Mistik, politik ve mitolojik bir öykü: Gündüz Apollon Gece Athena

Yönetmen Emine Yıldırım’ın ilk uzun metraj filmi olan “Gündüz Apollon Gece Athena”, Türk Sineması’nda örneği az olan türde bir yapım.

Fantastik olarak da nitelendirebileceğimiz filmde hayalet teması yer alsa da yönetmen bunun için ekstradan herhangi bir şey yapmış değil.

Hatta filmin konusuna bakmamış olan kişilerin karakterlerden bazılarının hayalet olduğunu anlaması kısa bir zaman alıyor.

Bu da filmi temasına oranla daha doğal bir çerçeveye oturtuyor.

Defne, başka insanların görmediği hayaletler görmektedir.

Yetimhanede büyüyen Defne bu özelliğini annesini bulmak için kullanmaya karar verir.

Bir arayış ve yolculuk öyküsüne dönüşen hikayede kendimizi Side Antik Kenti’nde buluyoruz.

Antik dönemden kalma bir rahibe, devrimci bir adam ve pavyon şarkıcısı gibi farklı ve uç karakterler de bu yolculukta Defne’ye yardım edecektir.

Ramin Matin’in Kusursuzlar filminin senaryosunda ismini gördüğümüz Emine Yıldırım bu kez hem yazıp hem de yönettiği filmde birçok kadın hikayesi anlatmayı başarıyor.

Annelik ve kadınlık duygusu üzerinden gerçeküstü bir anlatımla çıkıyor karşımıza.

Mitoloji ve arkeolojiyi de fon olarak kullanan yapım, görüntüleri ve müzikleriyle de dikkat çekiyor.

Geçmişle bugün arasında bağ kuran film, yer yer toplumsal meseleleri de gündemine getiriyor.

Mistik bir bakış açısıyla, doğa üstü bir kurgu eşliğinde düşünsel bir yolculuk sunuyor.

İçsel yalnızlık ruhsal olarak dışa vuruyor ve tarihi atmosferde, umutlu bir tonda, deniz metaforu eşliğinde sona eriyor.

Ödül sezonuna Asya’da başlayan, Pekin’de gösterilen ve Tokyo’dan ödülle dönen Gündüz Apollon Gece Athena, İstanbul Film Festivali’nde SİYAD Ödülü’ne, Ankara Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde ise Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) Ödülü’ne layık görülmüştü.

Altın Koza’dan da eli boş döneceğini düşünmüyorum.

Filmin oyuncu kadrosunda ise Lale Mansur, Selen Uçer, Ezgi Çelik, Barış Gönenen gibi oyuncular bulunuyor.