Haber Detayı
Felç kaldı, imzaya gidemedi, şafak operasyonuyla hapse atıldı
Kaynakçı Halil İbişler, mart ayında inşaattan düşerek beyin kanaması geçirdi. Geçmişteki bir iflas dosyası nedeniyle denetimli serbestlikten yararlanan 58 yaşındaki adam bu süreçte imza atamayınca saat 06.00'da evine gelen polislerce gözaltına alındı. Ailesi, Maltepe Açık Cezaevi'ne gönderilen İbişler'in durumundan endişeli. Kızı Şahika, babasına yaşatılan süreci anlattı...
İstanbul'da 58 yaşındaki Halil İbişler, geçen mart ayında, kaynakçı olarak çalıştığı inşaatta yüksekten düşme sonucu beyin kanaması geçirdi.Kazanın ardından kaldırıldığı Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ameliyata alınan İbişler 28 gün yoğun bakımda kaldı, kazada beyninde oluşan hasar nedeniyle sol tarafı felç kaldı, bilişsel sorunlar yaşamaya başladı.
Demir döküm ve gemi imalat sektöründe faaliyet gösteren şirketi 2008 yılında iflas eden İbişler hakkında, borçları nedeniyle açılan dava kapsamında denetimli serbestlik kararı bulunuyordu.Kaza sonrası süreçte imza vermeye gidemeyen İbişler hakkındaki denetimli serbestlik kararı kaldırıldı ve açık cezaevine gönderilmesi yönünde karar verildi. 2 Ekim sabahı evine gelen polisler tarafından ambulansla alınan İbişler, Maltepe Açık Cezaevi'ne gönderildi.
Halil İbişler’in kızı 25 yaşındaki Şahika Işıl İbişler yaşadıklarını anlattı.Şahika Işıl İbişler, kazanın ardından aile olarak babasının süreciyle ilgilenmek durumunda olduklarını, mahkeme tarafından gönderilen ilk tebligatlarla ilgilenemediklerini ancak en son gelen tebligat üzerine, gerekli raporları Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne ve İstanbul Anadolu Adliyesi’ne teslim ettiklerini belirtti."POLİSLER DE ŞOK OLDU"“Bize dönüş yapacaklarını, ilgilendiklerini söylediler.
Biz de tamam dedik.
Zaten avukatımız hem iş kazası davasının da bu sürecin de takibindeydi” diyen İbişler, 2 Ekim günü ise sabah 6’da polislerin evin kapısına polislerin gelmesiyle uyandıklarını aktardı.Polisler babasını almaya geldiğinde evde annesi, kendisi ve 18 yaşındaki erkek kardeşi olduğunu belirten İbişler, “Bu hiçbirimizin beklemediği bir şeydi.
Polis geldiğinde şok olduk” dedi.İbişler, babasının durumunu gören polislerin de şaşkınlık yaşadığını belirterek, “Gelen polisler de şok oldular.
Ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
Üstlerine haber verdiler, savcıya fotoğraf gönderildi; bu şekilde bir adamı götüremeyiz diye" ifadelerini kullandı.HASTANE HASTANE DOLAŞTIRILDIPolislerin uğraşlarından bir sonuç alınamadığını ifade eden İbişler, “Onlar da emir kulu, onların da yapacağı hiçbir şey yok.
Ambulans çağırıldı” diyerek sonraki süreci şöyle anlattı:- Ambulansla birlikte ilk önce Pendik’te bir devlet hastanesine götürüldü sağlık raporu alınması için.
Oradan sağlık raporu tam olarak verilemedi çünkü tedavisi hala devam ediyor olarak görünüyordu.
Oradan cezaevine götürüldü, cezaevi doktoruyla görüşüldü.
Cezaevi doktoru da rapor veremedi, çünkü durumu zaten çok muallakta babamın.
Oradan Kartal Dr.
Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi'ne sevk edildi.- Orada doktorlar gerekli raporları yazdı ama onlar da yine cezaevi doktoruna ve tedavisini olduğu Fatih Sultan Mehmet Devlet Hastanesi’ne sevk ettiler.
Onun üzerine babam saat 22.00 sularında ambulansa bindirildi ve cezaevine götürüldü.
Cuma akşamından beri cezaevinde”SOL TARAFI FELÇLİ, ZOR KONUŞUYOR, BİLİNCİ GİDİP GELİYORBabasının durumunu, “Yatalak durumda.
Sol tarafı komple felçli.
Artık kaslarda erime başladığı için dik duramıyor.
Sondayla yaşıyor.
Kendisi hiçbir şey yapamıyor.
Konuşma konusunda da çok ciddi problemleri var.
Bir soru sorulduğunda, bazen mantıklı cevap veremiyor. ‘Aç mısın’ diye sorulduğunda, ‘Hayır’ diyor ama halbuki saatlerdir bir şey yememiş oluyor.
Yer ve zaman kavramı da yok.
Şu anda çocuk gibi” şeklinde aktaran İbişler tedavi sürecinin zorluklarını da belirterek yaşadıklarına ilişkin, “Her şey zaten zorken, daha da zorlaştırıldı.
Tek olan şey bu” ifadelerini kullandı.Babasının bir an önce serbest kalmasını istediğini söyleyen İbişler, “Bu süreçleri yaşayan bu durumdaki bir insanın ailesinin yanında olması gerekiyor.
Ya ailesinin yanında, ya hastanede.
Denetimli serbestliğinin de iptal edilmesini istiyorum çünkü zaten babam çok uzun zamandır bunun savaşını verdi, hala da veriyor.
Bence artık bu savaşın zamanı doldu.
Daha çok kimsenin yıpranmasını istemem.
Özellikle babamın daha çok hiç yıpranmasını istemem” dedi."ÇOK FAZLA YATALAK MAHKUM VAR"Genç kadın şöyle devam etti:- Cumartesi görüş günüydü.
Babamın bakımını annem yaptığı için annem görüşmek istedi.
Cezaevine gittiklerinde, koğuşta çok fazla yatalak hasta olduğu için görüştürmek istemediler haklı olarak.
İlk söyledikleri şey anneme, ‘Eğer sizi görüştürürsek, diğer mahkum yakınları da görüşmek isteyecek’.
Tekerlekli sandalyeye de koyup getirememişler çünkü babamın durumundan dolayı risk almak istemediler.
Neyse ki her aradığımızda ulaşabiliyoruz.
Görevli memurla devamlı iletişim halindeyiz.
Babamın durumu hakkında devamlı bilgilendiriyor."AMELİYATI ERTELENECEK"- İlk ameliyatta kafatası alınıp karın boşluğuna konulmuştu doku kaybı olmasın diye.
Normalde ikinci ameliyat, kafatasının yerine takılmasıydı 6 ay sonra, yani şu zamanlar.
Fakat omurilik sıvısı birikmeye başladı hasarlı beyin kısmında.
Muhtemelen ikinci ameliyat ertelenmiş olacak.
İlk amaçları şu anda omurilik sıvısının tahliye edilmesi.
Şimdi ameliyat tarihi bekliyoruz ama şu anda her şey cezaevindeki sürece bağlı...Saçma sapan bir sürecin içine sokulmuş oldu.
Her şey zaten zorken, daha da zorlaştırıldı.
Tek olan şey bu.- Kazadan sonra ilk bir afallama ve kabullenme süreci vardı bizim için.
Kabullenme sürecini atlattıktan sonra bir alışma oluyor.
Bir şekilde yoluna koymaya çalışıyorsunuz.
Hep bir üzgünlük, bir mahcubiyet vardı.
Ama bu olaydan sonra o artık bir öfkeye dönüştü ister istemez.
Şu anda içimde inanılmaz bir öfke var...
Şunu da öğrendik ki, cezaevinde, şu anda babamın kaldığı yerde kalan bir sürü engelli ve yatalak mahkum var.
Herkesin sesinin duyulmasına ihtiyacı var.
Şu anda, o öfkenin getirdiği ateşle, umarım iyi şeylere vesile olur.