Haber Detayı
Dünya genelinde hızla yayılan gizli tehdit! Ölümcül mantar 6 kıtada 61 ülkede görüldü
Dünya genelinde hızla yayılan bu ölümcül mantar 6 kıtada 61 ülkede görüldü. İnsan sağlığını tehdit eden mantar endişe uyandırıyor.
Bilim insanları, Candida auris adlı tehlikeli mantar türünün giderek daha bulaşıcı ve ilaçlara karşı daha dirençli hale geldiği uyarısında bulundu.
Yapılan kapsamlı bir araştırma incelemesine göre bu mantar, dünya genelinde hızla yayılıyor ve küresel ölçekte ciddi bir halk sağlığı tehdidi oluşturuyor.
Her yıl yaklaşık 6,5 milyon kişiyi etkileyen mantar enfeksiyonlarının, antifungal tedaviye rağmen yüzde 50’nin üzerinde ölüm oranına sahip olduğu belirtiliyor.
Candida auris ise bu enfeksiyonlar arasında en riskli türlerden biri olarak öne çıkıyor.
Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda kan dolaşımı, iç organlar ve ciltte ölümcül enfeksiyonlara yol açabiliyor.
İlk kez 2009 yılında Japonya’da bir hastanın kulak kanalında tespit edilen Candida auris, kısa süre içinde birçok ülkeye yayıldı.
Hindistan’da 2014 yılında büyük bir halk sağlığı tehdidi olarak tanımlanan mantarın, güncel verilere göre altı kıtada en az 61 ülkede görüldüğü bildiriliyor.
Microbiology and Molecular Biology Reviews dergisinde yayımlanan inceleme çalışması, mantarın yayılmasını kolaylaştıran özgün biyolojik özelliklere dikkat çekiyor.
Araştırmaya göre Candida auris, maya benzeri yapısından ipliksi bir büyüme formuna geçebiliyor.
Bu değişim, hem daha hızlı yayılmasını sağlıyor hem de ilaçlara karşı direncini artırıyor.
Mantarın hücre duvarında bulunan bazı proteinler, insan cildine güçlü şekilde tutunmasına olanak tanıyor.
Uzmanlar, bu durumun hastanelerde hasta-hasta ve servisler arası bulaş riskini ciddi biçimde artırdığına işaret ediyor.
Ciltte kolonileşen hastaların, farkında olmadan enfeksiyonun yayılmasına neden olabildiği vurgulanıyor.
Candida auris’in bir diğer dikkat çeken özelliği ise hücre zarında bulunan ve “effluks pompası” olarak adlandırılan savunma mekanizması.
Bu sistem sayesinde antifungal ilaçlar hücre dışına atılıyor ve tedavinin etkisi azalıyor.
Ayrıca mantarın yüzeylerde kaygan biyofilm tabakaları oluşturması, ilaçların hedefe ulaşmasını zorlaştırıyor.Araştırmada, Candida auris’in ilaçlara karşı başka hangi mekanizmalarla direnç geliştirdiğinin henüz tam olarak bilinmediği ifade ediliyor.
Enfeksiyonların tanısında sıkça yaşanan yanlış tanımlamalar da tedavinin gecikmesine yol açan önemli sorunlardan biri olarak öne çıkıyor.
Bilim insanları, yeni ve geniş etki alanına sahip antifungal ilaçların geliştirilmesi gerektiğini vurgularken, tanı yöntemlerinin iyileştirilmesi ve bağışıklık sistemi ile aşı temelli destekleyici yaklaşımların önemine dikkat çekiyor.
İncelemede ayrıca, özellikle kaynakları sınırlı ülkelerde sürveyans ve farkındalık çalışmalarının güçlendirilmesi çağrısı yapılıyor.
Klinik deneme aşamasında bulunan üç yeni ilacın, yakın dönemde Candida auris enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılabileceği belirtiliyor.