Haber Detayı
Bir Amerikan filmi daha: Kennedyden Charlie Kirke!
ABDde muhafazakâr görüşleriyle tanınan ve Turning Point USAnın kurucusu olan siyasi aktivist Charlie Kirk, Utah Valley Üniversitesinde yaptığı konuşma sırasında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Saldırganın, 22 yaşındaki Tyler Robinson olduğu açıklandı. Robinsonun suikastı bir arkadaşına itiraf ettiği ve ailesi tarafından polise ihbar edildiği bildirildi. FBI, olay yerinde yüksek güçlü bir tüfek buldu ve soruşturma sürüyor. Başkan Donald Trump, Kirkün ölümünü Amerika için kara bir gün olarak nitelendirdi ve suikastçının ölüm cezası alması gerektiğini savundu.
Hürriyet'ten Nedim Şener'in haberine göre;Biz bu filmi daha önce görmüştük diyeceğimiz cinsten; içeriği, aktörleri farklı olsa da yapımcısı ve konusu çok benziyor.
Senaryoyu aynı kişiler yine kanla yazmış, işaretler soykırımcı İsrailin bir istihbarat operasyonuyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Filmin konusu, ABDde İsraile karşı çıkan herkesin başına gelecek cinsten.
İsraile ve politikalarına, ABD devleti içindeki derin yapılanmasına karşıysanız filmin sonu ABD başkanı için ayrı, ABD başkanına yakınsanız ayrı, siyasetteki ve seçmendeki etkinize, toplamsal karşılığınıza bağlı olarak ayrı bitebiliyor.
Mesela, İsrailin Gazzedeki soykırımına itiraz eden bir öğrenci ya da akademisyenseniz üniversiteden atılırsınız, çalışansanız işinizden kovulursunuz.
Aktörseniz film çekemez, sporcuysanız oynayamazsınız.KENNEDY SUİKASTI İLE KORKU İNŞA EDİLDİEğer ülke içindeki kılcal damarlara kadar sızmış İsraile karşı tutum alan bir ABD başkanı ve ona çok yakın etkili siyasi bir figürseniz suikast kaçınılmaz.
İsrailin ABDdeki imajı yalnızca ekonomi, siyaset, medya, istihbarat, yargıdaki gücünden gelmiyor, aynı zamanda halkın içinde 60 yıldan fazla ölümcül bir korku inşa etmiş.Bunda 35inci ABD Başkanı John F.
Kennedynin 22 Kasım 1963 günü Teksas Dallasda aracında başından vurularak öldürülmesinin payı büyük.Trumpın söz vermesine rağmen belgelerin tamamını açıklamaya cesaret edemediği Kennedy suikastının arkasındaki bir numaralı şüpheli Wikipediaya göre bile İsrail ve onun istihbarat örgütü Mossad ve onunla işbirliği yapan CIA, FBI, Pentagon.Kennedy, 1948 yılında kurulan İsrail ile ilişkilerini, Mısır başta olmak üzere Ortadoğudaki Arap ülkelerini de dikkate alarak kendisinden önceki ABD başkanları gibi dengeli biçimde götürmeye çalıştı.
Bunda rakibi Sovyetler Birliğinin bölgede sahip olduğu siyasi nüfuzun etkisi büyüktü.
İsrailin taleplerine cevap vermek petrol kaynağı Arap ülkelerini tamamen kaybetmesi anlamına gelecekti.İSRAİL, NÜKLEERE 1958DE BAŞLADIBugün 80den fazla nükleer başlığı ile sadece bölge için değil tüm dünya için tehdit olan İsrail, bu alandaki çalışmalarına devlet olarak kuruluşundan 10 yıl sonra başladı.Gizliliği kalkan ve Ulusal Güvenlik Arşivi (National Security Archive) internet sitesinde yayınlanan belgelere göre İsrail, 1958de Fransa ile ortaklaşa Dimona ismi verilen ilk nükleer tesisini inşa etmeye başladı.ABD yönetimi söz konusu tesisten 1960 yılının sonbaharında haberdar oldu.
Ardından ABD Başkanı Kennedynin öldürülmesiyle biten süreç şöyle devam etti:- 8 Aralık 1960: CIAnın 8 Aralık 1960 tarihli gizli raporunda, Dimonada nükleer silahlar için plütonyum üretimi de amaçlanıyordu.- 20 Ocak 1961: Kennedy ABD Başkanlık koltuğuna oturdu ve Amerikalı yetkililerin Dimona Nükleer Tesislerinde incelemelerde bulunması talebini İsrail Başbakanı Ben-Guriona iletti.
Ancak Ben-Gurion ülkesindeki kabine krizini gerekçe göstererek bu talebe ilişkin cevabını geciktirmeye çalıştı.- 2 Nisan 1963: ABD Başkanı Başkan Kennedy, 2 Nisan 1963te İsrail Başbakanı Ben-Guriona ABDli uzmanların yılda iki kez Dimonayı ziyaret etmesine izin verilmesini talep eden bir mektup gönderdi.
Ben-Gurion, İsrailin tehdit altında olduğunu ve yeni bir Holokost ile karşı karşıya kalabileceğini iddia ederek ABDnin talebini geçiştirmeye çalıştı.- 15 Haziran 1963: Başkan Kennedy, 4 Mayıstaki mektubun ardından 15 Haziranda Ben-Guriona iletilmesi talebiyle yeni bir mektup göndererek tesiste inceleme talep etti.- 5 Temmuz 1963: Ben-Gurionun yerine Başbakan olan Levi Eshkol göreve geldikten 10 gün sonra, Kenndynin mektubu kendisine iletildi.
Mektupta Kennedy, İsrailin nükleer çalışmalarına dair güvenilir bilgi elde edememeleri durumunda Amerikanın İsraile olan taahhütleri ve İsraili desteklemesi ciddi şekilde tehlikeye girebilir diye uyardı.- 22 Kasım 1963: ABD Başkanı John F.
Kennedy, 22 Kasım 1963te Teksasta suikast sonucu uzaktan tüfek atışıyla öldürüldü.Kennedynin öldürülmesinden sonra yerine geçen Lyndon B.
Johnson döneminde ABD-İsrail ilişkileri ilklere sahne oldu.
Kennedynin yerine başkanlık koltuğuna oturan Lyndon B.
Johnson, Dimona konusunun üzerine gitmedi.
Büyük askeri yardım yanında İsrailin kitle imha silahları geliştirmesini görmezden geldi.
ABD, o günden sonra kademeli biçimde Siyonist İsrailin tam kontrolüne girdi.
Biden dönemi işbirliğinin zirvesi oldu.TRUMP-DERİN DEVLET SAVAŞITrump, Derin devletle mücadele diyerek buna karşı tutum sergileyince son seçimlerinde kulağını sıyıran kurşun ile mutlak ölümle sonuçlanacak bir suikasttan kurtuldu.
Ortadoğu politikaları konusunda görüş ayrılıkları olsa da ABD Senatosunda, Pentagonda, FBI ve CIAde, ekonomi ve finansta, yazılı, görsel ve dijital medyada, lobi şirketleri ile milyarlarca doların döndüğü fon ve vakıflarda, Hollywoodda hâkim olan demokrat seçmen tarafından desteklenen İsrailin her talebini karşılamak zorunda kaldı.CHARLİE KİRK, İSRAİLİ ELEŞTİRİNCEÖzellikle gözü kapalı biçimde İsraili desteklemiş, İslam, siyahi, göçmen, azınlık düşmanı bir isim bu algıyı değiştirmeye başlamıştı: Charlie Kirk.
Koşulsuz İsrail destekçisi Kirk, İsraili ve ABD devleti üzerindeki etkisini eleştirmeye başlamıştı.
Gazze için soykırım demese de etnik temizlik ifadesini kullanmaya başladı. 7 Ekimin İsrailin bir komplosu olduğu iması yanında Mossad ajanı dediği Epstein dosyası üzerinden İsrailin ABDde istihbarat operasyonu yaptığını açıkça ifade etmeye başladı.Kongre üyelerinin Mossadın şantaj baskısı altında olduğunu açıkça konuşan Kirk, çevresine sponsorlarının desteği çektiğini ve çok korktuğunu da söylüyordu.
Netanyahu, tıpkı Elon Muska yaptığı gibi onu İsraile çağırmıştı.
Ama o bir hata yaptı; İsrail kaynaklı fon tekliflerini ve İsrail davetini reddetti, eleştirilerini çok yakın olduğu Trumpa da taşıdı.Artık kontrol dışına çıkmıştı, 9 Eylül günü Utah eyaletinde uzaktan yine bir tüfekle açılan ateş sonucu boynundan vurularak öldürüldü.
İsraili eleştiren ve ABD gençliğini etkileyen önemli siyasi bir figür böylece susturuldu.
Katilin 22 yaşında Utahlı Tyler Robinson olduğu açıklandı.
FBI, medyaya inandırıcı bulunmayan bir senaryo verdi.
ABDlilerin büyük kısmı suikastın arkasında İsrailin olduğuna inanıyor.
Netahyahu, cinayetin üzerinden 24 saat geçmeden ABD medyasına bağlanıp kendini aklamaya çalıştı.
Büyük bir algı operasyonu başlattı.Şimdi sıra katilin anlatacaklarında; otopsi raporu, balistik ve olay yeri inceleme raporlarıyla yargılamaya gelecek.
Ama katilin yargılamanın sonunu göreceğinden emin değilim.
Tıpkı ya Kennedyyi öldüren Lee Harvey Oswald gibi birisi tarafından öldürülür ya da cezaevinde intihar ettiği söylenen Epstein gibi cesedi hapishane koğuşunda bulunur.
Geriye acılı ailesi, görkemli cenaze töreni, adı verilen sokak ya da binalar, dikilen heykelleri kalır; bir ABD filmi de böylece biter.
İLGİLİ HABER DÜNYA Almanya'da iç istihbaratın başına bir Türk atandı