Haber Detayı

TBMM’de yaptırılamayan, halk kışkırtılarak mı yapılacak?
Yazarlar cumhuriyet.com.tr
31/12/2025 04:00 (2 saat önce)

TBMM’de yaptırılamayan, halk kışkırtılarak mı yapılacak?

2025’in son yazısı daha farklı olsun isterdim ama bir gazetecinin halka sorumlu olduğu gerçeğini hiç unutmadığım için, ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda yine endişe duyduğum bir konuda yazıyorum.

2025’in son yazısı daha farklı olsun isterdim ama bir gazetecinin halka sorumlu olduğu gerçeğini hiç unutmadığım için, ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda yine endişe duyduğum bir konuda yazıyorum.

DEM Parti öncülüğündeki Demokratik Toplum Platformu, PKK terör örgütünün elebaşı Öcalan ’a özgürlük talebiyle 4 Ocak Pazar günü Diyarbakır’da miting yapacağını duyurdu.

Açıklanan konuşmacılar şöyle: - Leyla Zana - Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar - PKK/KCK bağlantılı kadın yapılanması Özgür Kadınlar Hareketi adına Ayla Akat Ata - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan - 1991’de Bakırköy’deki Çetinkaya mağazasına PKK tarafından düzenlenen ve 12 vatandaşımızın can verdiği terör saldırısından hüküm giyen ancak bu yıl tahliye edilen Çetin Arkaş - “Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılan ve geçen yaz şartlı tahliye edilen Veysi Aktaş .

MHP lideri Bahçeli ’nin, “CHP’nin bugüne kadar 75 miting yaptığı bir ortamda DEM Parti’nin miting yapması mesele yapılacak bir husus değildir.

Hiçbir mahzurlu yanı yoktur” diyerek geçit verdiği toplantı budur!

Anlaşılıyor ki “Öcalan için umut hakkı” , halkı kışkırtma yoluyla sağlanmak isteniyor!

YURTSEVERLERE ÇAĞRI!

Bu tehlike karşısında altı yurttaş, anayasal düzeni savunmak için harekete geçti.

Avukatlar İsmail Çevik, İsmail Sami Çakmak ve Selçuk Ulusoy , eski YARSAV (Yargıçlar ve Savcılar Birliği) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile öğretmen Seyfeddin Çelik ve eğitimci yazar Suay Karaman , Cumhurbaşkanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na ve Diyarbakır Valiliği’ne planlanan mitinge izin verilmemesi için dilekçe verdi.

Açıkladıkları gerekçeler son derece önemli! 1- PKK terör örgütünü, yıllardır ve halen cezaevinden yöneten, böylece ikinci bir suçu işleyen Öcalan için özgürlük amaçlı toplantı yapmak, terör örgütünü ve Öcalan’ı meşru göstermektir. 2- Terör örgütü propagandası yapmak; suç ve suçluyu övmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, yasalara uymamaya tahrik ve suç için anlaşma suçlarını işlemek demektir. 3- Anayasanın 34, 2911 sayılı yasanın 17-19, 5442 sayılı yasanın 11. maddesi uyarınca, kamu düzenini bozan, suç işlemek için açık ve yakın tehlike oluşturan toplantıların yasaklanması zorunludur. 4- Aksi durum, terör örgütünü halen yöneten Öcalan’a destek veren eylemlere merkezi yönetimin sessiz kalması demektir.

Merkezi yönetimin böyle eylem yapılan bölgelerde yetki ve görev kullanmaması, fiilen ikinci plana düşmesi veya adeta bölgeden çekilmesi demektir. 5- Zamanla eylemler bölgede diğer illere de yayılacaktır.

Onlara da müdahale edilemeyecek, edildiğinde kolluk kuvvetleri ve halk ile eylemciler arasında çatışma riski doğabilecektir. 6- Eylemlere izin verilmesi, devletin terör örgütü ve kurucusu/yöneticisi karşısında geri adım atması, ülke topraklarının bir bölümünde kamu gücünü kullanamaz hale gelmesi demektir! 7- Böyle bir toplantı için Diyarbakır’ın seçilmesi, özel anlam taşımaktadır. 8- TBMM’deki komisyon yoluyla atılamayan adımlar için halk meydanlara çekilmektedir. 9- Öcalan, ülkedeki Kürtlerin temsilcisi değildir.

Bu halkımızın bir kesimine çok ağır bir hakaret ve aşağılama demektir.

Öcalan, terör örgütünün temsilcisidir. 10- Terör örgütü yöneticisinin özgürlüğü için yapılacak eylemlere hukuk devletlerinde kayıtsız kalınamaz.

NET TAVIR ALMALI!

Çağrı sahipleri, bu gerekçeler doğrultusunda her yurtseverin CİMER üzerinden Diyarbakır’daki mitingin yasaklanması için başvurabileceğini belirtiyor. 4 Ocak öncesinde tüm ilgili kurumlar, siyasi partiler, hukukçular ve Barolar Birliği de açıklama yapmak ve hukuksal gerçekleri ortaya koymak zorundadır!

Bugün böylesine yıkıcı bir girişim karşısında susanların, yarın ülkenin geleceği ve hukuk devleti konusunda söylediklerine güven duyulmaz.

Gün susma günü değildir!

İlgili Sitenin Haberleri