Haber Detayı
Trump baskıları sonrası yatırım atağı: İlaç devlerinden ABD’ye 350 milyar dolarlık mega taahhüt
İlaç devleri, ABD’de üretim ve araştırma yatırımlarını hızlandırıyor. Trump yönetiminin gümrük vergisi tehditleri ve tedarik zincirlerini güçlendirme hedefleri doğrultusunda ilaç şirketleri, toplamda 350 milyar doları aşan yatırım sözü verdi. GSK, Eli Lilly, Johnson & Johnson ve AstraZeneca gibi firmaların açıkladığı projeler, önümüzdeki yıllarda sektörde tarihi bir dönüşüm yaratacak.
ABD, ilaç sektöründe dev yatırımlara hazırlanıyor.
Trump yönetiminin olası gümrük vergisi tehditleri ve küresel tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi hedefi doğrultusunda, büyük ilaç şirketleri ABD’de üretim ve Ar-Ge kapasitelerini artırma kararı aldı.
Açıklamalara göre, sektör genelinde verilen yatırım sözleri toplamda 350 milyar doları aştı.GSK ve Eli Lilly’den dev projelerİngiliz ilaç devi GSK, önümüzdeki beş yıl içinde ABD’de 30 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu.
Bu kapsamda Philadelphia dışında yeni bir fabrika kurulacak ve mevcut beş tesiste teknoloji yükseltmeleri gerçekleştirilecek.ABD merkezli Eli Lilly ise Virginia’nın batısında, monoklonal antikorlar ve biyokonjugatlar gibi ileri teknoloji ilaçların üretileceği 5 milyar dolarlık tesis kuracağını açıkladı.Diğer devlerden rekor yatırımlarBu girişimler yalnızca GSK ve Eli Lilly ile sınırlı değil.
Johnson & Johnson, önümüzdeki dört yıl için 55 milyar dolarlık, AstraZeneca ise 2030’a kadar 50 milyar dolarlık yatırım sözü verdi.
Böylece ilaç sektöründe ABD’ye yönelik yatırım dalgası hız kazanmış oldu.Siyasi ve ekonomik arka planİlaç şirketleri, tarihsel olarak gümrük vergilerinden muaf tutulmalarına rağmen, Trump yönetiminin potansiyel ek tarifelerine karşı lobi faaliyetlerini sürdürüyor.
Analistler, bu yatırımların iki temel amaca hizmet ettiğini belirtiyor:* Olası tarifelerin maliyetlerini sınırlamak* Covid-19 pandemisi sırasında yaşanan tedarik sorunlarının ardından yerel üretim zincirlerini güçlendirmekUzmanlara göre, üretimi ABD’ye taşıyan ilaç devleri, olası maliyet artışlarına rağmen kârlarındaki düşüşü sınırlı tutabilecek.
Bu durumun, uzun vadede sektörün hem iç pazar hem de küresel rekabet açısından daha dayanıklı hale gelmesini sağlayacağı ifade ediliyor.