Haber Detayı

Sorunların temel kaynağı
Yazarlar cumhuriyet.com.tr
20/10/2025 04:00 (2 ay önce)

Sorunların temel kaynağı

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde Aydın ilinde yer alan Miletos antik kenti, felsefe ve bilim tarihi açısından, dünyanın en önemli kentlerinden birisidir.

T ürkiye Cumhuriyeti s ınırları i çerisinde Ayd ın ilinde yer alan Miletos antik kenti, felsefe ve bilim tarihi a ç ısından, d ünyan ın en önemli kentlerinden birisidir.

MÖ 7. ve 6. yüzy ılda Miletos’ta yaşayan Tales, Anaksimandros ve Anaksimenes , evrenin temel ilkesi, kaynağı, özü anlam ına gelen “arkhe” kavramı üzerinden, “Arkhe nedir?” sorusunu ortaya att ılar.

Sorunun kendisi kadar soruya verilen yanıt da önemliydi.

Bu filozoflar ve bilim insanlar ı soruya “su”, “hava”, “sınırsızlık” gibi yanıtlar vererek, o d öneme kadar yap ıldığı gibi, doğayı doğa üstü ve metafizik güçlerle de ğil, doğanın sınırları i çerisinde kalarak aç ıkladılar.

B öylece “mitos” tan “logos” a, yani söylenceden ak ıl y ürütmeye geçi ş s ürecinde çok önemli bir ad ım atıldı.

Atina antik kentinde yaşayan Sokrates ve Platon , bu s üreci sonraki yüzy ıllarda bir adım öteye ta şıdılar, evrenden ve doğadan ziyade, insana ve topluma odaklandılar; yaşamın amacı anlamına gelen “telos” kavramı üzerinden, “Telos nedir? ” sorusunu ortaya att ılar; “logos” un kapsamında kalarak, “arkhe” den “telos” a ge çi ş s ürecine öncülük ettiler.

Sokrates, Platon ve Platon’un ö ğrencisi Aristoteles , yaşamın amacına dair soruya, “iyi bir ruha sahip olmak” ve “erdemli olmak” bi çiminde yan ıt verdiler ve adaleti, cesareti, dostluğu, ölçülülü ğ ü temel erdemlerin aras ında saydılar.

Onların bu a ç ılımı ahlak ve toplum felsefesinin temellerini oluşturdu.

Antik Yunan uygarlığında, Tales, Anaksimandros, Anaksimenes, Sokrates, Platon, Aristoteles ile birlikte, Herakleitos, Anaksagoras, Empedokles, Pitagoras, Parmenides, Protagoras, Gorgias, Epikuros, Zenon, Piron, Arkesilaos, Hipokrates, Euklides, Arkimedes, Herodotos, Aristarkhos gibi filozoflar, bilim insanları ve matematik çiler sayesinde, epistemoloji, mant ık, ontoloji, kozmoloji, etik, estetik, fizik, astronomi, biyoloji, tıp, geometri, tarih alanında ileri seviyede çal ışmalar ger çekle ştirildi. *** Orta ça ğda ise “Tanrı”, “mucize”, “vahiy”, “peygamberlik”, “kutsal kitap” kavramlarına dayanan Hıristiyanlık ve İslam gibi tektanrıcı dinlerin siyasallaşmasıyla ve teokratik bir d üzene dönü şmesiyle birlikte, radikal bir paradigma kırılması ger çekle şti.

Antik Yunan uygarlığında filozoflar, bilim insanları, matematik çiler do ğrunun ve ger çe ğin bilgisini kendi bağımsız akıl y ürütmeleriyle ortaya ç ıkartmaya çal ışırken, orta ça ğda, doğrunun ve ger çe ğin bilgisinin adresi olarak, “Tanrı’nın mucizevi bi çimde vahiy yoluyla peygamberlere aktard ıkları ve bu aktarımların yer aldığı Tevrat, İncil, Kuran gibi kutsal kitaplar” g österildi.

Böylece bilginin ara ştırılması konusunda çok önemli s ınırlar ve engeller oluştu.

Bu bakış a ç ısı laiklik bağlamında bireylerin özgür iradelerine b ırakılsaydı ve teokrasiyle topluma dayatılmasaydı, uygarlık yolunda yine de ileriye doğru adımlar atılabilirdi.

Ancak tektanrıcı dinlerin teokrasiyle birlikte yaygınlaşmasının bir sonucu olarak, uygarlık tarihinin akışında ciddi gerilemeler meydana geldi. *** Bu gerileme s üreci Avrupa’da önce “rönesans” ve “reformasyon” , sonra Ayd ınlanma Devrimleriyle aşıldı.

Dante, Shakespeare, Cervantes, Da Vinci, Raffaello, Botticelli, Michelangelo gibi sanat ç ılar; Kopernik, Galilei, Kepler, Newton gibi bilim insanları, Descartes, Leibniz, Spinoza, Bacon, Locke, Hobbes, Berkeley, Hume, Kant, Rousseau gibi filozoflar bu devrimci s ürece büyük katk ılar sundular. 1776 Amerikan Devrimi ve 1789 Fransız Devrimi ile birlikte monarşinin, teokrasinin ve feodalizmin yıkılma s üreci ba şladı.

Monarşinin yerine yasama, y ürütme, yarg ı arasında g üçler ayr ılığı; teokrasinin yerine laiklik; feodalizmin yerine m ülkiyet hakk ı devreye sokuldu.

B öylece halk ın egemenliğinin ve cumhuriyet çi bak ış a ç ısının gelişmesi yolunda b üyük bir ad ım atıldı.

Bu s ürecin Osmanl ı İmparatorluğu’ndaki gecikmeli yansıması, Mustafa Kemal Atat ürk ’ün 20. yüzy ılda öncülük etti ği Aydınlanma Devrimleridir.

Bug ün Türkiye’de ya şanan sorunların temelinde de, Atat ürk’ün Ayd ınlanma Devrimlerini bertaraf etmeye çal ışan AKP’nin karşıdevrimi ve orta ça ğ sevdası yatmaktadır.

İlgili Sitenin Haberleri