Haber Detayı

MSGSÜ öğrencileri Sinema-TV Merkezi'ne yıkım kararına direniyor: Rant uğruna yürütülen bu talanı, eğitim hakkımızın ve kültürel belleğimizin yok edilmesini kabul etmiyoruz
Eğitim cumhuriyet.com.tr
26/12/2025 17:03 (1 gün önce)

MSGSÜ öğrencileri Sinema-TV Merkezi'ne yıkım kararına direniyor: Rant uğruna yürütülen bu talanı, eğitim hakkımızın ve kültürel belleğimizin yok edilmesini kabul etmiyoruz

MSGSÜ Sinema Televizyon Bölümü öğrencileri, mezunları ve hocaları, bölüm yerleşkesi olan, Türk Film Arşivi ve Sinema Televizyon Merkezi’nin de yer aldığı Balmumcu’daki Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi’nin üniversite yönetimi kararıyla yıkımına karşı eylem yaptı.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Sinema Televizyon Bölümü öğrencileri, mezunları ve hocaları, bölüm yerleşkesi olan, Türk Film Arşivi ve Sinema Televizyon Merkezi’nin de yer aldığı Beşiktaş Balmumcu’daki Prof.

Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi’nin üniversite yönetimi kararıyla yıkımına karşı açıklama yaptı.

Prof.

Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamada, 2021 yılında binanın tahliyesinin başlatılmasıyla öğrencilerin uygun mekan, ekipman ve teknik altyapı yetersizliği nedeniyle elverişsiz koşullarda eğitimlerini sürdürmek zorunda bırakıldığı, 2025 Eylül itibarıyla bölüm binası olarak belirlenen MSGSÜ Ortaköy Kadın Öğrenci Yurdu’nun da bölümün gereksinimlerini karşılamadığı belirtildi.

Açıklamada, “Bizler; rant uğruna yürütülen bu talanı, eğitim hakkımızın ve sanatsal ve kültürel belleğimizin yok edilmesini kabul etmiyoruz” denilerek yıkımın durdurulması talep edildi” denilerek yıkımın durdurulması istendi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: ÜNİVERSİTE YÖNETİMİ 'ÖNCE YIKIM, SONRA ONAY' ANLAYIŞIYLA HAREKET ETMİŞTİR Türkiye’nin ilk sinema okulu olarak kurulan ve yarım asrı aşkın süredir eğitim, üretim ve arşiv faaliyetleriyle ülkemizin sinema tarihine yön veren MSGSÜ Prof.

Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi, hurda karşılığı açılan yıkım ihalesinin ardından, riskli yapı kararı ve yıkım ruhsatı bulunmamasına rağmen önce fiilî bir yıkım sürecine maruz bırakılmıştır.

Yıkıma ilişkin davalar sürerken binanın içi aşamalı biçimde boşaltılmış, elektrik ve doğalgaz gibi teknik altyapı hizmetleri kesilmiştir.

Üniversite yönetimi 'önce yıkım, sonra onay' anlayışıyla hareket etmiştir.

Gelinen noktada yıkım ihalesine karşı verilen hukuk mücadelesinde gelinen son noktada, adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuştur.

Hukuki sürece karşın bina yıkım firmasına teslim edilmiş, ekipler binaya girmiş ve yıkım işlemine girişmiştir.

Yıkım gerekçesi olarak öne sürülen 2019 tarihli beton analizi sonucu, binaya ilişkin herhangi bir yıkım kararı içermemektedir.

Söz konusu analiz, İstanbul genelinde çok sayıda bina için düzenlenebilecek nitelikte, genel ifadeler içeren bir teknik tespitten ibarettir.

Buna rağmen bu analiz yıllar içinde binanın yıkımına zemin oluşturmak amacıyla manipülatif şekilde kullanılmıştır.

Üniversite heyeti ve İSTON raporları bütünlüklü inceleme yapılmadan hazırlanmıştır.

Bu eksik raporlarda dahi yıkım gerekliliğine dair bir ifade yer almamasına rağmen bakım ve onarım çalışmaları yapmak yerine rant arzusuyla bilinçli şekilde binanın yıkımı hedeflenmiştir YAPI FİİLEN ÇÜRÜMEYE TERK EDİLMİŞTİR 2019’da bina için güçlendirme yapılacağı duyurulmuş olmasına rağmen tek bir çalışma başlatılmadığının vurgulandığı açıklamada şu bilgilere yer verildi: 2021 yılında rektörlük tarafından tahliye süreci yürürlüğe konmuştur.

Tahliye sonrasında rektörlük, güçlendirme yapmak yerine binayı tamamen atıl bırakmış; bakım ve onarım yapılmadığından yapı fiilen çürümeye terk edilmiştir.

Film laboratuvarı sökülmüş, baskı laboratuvarı dağıtılmış, dijital film stüdyoları işlevsiz hâle getirilmiş ve milyonlarca lira değerindeki elektronik/dijital ekipman yıllarca kullanılmadan tutulmuş ve ciddi bir kamu zararı oluşturulmuştur.

Bu süreç boyunca kamuoyuna bina hakkında yanlış ve çarpıtılmış bilgiler sunulmuş; rektörlük kendi verdiği hasarı 'bina çöküyor' algısı yaratmak için kullanmış, yıkım propagandasına girişmiştir.

Tüm bu usulsüz uygulamalar sonucunda öğrenciler yıllarca nitelikli sinema eğitiminden mahrum bırakılmıştır.

Uzun yıllar tam donanımlı stüdyolarda eğitim gören öğrenciler, tahliye sonrası uygun mekan, ekipman ve teknik altyapı yetersizliği nedeniyle elverişsiz koşullarda eğitimlerini sürdürmek zorunda bırakılmıştır. 2025 Eylül itibarıyla MSGSÜ Ortaköy Kadın Öğrenci Yurdu’nun Sinema-TV bölümüne tahsis edilmesi, yaklaşık 200 kadın öğrenciyi barınma hakkından etmiştir.

Yatak odalarından oluşan yurt binası, sinema eğitimi için gerekli teknik donanıma sahip değildir ve 65 kişilik sınıfları bulunan bölümün gereksinimlerini karşılamamaktadır.

Merkez binasından sökülen sinema salonu koltukları farklı kampüslere dağılmış; yurt odalarının camları siyah kartonlarla kapatılarak 'stüdyo' olarak nitelenmiş; koltuklar dar alanlara yerleştirilerek 'sinema salonu' olduğu iddia edilmiştir.

KARŞI ÇIKAN ÖĞRENCİLER HAKKINDA DİSİPLİN CEZALARI VERİLMİŞTİR Barınma ve eğitim hakkını savundukları için, Ortaköy Yurdu’ndan kampüs olmaz dedikleri için, Balmumcu'ya dokunma diye haykırdıkları için söz yetki, karar, üniversite bileşenlerinindir diyerek liyakatsiz atamalara karşı çıktıkları için öğrenciler hakkında soruşturmalar açılmış, disiplin cezaları verilmiştir.

BU YIKIMI DERHAL DURDURUN Bugün, artık fiziksel yıkım aşamasına gelen bu süreç, üniversiteye kayyum yönetiminin atanmasıyla birlikte yaşanan idari müdahalelerle başlamıştır.

Merkez yönetimine yapılan usulsüz atamalar ve nihayetinde Prof.

Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi’nin hedef alınarak eğitimden koparılması, tek kare film malzemesi dahi görmemiş bir yönetime teslim edilmesi, öğrencilere açılan soruşturmalar bütünüyle akademik özerkliğin sistematik olarak zayıflatılmasını hedeflemektedir.

Yeni atanan rektör Ahmet Sacit Açıkgözlü ise yıkımı durdurma yetkisine sahip olmasına rağmen bu yetkiyi kullanmamakta, bu yıkımın bir parçası olmaktadır.

Yıkımı durdurma yetkisi olan rektörlüğe sesleniyoruz; bu yıkımı derhal durdurun.

Bu yıkımı başlatanlara, rant ve tasfiye peşine düşenenlere sesleniyoruz; işlediğiniz bu suçu, bu suça ortak olan kimseyi unutmayacağız.

Bu binanın temelinde hocalarımızın emeği, sinemamızın belleği ve kuşaklar boyu aktarılan onurlu bir akademik miras vardır.

Bizler; rant uğruna yürütülen bu talanı, eğitim hakkımızın ve sanatsal ve kültürel belleğimizin yok edilmesini kabul etmiyoruz.

Bu binayı var edenler kuşaklar boyunca anılacak; yıkmaya girişenler ise tarihin çöplüğüne karışacaktır.

Akademik özerkliğin tasfiyesine, kültürel ve sanatsal birikimin rant uğruna talan edilmesine karşı çıkan tüm kamuoyunu, sinema meslek birlikleri ve örgütlerini telafisi mümkün olmayacak bu yıkımı durdurmaya, dayanışmaya çağırıyoruz

İlgili Sitenin Haberleri