Haber Detayı
Beyaz Saray Zirvesi’nin gölgeli başlıkları
DİPLOMASİ karşılıklı menfaatlerin makul zeminde buluşturulmasıdır.
Bu buluşmayı “al-ver” diye aşağılamak eski moda bir yanlıştır.Çok iyi biliyoruz ki;Dünya diplomasi tarihi devletler arasında karşılıklı menfaatlerin buluştuğu “al-ver” zirveleriyle doludur.Dahası bu kadar hassas zirvelerde “gölgeli konular” oluşur.İstekler, talepler, beklentiler dile getirilir.
Bunların çözümü karşılıklı olarak atılacak olan adımların zamana nasıl yayılacağına bağlıdır.
O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu “gölgeli konular”da bir yorum yapmaması stratejik açıdan doğaldır.Washington’daki Erdoğan-Trump zirvesini değerlendirmek için başlıklar halinde ilerleyelim..- BOEING ALIMI: Evet, Türkiye ABD’den Boeing yolcu uçağı alıyor.
THY açıkladı.
Trump bunu açıktan ilan etti.
F-35 ve F-16 için pozitif açıklamalar yaptı. “Erdoğan’dan beklentileri” olduğunu söyledi.
Bunda garip bir şey yok.
Her devlet kendi çıkarına bakacak.
Eğer Türkiye aldığı Boeingler sayesinde F-16’lar ve F-35’lerde olumlu yol alıyorsa elbette bu ihtimali değerlendirecektir.- NÜKLEER ANLAŞMA: ABD ile sivil nükleer anlaşma imzalayan Türkiye, nükleer işbirliğinin Rusya’dan ibaret olmadığını teyit etmiş oldu.
Gelecekte ABD ile birlikte yapılacak projelerin kapısı açılmış oldu.
NATO ve stratejik ortaklık açısından bu önemli bir gelişmedir.- RUSYA’DAN ENERJİ İTHALATI: Trump, F-35 ve F-16 için yeşil ışık yakıp yaptırımları kaldırabileceğini söylerken, Rusya ile özellikle enerji başlığındaki ticaretin kısıtlanmasını istiyor.
Türkiye’nin Rusya’dan bu şekilde ayrışması kolay mı?
Hiç zannetmiyorum.
Bir kere Erdoğan, Putin’e verdiği sözlerden dönmez.
Müteahhitlik sektöründen meyve sebze ihracatına...
Nükleer enerji işbirliğinden enerji ithalatına, turizme kadar yıllara yayılan birçok konu var.
Erdoğan’ın bu konuda bir açıklama yapmaması çok doğru ve stratejik karardır.
ABD’den ithal edilecek sıvılaştırılmış gaz bir başlangıç olabilir mi?
Göreceğiz.
Ama ben yine de Erdoğan’ın Putin’le ilişkileri zora sokacak bir yola gireceğini beklemiyorum.RUSYA VE İRAN’IN NÜKLEER İŞBİRLİĞİ Türkiye ile ABD’nin sivil nükleer işbirliği için imzaları attığı dönemde Moskova’da başka bir imza atılıyor.
İran ve Rusya, İran’ın güneyindeki Hürmüzgan vilayetine bağlı Sirik’te dört adet üçüncü nesil gelişmiş nükleer santralın inşasını öngören 25 milyar dolarlık anlaşmayı imzalıyorlar.
ABD ve Rusya’da atılan imzaları düşününce; çok ciddi bir ayrışmadır bu.HEYBELİADA RUHBAN OKULUBir diğer beklenti Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasıdır.
Trump bu beklentiyi “gölgeli” bir üslupla basına açıklamıştır. “Gölgeli” diyorum çünkü Trump şöyle demiştir: “Türkiye ile eğer kendisi isterse rahatlıkla anlaşma yapabiliriz, ama önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir şey yapması gerekir.”Muhtemelen Trump’ın beklentilerinden birisi de Ruhban Okulu’nun açılmasıdır.
Zaten Milli Eğitim Bakanı Prof.
Dr.
Yusuf Tekin okulu ziyaret etmiş ve 2026’da açılabileceği yönünde sinyaller vermişti.
O açıdan bakınca Trump’ın “bir şeyler yapması gerekir” sözünü “taviz” gibi algılamak yanlıştır.
Yazının başında söylediğim gibi devletler arasındaki ilişkiler karşılıklı menfaatlerin buluşmasıdır.
Bu menfaatlerin artı ve eksisi o anda değil, zamanla değerlendirilir.“Diplomatik muhasebe” zaman ister.O nedenle Erdoğan’ın bir yorum yapmaması doğaldır.Yoksa “F-16’lar geliyor.
F-35 projesi tamam” başlıkları gelirdi.Her Avrupa gezisinden sonra atılan “AB’nin kapıları açıldı.
Giriyoruz” başlıklarını hatırlayın.Ne oldu sonra...TRUMP’IN ROZETİNİN ÖTESİ VAR: F-47Erdoğan-Trump görüşmesinde ABD Başkanı’nın göğsündeki savaş jeti konu oldu.
Bunun bir F-22 jeti olduğu söylendi.
Ama bu rozetteki jetin ötesinde hazırlıklar olduğunu biliyoruz. 6’ncı nesil sonrası geleceğin savaş jeti F-47’ye Trump üretim izni verdi.
Yani dolapta daha çok rozet var.Ne kadar son model alırsanız alın elin oğlu bir sonraki modeli çoktan hazırlıyor.
F-16 ya da F-35 derken, göğsüne F-22’yi takıyor.
Sonra F-47 ve daha niceleri.
Peki çare nedir?Çare kendi uçağını yapmaktır.
Çare KAAN ve sonrasıdır.MISIR’LA ORTAK TATBİKATDoğu Akdeniz’deki gelişmeler.Atina’nın sürekli olarak “enerji alanları” üzerinden Ege’yi ısıtmaya çalışması...Geçmişte İsrail, Yunanistan ve Mısır’ın Doğu Akdeniz’deki ortak tatbikat hazırlıkları...Kıbrıs Rum tarafının bu ülkelerle enerji ve savunma anlaşmalar imzalaması...Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye dönerken Doğu Akdeniz’deki bu dengelerin değiştiğini gösteren çok önemli bir gelişmeyi aktarıyor.-Türkiye-Mısır ortak deniz tatbikatı.Erdoğan şöyle diyor: “Libya’da çatışan iki taraf arasında Türkiye’nin arabuluculuğuyla sağlanan barış sadece Libya halkı için değil, tüm bölge için bir umut kaynağı olmuştur.
Mısır ile kurduğumuz iyi ilişkiler ve 13 yıl aradan sonra Deniz Kuvvetlerimizin Akdeniz’de birlikte tatbikat yapması Türkiye’nin bölgesel barışta ve güvenlikte oynadığı rolün somut göstergesidir.
Türkiye ve Mısır bölgemizin iki önemli ülkesi.”TÜRKİYESİZ ÇÖZÜM OLMAZLibya ve Mısır’la olan ilişkileri, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri Türkiye’nin Suriye’deki etkisiyle birleştirince; belli ki ABD Başkanı’na şöyle bir rapor verilmiş: “O bölgede Türkiyesiz bir çözüm olmaz.
Türkiye gerek bölgesel etkisi, gerek NATO’nun en büyük güçlerinden birisi olarak çözümlerin vazgeçilmezidir.”Başkan Trump da bunu açık açık söylüyor.- GAZZE MESELESİ: Eğer bugün dünya Gazze için ayağa kalktıysa.
Eğer bugün 150 ülke Filistin’i tanıdıysa.
Eğer bugün Netanyahu konuşurken BM delegeleri salonu terk ediyorsa.
Bunda Erdoğan’ın etkisi olmadığını söylemek ağır haksızlıktır.TÜRKEVİ KARARIErdoğan’ın bu ABD gezisi gösterdi ki,-New-York’taki Türkevi, Türkiye’nin dünyadaki itibarı açısından çok etkili oluyor.
Buradaki zirveler, temaslar, görüşmeler hatta bazı dost ülkelerin heyetlerinin ağırlanması Türkevi’nin ne kadar doğru bir karar olduğunu anlatıyor.
Bu noktada o arazinin satın alınmasını sağlayan dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’i de rahmetle anıyorum.BAZEN YORUM YAPMAMAK EN STRATEJİK YORUMDURBaşa dönersek; Beyaz Saray’da gündeme gelen “gölgeli konular” diye özetleyebileceğim;-F-16 siparişi, F-35 projesine yeniden dahil olunması,-Rusya’dan enerji ithalatının kısıtlanması.-Heybeliada Ruhban Okulu,-Yaptırımların kaldırılması gibi başlıklarla ilgili şunu söylemeliyim.DİPLOMATİK MUHASEBE ZAMAN ALIRCumhurbaşkanı Erdoğan, bu “gölgeli konular” üzerine yorum yapmayarak önümüzdeki dönem için çok doğru ve stratejik bir tavır almıştır.
Çünkü bazen yorum yapmamak en stratejik ve en akıllı yorumdur.
Çünkü devletler arasındaki kritik ya da hayati konular bazen diplomasinin gölgesinde gelişebilir.O nedenle karşılıklı menfaatlerin artı ve eksi olarak “diplomatik muhasebesi” zaman alır.
Elbette bu “gölgeli konular” zamanın ruhuna ve pratik gelişmelere göre alınacak kararlarla aydınlanacaktır.