ve dikenli tellerle çevrili; giriş çıkışlar özel kontrol noktalarından izleniyor.

Şam kaynaklarına göre kampta kendi yargı sistemi, hapishanesi, okulları ve dinî kadılığı bulunuyor.

Kadılık işlerini doğrudan Omsen yürütüyor; bu duruma dair ses kayıtları kamuoyuna yansımış durumda.

Omsen’in Arapçayı neredeyse hiç bilmemesi, kampın Suriye toplumu ile bağlarının tamamen koptuğunun göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Grup, yıllardır Fransa ve Avrupa’daki gençleri hedefleyen propaganda faaliyetleriyle biliniyor.

Omsen’in özellikle “duygusal çağrılar” ve “şehadet anlatılarıyla” çok sayıda genci İdlib’e çektiği, aralarında kadın ve kızların da bulunduğu bu kişileri kendi topluluğuna dahil ettiği belirtiliyor.

Kampta evliliklerde veli yetkisini bizzat Omsen’in üstlendiği ve bu süreçte ciddi mağduriyetler yaşandığı öne sürülüyor.

ÇOCUK KAÇIRMA İDDİASI BARDAĞI TAŞIRDI Grubun en çok gündeme geldiği olaylardan biri, babası çatışmalarda hayatını kaybeden 7 yaşındaki Yasemin adlı kız çocuğunun kaçırılması oldu.

Kızın annesinden para talep edilmesi, olayın duyulmasının ardından büyük tepki topladı.

HTŞ güvenlik birimleri olaya müdahale ederken, grup bir süre Hurrasuddin örgütüne sığındı.

Sonunda çocuğun gerçekten kaçırıldığı ortaya çıkınca Yasemin, Babul-Hava kapısından annesine teslim edildi.

Kampta kalanlara uygulanan disiplin cezalarının şiddeti de dikkat çekiyor.

Kamp dışına çıkmak isteyen kadınlara “40 değnek” gibi cezalar uygulandığına dair ses kayıtları bulunuyor.

Omsen’in yönettiği yapının, Vahhabi geleneğindeki Hicret yurtlarına benzer bir anlayışla, ayrılanları tekfir ettiği ya da kötüleyerek dışladığı ifade ediliyor.

Bu ay içinde Ummu Meymune adlı bir kadının, kampta bulunan kızını kurtarmak için güvenlik güçlerine başvurması üzerine Omsen hakkında yeni bir tutuklama kararı çıkarıldığı bildirildi.

Bu kararın ardından Omsen’in kamp dışına çıkmadığı, güvenlik güçlerinin defalarca teslim çağrısı yaptığı, yanıt alınamayınca kampın çevresinin kuşatıldığı öğrenildi.

Suriye kaynakları, operasyonun “bir Fransız grubuna müdahale” olarak değil, kanunlara uymayı reddeden silahlı bir yapılanmanın dağıtılması olarak değerlendiriyor.

ŞAM’DAN ‘HUKUK DEVLETİ’ ÇIKIŞI Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın danışmanı Ahmed Zaidan, yaptığı açıklamada çatışmaların “yabancı savaşçılar oldukları için değil, kanunlara uymayı reddettikleri için” çıktığını belirtti.

Zaidan, “Aynı davranışı sergileyen herhangi bir Suriyeli de aynı muameleyle karşılaşır.

Suriye artık bir hukuk devletidir ve herkes buna uymak zorundadır.” ifadelerini kullandı.

Zaidan’ın açıklaması, Şam’ın olayı “egemenlik ihlali” değil, iç hukuk düzenini koruma çerçevesinde ele aldığını ortaya koydu.

SDG İDDİASI Olayın ardından bölgedeki güç dengelerine ilişkin farklı senaryolar gündeme geldi.

Bazı yorumcular, yabancı gruplara yönelik baskının artmasının, yerel güçlerin ön plana çıkmasına yol açabileceğini belirtiyor.

Bu çerçevede Devrimciler Ordusu lideri Ebu Ömer el-İdlibî’nin adı öne çıkıyor.

El-İdlibî’nin, hem sahadaki bağlantıları hem de yerel halk üzerindeki etkisi nedeniyle kuzeydeki yeni askeri düzenlemelerde rol üstlenebileceği değerlendiriliyor.

Uluslararası Koalisyon veya Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin devreye girmesi durumunda el-İdlibî’nin etkisinin artabileceği öngörülüyor.

ŞAM, FRANSA İDDİASINI REDDETTİ İdlib’in Harem bölgesindeki gelişmeler, bazı çevrelerce Şam yönetiminin “Fransa’nın talebiyle hareket ettiği” iddiasına dayanak olarak gösterildi.

Ancak Suriye kaynakları bu iddiayı reddederek operasyonun tamamen ülke güvenliği ve yasaların uygulanması çerçevesinde yürütüldüğünü vurguladı.

Aynı kaynaklar, “Şam, Fransa’nın isteğiyle 100 kişilik bir gruba operasyon yapacak bir yönetim olsaydı, Çin’in tepkisine rağmen binlerce Doğu Türkistanlıyı ordu saflarına katamazdı.” değerlendirmesinde bulundu.

Böylece Şam, operasyonun dış baskılarla değil, egemenlik ve iç güvenlik gerekçeleriyle yürütüldüğünü bir kez daha ortaya koydu.

İlgili Sitenin Haberleri