Haber Detayı

‘İnciri de milleti de güzel uyuttular’
Gündem nefes.com.tr
04/10/2025 06:00 (2 ay önce)

‘İnciri de milleti de güzel uyuttular’

“Duvarların Dili Olsa” televizyon ekranlarına, gazete haberlerine yansımayan detaylarla Türk demokrasisinin şah damarı TBMM’ye farklı bir pencere açmayı hedefliyor.

MAHMUT AYDIN - TARIK IŞIK / NEFESMeclis aşçıları 1 Ekim resepsiyona çok özel hazırlanır.

Amaç yerli ve yabancı davetlilere Türk mutfağının zenginliğini göstermektir.

Onlarca çeşit yemek, zeytin yağlı ve tatlı ikram edilir.

Geçen yılın aksine yemeklerin önünde isimlerinin yazılı olduğu notlar yoktu.

Sorduk, espri ile karışık “muhalif gazetecilere haber olmamak için” cevabını aldık.

Bu yıl tatlıların gözdesi taze incir ve çiçekle süslenen incir uyutması oldu.

Milli tatlımız kısa sürede tükenince “İnciri de milleti de güzel uyuttular” esprisi kulağımıza çalındı.Yeni yasama yılı el sıkma(ma) krizi ile başladıTBMM’nin geçen yıl 1 Ekim’deki açılışına DEM Parti milletvekillerinin yanına giderek tokalaşan MHP lideri Devlet Bahçeli damga vurmuştu.Bu yıl ise damgayı Cumhurbaşkanı Erdoğan vurdu.

Açılış konuşmasından sonra doğrudan DEM Parti sıralarına giderek Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan, Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan’ın elini sıktı.Erdoğan, Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları ve Grup Başkanvekili Sezai Temelli ile tokalaşmadı.

Bunun üzerine Hatimoğulları Genel Kuruldan ayrıldı.

Hatimoğulları’nın sitemini Pervin Buldan AKP yönetimine iletti.

Durum Erdoğan’a aktarıldı.

Erdoğan, Genel Kurul Salonun arkasında bulunan divan odasında liderlerle buluşma kararı aldı.

DEM Parti yönetimi de buraya davet edildi.

Tülay Hatimoğulları davete katılmayı reddetti.Bunun üzerine Tuncer Bakırhan, Grup Başkanvekilleri ve Pervin Buldan divan odasına gitti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEM Parti heyetine “Kusura bakmasın, fark etmedim” dedi.

Buradan verilen toplu fotoğraf sonrası DEM yöntemi Grup odasında toplandı.

Ancak Hatimoğulları’nın kararı değişmedi.

Pervin Buldan’ın yeniden devreye girmesi üzerine önce TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Tülay Hatimoğulları’nı arayarak bizzat resepsiyona davet etti.Daha sonra devreye AKP Grup Başkanı Abdullah Güler ile Grup Başkanvekili Özlem Zengin girdi.

Güler, Hatimoğulları’nı resepsiyona davet etti ve Erdoğan adına “üzüntülerini” iletti.

Buzlar çözüldü ve DEM yönetimi tam kadro resepsiyona katıldı.

Erdoğan resepsiyonda DEM Parti milletvekillerinin masasına giderek bir süre sohbet etti.

Ancak Mardin Milletvekili Saliha Aydeniz’i Hatimoğulları sanarak, “kusura bakmayın” dedi.

DEM’li milletvekillerinin uyarısıyla Tülay Hatimoğulları ile el sıkıştı ve tekrar “kusura bakmayın” diye açıklamada bulundu.ABD’ye iç cephe ve meşruiyet mesajıMeclis açış konuşmasında seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak meşruiyetin kaynağının millet olduğunu vurgu yapan Erdoğan hem divan odasında hem de resepsiyon sırasında muhalefet liderleriyle toplu görüntü vererek, “meşruiyet ve iç cephede birlik” mesajı verdi.

Bu mesaj tabii ki “meşruiyet verelim” diyen ABD yönetimineydi.

CHP, TİP ve EMEP dışındaki partilerin tamamının katıldığı resepsiyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan, liderleri Mermerli Salona davet etti.

Eski kurmayları Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ile Fatih Erbakan’ı ayağa kalkmadan koltuğunda oturarak karşılayan Erdoğan, Davutoğlu ve Babacan’ı yanına oturttu.

Fatih Erbakan ise Erdoğan’ı selamladıktan sonra salondan ayrıldı.

Erdoğan’ın eski kurmayları ile yan yana oturması sosyal medyada gündem oldu.

Bu durumu “yeniden birlikte hareket edecekler” şeklinde yorumlayanlar çıksa da henüz bunun işaretleri görülmedi.Erdoğan’a soru soramamanın miladıCumhurbaşkanı Erdoğan’a önceden belirlenen soruların sorulduğunun ortaya çıkması yeni bir tartışma başlattı.

Gazetecilere akreditasyon uygulaması TBMM ve Cumhurbaşkanlığında AKP’den önce de uygulanıyordu.

Ancak bu uygulama sansür amacı taşımıyordu.

Ankara muhabirleri sahada piştikten sonra mesleklerini bu iki zirve kurumunda icra ediyordu. 2002 yılında iktidara gelen AKP’nin akreditasyonu bir koz olarak kullanmaya başladığı tarih olarak Akif Beki’nin Başbakanlık Sözcüsü olduğu dönem söylenebilir. 2007 yılının son aylarında çeşitli gerekçelerle 7 gazetecinin akreditasyon kartları iptal edildi. “Soru soramamanın miladı” ise Kemal Öztürk’ün Başbakanlık Sözcüsü olması ile başladı.

Sonradan Anadolu Ajansı’na Genel Müdür yapılarak ödüllendirilen Kemal Öztürk, Başbakanlık Sözcüsü olduğunda kendine Başbakan Erdoğan’a sorulacak soruları önceden öğrenmek gibi bir iş edinmişti.

Bundaki maksadın beğenmediği soruları sormaya yeltenecek muhabirleri engellemek, hatta mümkünse Başbakanlık’ta görev yapmalarının önüne geçmek olduğunun ortaya çıkması uzun sürmedi.

Cumhuriyet gazetesinde 21 Aralık 2010 tarihinde arkadaşımız Fırat Kozok’un imzası ile manşet olan “‘Sipariş sorular’ alınır” haberi Kemal Öztürk hakkında az bile yazdığımızın delilidir.

Ezcümle; İktidarın gazetecileri bir günde ortaya çıkmadı.Ne çektin be KAAN- Yerli Milli Muharip Uçağımız, üstelik 5.

Nesil.

KAAN, F-35’ten üstün özelliklere sahip, çift motorlu.

Yerli motor üretimi çalışmaları sorunsuz devam ediyor…- Türkiye savaş uçağı yapamaz, yeterli teknolojimiz yok.

İktidar propaganda için KAAN’ı kullanıyor.

İktidarın yanlış kararı ile F-35 projesinin dışında kaldık…Yukarıdaki sözlerin ilki iktidar, ikincisi ise muhalefet tarafından dillendiriliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 6 yıllık aranın ardından Vaşington ziyaretinde ABD tarafından Türkiye’nin parasını ödediği F-35’lerin alınması ve CAATSA yaptırımlarının sona erdirilmesiyle ilgili somut bir adım gelmedi.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi ABD’nin Ankara Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, Trump’a Erdoğan’ın neye ihtiyacı olduğunu sorduğunda “meşruiyet” cevabını aldığını, meselenin sınırlar, S-400 ya da F-16’lar olmadığını söylediğini aktardı.

Erdoğan “zafer havasında” Türkiye dönerken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da New York’ta KAAN’ın motor lisansının ABD’den alınamadığını ve bu nedenle üretimin başlamadığını açıkladı.

Bu sözler Türkiye’de bomba etkisi yarattı.

İktidara yakın gazeteci Cem Küçük, KAAN’ın ilk 45 uçağı için ABD ile sözleşme imzalandığını, ABD’nin motorları vermediğini Erdoğan’dan bu durumun gizlendiğini iddia etti.

AKP’de nur topu gibi bir KAAN krizi çıktı.

Tartışmalar sürerken, NTV’nin Vaşington Muhabiri Hüseyin Günay’ın bir başka Türk gazeteci ile yaptığı özel sohbet ekranlara yansıdı.

Günay’ın, “Hakan Fidan, Berat Albayrak’ı boşa çıkarmak için KAAN’ı patlattı” sözleri tuz biber oldu.

KAAN krizi AKP içinde derinleşirken CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bir açıklama yaparak KAAN’a sahip çıktı.

Durum böyle olunca “Ne çektin be KAAN!” başlığını attık.Gazetecilikte NEFES farkıCumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesinin ardından TBMM’nin etkinliğinin azaldığı yönünde bir kanaat var.

Büyük oranda doğru.

Ancak bütün olumsuzluklara rağmen Meclis’te görev yapan gazetecilerin nispeten daha özgür soru sorabildiklerini söyleyebiliriz.

Bunda Meclis akreditasyonlarının keyfiyete değil kurallara bağlı olmasının çok büyük payı var.

TBMM’deki 1 Ekim resepsiyonunda genç meslektaşımız Nisanur Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, yerli savaş uçağı KAAN’ın ABD’den beklenen motor lisanslarının Kongre’de onaylanmadığına dair açıklamasını sordu.

Erdoğan soruyu cevapsız bıraktı. “Cevabı alınmamış sorunun haber değeri var mıdır?” Eğer, Nisanur’un yaşından daha fazla mesleki tecrübesi olan gazeteciler bütün Türkiye’nin konuştuğu soruyu Erdoğan’a sormuyor / soramıyorsa “evet, vardır”Meclis polislerine yaka kamerası neden takıldı?Meclis’te görev yapan bazı polislerin yaka kamerası kullanmaya başladıklarını gördük.

Nedenini merak ettik, araştırdık.

Meğer geçtiğimiz aylarda Meclis’te neler olmuş neler… Bir milletvekilinin oğlu Meclis’in plaka tanıma sistemine kayıtlı olmayan araçla yerleşkeye girmek istemiş.

Meclis polisi de güvenlik nedeniyle buna izin vermemiş.

Tartışma çıkmış.

İddiaya göre sakinleştirmeye çalışılan milletvekilinin oğlu polislere bağırmış çağırmış, parmak sallamış.

Polisler şahıstan “U dönüş” yapmasını isteyince de arkasındaki araca çarpmış.

İş iyice büyümüş.

Böyle bir olayda kimlerin tadının ne şekilde kaçacağını tahmin etmek hiç de zor değil.

Meclis polisleri de benzer bir olayda meramlarını anlatabilmek için yaka kamerası kullanmaya başlamışlar.

İlgili Sitenin Haberleri