Haber Detayı

TES değil pes
Melike güler kadan aydinlik.com.tr
15/09/2025 00:00 (3 ay önce)

TES değil pes

TES değil pes

Orta Vadeli Program ile beraber TES’ler; BES’ler yine gündemimize girerek tartışma yarattı.

Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: ‘emekliye ek maaş geliyor’ diye pazarlanan bu sistem; hükümetin dev bir ‘tasarruf’ fonu oluşturma ihtiyacı ve yine kamusal sosyal güvenlik sistemini hedef almaktan başka bir şey değil. *** Saldırı yeni de değil. 2026-2028 OVP’sinde yer alan “Otomatik Katılım Sistemi’nin işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacaktır.” ifadeleri, 2025-2027 OVP’sinde de yer alıyordu. *** Berraklaşmak adına inceleyelim: BES: 45 yaş altı çalışanların otomatik katıldı­ğı, maaşlardan kesinti yapılan bireysel emeklilik sistemi.

İstediğinizde vazgeçip sistemden çıkabilirsiniz.

BES şirketleri üzerinden ilerliyor.

İster toplu para alırsınız; ister emekli maaşı olarak.

TES: Hem çalışanın hem işverenin yüzde 3 katkı yaptığı, SGK’dan bağımsız bir ikinci ba­samak zorunlu emeklilik sis­temi olarak planlanıyor.

Çıkış neredeyse imkansız görünüyor.

Devlet kontrolünde ilerleyeceği öngörülüyor.

SGK maaşına eklenecek.

İkisi de bir kamusal sorumluluk alanı olan sosyal güvenlik sistemine saldırının farklı enstrümanları. *** Dünya genelinde üç basamak emeklilik sistemi var.

Birincisi, çalışanların devlete prim ödeyerek gerekli şart ve koşulları yerine getirdiklerinde devletin onlara sunduğu emeklilik sistemi.

Bizdeki geleneksel emeklilik modeli.

İkincisi TES, üçüncüsü de BES.

Bizde TES yoktu, getirilmeye çalışılıyor.

Peki bu neden bu kadar tartışma yaratıyor ve sosyal politikacılar tarafından bir saldırı olarak nitelendiriliyor?

Çünkü Türkiye’de ciddi bir kapsayıcılık ve kayıt dışılık söz konusu.

Türkiye’de halihazırda kayıt dışılık çok yüksek ve 65 milyon çalışabilir nüfusun yalnızca 3’te 1’i kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda (DİSK-AR).

Bu da demek ki birçok kişi emeklilik primi ödeyemiyor, sosyal güvenlik sistemine dahil olamıyor.

Öte yandan gelir adaletsizliği düşünüldüğünde asgari ücret ve seviyesinde ücretlerle çalışan milyonların prim katkısına bağlı olarak emekli aylıkları da onlara yeterli bir refah sunacak düzeye erişmiyor.

Ama yine de bu yapısal sorunlara karşı, en azından temel bir gelir sağlayarak bu kişilerin tamamen yoksulluğa düşmesini engelleyebilecek bir enstrüman olarak karşımıza çıkıyor. *** TES ve BES’in yani ikinci ve üçüncü basamak emeklilik sistemlerinin artırılmak istenmesi ise birinci basamak üzerinde doğrudan ve dolaylı etkiler yaratıyor.

İlki, TES ve BES teşvikleri karşısında birinci basamağın zayıflaması ve temel emeklilik gelirinin daha da düşmesi.

Bu durumda, şüphesiz düşük gelirli bireyler yeterince katkı yapamadıkları için BES ve TES’ten faydalanamaz ve emekli yoksulluğu yaratır.

İkincisi devlet, sosyal güvenlik sistemindeki mali yükü azaltmak için bireyleri BES ve TES gibi özel sistemlere yönlendirirse; “asgari düzeyde” temel emeklilik sağlamış olur.

Bu da vatandaşa şunu söylemektir: “Daha fazlasını istiyorsan sisteme katıl.” O zaman ne olur?

Sistemin adaleti daha fazla tehlikeye girer.

Zengine daha fazla emeklilik, yoksula boş tencere.

İlgili Sitenin Haberleri