Haber Detayı
Putin-Zelenski görüşecek mi, savaşı bitirme şartları ne? BM'deki Rus yetkili CNN TÜRK'e açıkladı
3. yılını geride bırakan Rusya-Ukrayna savaşında hala silahlar susmuş, barış tesis edilebilmiş değil. Tüm gözler işte bu olası barış anlaşmasındayken, Putin-Zelenski bir araya gelir mi? sorusu da yanıt arıyor. Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Yardımcısı Dmitry Polyansky, CNN TÜRK Dış Haberler Muhabiri Rabia Asel Atmaca'nın sorularını yanıtladı. Biz barışa hazırız, ancak Avrupa bu süreci baltalıyor dedi.
Rabia Asel Atmaca: Sayın Polyansky, bu yoğun programınızda bize katıldığınız için teşekkür ederiz.
Biliyorsunuz ki tüm gözler Rusya-Ukrayna arasındaki olası bir barış anlaşmasında.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya-Ukrayna savaşının geleceği için ne diyor?Dmitry Polyansky: Biz bu çatışmanın ilk gününden itibaren özel askeri operasyonumuzun hedeflerine barışçıl yollarla ulaşmaya hazır olduğumuz konusunda tutarlı olduk.
Ve biliyorsunuz ki Şubat 2022'den bir ay sonra, aslında Mart 2022de önce Minskte, sonra İstanbulda müzakereler yapıldı.
Ve bu süreci kolaylaştıran Türk meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
İki heyetimiz tarafından parafe edilen, Ukrayna heyeti tarafından da prensipte onaylanan ve hem bize hem de Ukraynaya oldukça kabul edilebilir birçok ilke içeren bir düzenlemeye vardık.
Ve bunlar, gelecekteki barış anlaşmamızın yapı taşları olabilecek unsurlardı.
Örneğin, şu anda tartışılan güvenlik garantilerine ilişkin çok net kavramlar vardı.
Yani biz bu barışçıl çözümü öneriyorduk çünkü en başından bu mesele Ukraynaya zarar vermekle ilgili değildi.
Bu, Ukraynanın kimliğini engellemekle ilgili de değildi.
Bu hiçbir zaman Ukrayna kimliğine yönelik bir saldırı değildi.
Bu, hakları Ukraynada gözetilmeyen insanları, her şeyden önce de ülkede oldukça kalabalık olan Rusça konuşanları, Rus nüfusunu koruma isteğiydi.
Dolayısıyla mesele buydu ve bu tamamen BM şartına, uluslararası hukuka uygun şekilde yapıldı.
Biz bu konuda çok açık sözlüydük ve bu bizim için çok önemliydi.
Dolayısıyla bir barış anlaşması imkânı vardı, ancak bu fırsat bazı Batılı liderlerin müdahalesi nedeniyle heba edildi.
Her şeyden önce, dönemin Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson, Zelenskii bundan vazgeçirmeye çalıştı ve Batının yardımıyla, Batıdan gelen silah sevkiyatlarıyla Ukraynanın Rusyayı yenebileceğine ikna etmeye çalıştı.
Ve işte her şey böyle başladı.
Aslında şimdi bu çatışmanın üzerinden birkaç yıl geçti.
Ukrayna çok ağır kayıplar verdi.
Büyük bir yıkım yaşandı ve Kiev rejimi hâlâ herhangi bir barışçıl çözüme hazır değil.
Zelenski rejimi, savaşmak istemeyen insanları sokaklarda yakalayıp cepheye, bir tür top yemi olarak sürüklüyor.
Bu kesinlikle gereksizdir.
Biz bu konuda defalarca çok açık olduk ve Güvenlik Konseyindeki beyanlarımızı incelerseniz ki bu yıllar boyunca oldukça fazlaydı, başından beri her açıklamamızda bu meseleyi diplomatik yollarla çözmeye hazır olduğumuzu söylediğimizi göreceksiniz.
Avrupa ve Ukrayna için ise durum böyle değildi.
Onlar bu konuda konuşmaya ancak ABDde Başkan Trump iktidara geldiğinde ve Ukrayna krizinin algısını değiştirdiğinde başladılar.
Dolayısıyla bu onların büyük bir ikiyüzlülüğüydü.
Ve biz bu ikiyüzlülüğü bugün dahi hissediyoruz.Rabia Asel Atmaca: Siz de biliyorsunuz ki ağustos ayında Alaska'da çok önemli bir zirve vardı.
Başkan Putin ve Baştan Trump bir araya geldi ve farklı konular üzerinde konuştu.
Ama Zelenski bu görüşmeye, Trump Putin'e istediğini verdi. dedi.
Ne demek bu?Dmitry Polyansky: Başkan Trump, Amerika Birleşik Devletlerinin başkanıdır.
Dolayısıyla onun temel yaklaşımı, Amerika Birleşik Devletlerinin çıkarlarıdır.
Onları nasıl görüyorsa öyle.
Ve o, Amerika Birleşik Devletlerinin çıkarları açısından bu çatışmayı durdurmanın pek çok nedenle faydalı olacağını anlamaktadır.
Sanırım bu nedenleri kendisi ayrıntılı biçimde açıkladı, bunların üzerinde durmama gerek yok.
İşte bu yüzden bu çabaları ortaya koyuyor.
Kendisinin bu duruma son vermek için samimi bir isteği var.
Ve çok önemli olan bir husus da şudur ki bu çatışmanın kök nedenlerini ele almaya hazır olduğunu defalarca dile getirdi.
Ki bu, meseleyi kalıcı ve uzun vadeli bir şekilde çözmek için son derece önemlidir.
Örneğin, Ukraynanın NATOya katılımına ilişkin kararın bu çatışmanın kök nedenlerinden biri olduğunu ifade etti ki bu doğrudur.
Ukrayna Ortodoks Kilisesinin ve Rusça konuşan nüfusun baskı altına alınmasına da değindi.
Dolayısıyla bu ilerlemek için çok iyi bir temeldir, çünkü savaşın başlamasının sebepleri bunlardı.
İki başkanımız Alaskada bir araya geldiğinde bu toplantı önemliydi.
Ve bu arada, bu toplantı Ukrayna meselesinin çok ötesine geçti.
Çünkü ülkelerimizin birçok konuda örneğin silahsızlanma, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi, silahların kontrolü gibi konularda birlikte işbirliği yapması çok önemlidir.
Bu çok acil bir meseledir ve bence tüm dünyanın, ülkelerimizin bu gündemde işbirliği yaptığını görmesi faydalıdır.
Ve Başkan Trump bunu anlamaktadır.
Ancak Ukrayna söz konusu olduğunda, iki başkanımız arasında varılan birtakım mutabakatlar şimdi Zelenski rejimi ve Avrupalı destekçileri tarafından aktif biçimde baltalanmaktadır.
Çünkü bu durum onların gündemine tamamen aykırıdır.
Bu savaşı durdurmak onların çıkarına değildir.
Tam tersine Rusyayı zayıflatmak, Ukraynalıların elleriyle Rusyaya mümkün olduğunca fazla zarar vermek onların çıkarınadır.
Ve aralarında Zelenskinin kendisi de dahil olmak üzere hiç kimse Ukraynanın çıkarlarını umursamamaktadır.
O, kendi siyasi geleceğini kurtarmanın derdindedir.
Avrupalılar ise kuşkusuz Rusyanın zayıflatılmasını, izole edilmesini istemektedir.
Ve mevcut gidişatın çok da lehlerine olmadığından dolayı büyük bir hayal kırıklığı içerisindeler.
Bu nedenle kendi bakış açılarını Başkan Trumpa dayatmaya ve aslında kalıcı ve uzun süreli bir barışa yol açabilecek bu süreci baltalamaya çalışıyorlar.Rabia Asel Atmaca: Vladimir Putin daima, Ben diyaloğa açığım.
Eğer Moskova'ya gelirse Zelenski ile görüşebilirim. diyor.
Ancak bundan sonra Zelenski de Hayır ben Moskova'ya gitmeyeceğim ama Putin Kiev'e gelebilir. dedi.
Bu sözler için neler söylersiniz?ZİRVE OLSUN DİYE ZİRVE YAPAMAYIZDmitry Polyansky: Biz defalarca yineledik ki Ukrayna ile doğrudan müzakerelere hazırız.
Bu arada, bu Başkan Trump tarafından da paylaşılan bir fikirdi.
Ve biliyorsunuz ki zaman zaman İstanbulda gerçekleşen müzakereler, ülkelerimiz arasındaki bu anlayışın doğrudan bir sonucudur.Bu, Ukraynanın uzun aylar ve yıllar boyunca teşvik ettiği bir şey değildi; Ukrayna, Başkan Putin ile görüşecek hiçbir şeylerinin olmadığını söylüyordu.
Biliyorsunuz ki Ukraynada hâlâ yürürlükte olan bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi vardır ve bu kararname, Zelenskinin ve hükümet üyelerinin Rus makamlarıyla herhangi bir konuyu görüşmesini yasaklamaktadır.
Ve onlar da bu meseleye çok fazla dikkat çekmemeye çalışıyorlar.
Ama gerçek budur.
Biz yine defalarca söyledik ki, biz bir zirve toplantısına karşı değiliz ancak zirve toplantıları hazırlanmalıdır.
Nereye gittiğimizi anlamamız gerekir.
Başkan Trump ile Başkan Putin arasındaki toplantı da Başkan Trump göreve başlar başlamaz ertesi gün gerçekleşmedi.
Bu zirvenin verimli olabilmesi için belirli bir hazırlık gerekiyordu.
Bu normal diplomatik pratiktir.
Kimse sadece zirve olsun diye zirve düzenlemez.
Onların bir sonuç doğurması gerekir.
Şu ana kadar, Ukrayna tarafının tutumu nedeniyle, Başkan Putin ile Başkan Zelenski arasındaki olası bir toplantıdan çıkabilecek herhangi bir şey görmüyoruz.
Çünkü Ukrayna tarafı gerçek, sürdürülebilir ve adil bir barışa yönelik herhangi bir adıma ilerlemek istemiyor.
İşte bu yüzden şu aşamada bu erken olacaktır ancak bu mesele gündemdedir.
Kimse bu toplantıya karşı olduğumuzu söylemiyor, bu yüzden daha fazla çalışmamız gerekiyor.
Örneğin İstanbul müzakereleri bakımından Ukraynaya hâlâ sunmuş olduğumuz bir öneri mevcut.
Bir dizi çalışma grubunun oluşturulması ve bu grupların çevrimiçi ortamda sürekli toplanarak tam da sizin söylediğiniz gibi bu zirveye, yani daha üst düzeyde olası görüşmelere hazırlanması.
Ama bunların hazırlanması gerekir.
Bir diplomat olarak size söyleyebilirim ki diplomatik çalışmanın etkili olmasının tek yolu, onun uzman düzeyinde hazırlanmasıdır.Rabia Asel Atmaca: Peki, Rusya ve Ukrayna arasında Türkiye'nin rolü için neler söylersiniz?
Siz de biliyorsunuz ki iki tarafın heyetleri de İstanbul'daydı.
Nasıl değerlendirirsiniz?TÜRKİYE EV SAHİPLİĞİNE MİNNETTARIZDmitry Polyansky: Rusya ile Ukrayna arasındaki barış müzakerelerini teşvik etmek için gösterilen çabalardan dolayı Türk meslektaşlarımıza çok minnettarız.
Ve İstanbul platformunun işlemesini görmek bizim için çok önemliydi.
Bunun için gerçekten müteşekkiriz.
Türk liderliğinin bu çatışmaya son verme çabalarında çok kararlı olduğunu biliyoruz ki, anladığım kadarıyla bu çatışma Türkiyeyi de etkilemektedir.
Ukrayna krizine ilişkin birçok meselede Türkiye ile her zaman aynı görüşte değiliz.
Bunu gizlemiyoruz.
Bazı farklılıklarımız var.
Bununla birlikte, Türk liderliğinin diplomasi alanında ve ülkelerimize, ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve diğer aktörlere müzakere zemini sağlama konusunda ortaya koyduğu çabaları çok takdir ediyoruz.Rabia Asel Atmaca: Siz de biliyorsunuz ki Rusya Eurovision dahil olmak üzere pek çok platformdan men edikdi.
Ama şimdi doğudan batıya; kuzeyden güneye sesler yükseliyor.
İsrail'i de men edin. diyorlar ama bir eylem yok.
Dünya Rusya'ya çifte standart mı uyguluyor?RUSYA'YA ÇİFTE STANDART UYGULANIYORDmitry Polyansky: Elbette, birçok durumda Rusyaya karşı çifte standartların uygulandığı tamamen açıktır.
Siz de bunlardan birini dile getirdiniz ki bu oldukça barizdir ancak aynı zamanda Batı dünyasının Rus dili, Rus kültürü ve Rus kimliğine yaklaşımında da çok büyük bir fark vardır.
Çünkü şu anda Batı dünyasındaki temel eğilim belki Amerika Birleşik Devletleri bundan biraz uzaklaşmaya başlamış olabilir ama bu hâlâ oldukça sınırlıdır.
Avrupa ülkelerine baktığımızda ise Rusofobi ana ideolojidir.
Bugün Avrupanın zayıflığı, her şeyden önce, merkezinde insan haklarının, Rusça konuşan nüfusun haklarının ihlali bulunan bir rejimi desteklemeleridir.
Üstelik sadece Rusça konuşan nüfus değil, biliyorsunuz ki Macaristan da Macarca konuşan nüfusun hakları konusunda çok açık tavır sergiledi.
Onlar, aşırı milliyetçiliğe, faşizme varan bir ideolojiye dayanan bir rejimi savunuyorlar.
Ve bununla ilgili çok sayıda örnek aktardık.
Size örnek olarak ne söyleyebilirim bilmiyorum.
Rus dili Ukraynada yasaklanmıştır.
Resmî olarak, halka açık yerlerde insanların Rusça konuşmadığından emin olmakla görevlendirilmiş kişiler vardır.
Ve insanlar Rusça müzik dinledikleri için bile cezalandırılabilir, hatta hapse atılabilir.
Böyle bir durumu herhangi bir ülkede hayal edebiliyor musunuz?
Bilmiyorum, örneğin İsrail ve Filistini ele alalım.
Tarih boyunca yaşadıkları tüm kötü geçmişe ve bugünkü kötü ilişkilere rağmen, Arapça İsrailde yasaklandı mı?
İbranice Filistin topraklarında yasaklandı mı?
Herhangi başka bir ülkede böylesine tamamen ayrımcı yasalar var mı?
Belçikayı ele alalım, örneğin burada Flamanca ya da Hollandaca konuşuluyor, ayrıca Fransızca konuşuluyor.
Fransızcanın, herhangi bir nedenle yasaklandığı bir durumu hayal edebiliyor musunuz?
Ve bu konuda Fransanın tepkisi ne olurdu?
Ya da İsviçreyi ele alın, örneğin.
Her ülkede insanlar kimliklerini korumak için çok daha medeni bir şekilde davranmaya çalışıyor.
Ama Ukraynada Rus kimliği, 2022den çok önce, 2014teki tamamen anayasaya aykırı darbeden bu yana hedef alınmaktadır.
Ve Batı bu duruma gözlerini kapatıyor.
Böylece giderek daha fazla bu Rusofobi tarafından kuşatılıyor ki bu, Batı uygarlığı için ve medeni olduklarını iddia eden ülkeler için son derece utanç verici bir durumdur.
Ama gerçekte kesinlikle medeni değillerdir.
İLGİLİ HABER DÜNYA Zelenski'den 100 Yıllık Ortaklık anlaşmasına onay