Haber Detayı

Bilim Gaziantep'in kafeinsiz kahvesini araştırıyor
Gastroda odatv.com
30/12/2025 13:47 (3 saat önce)

Bilim Gaziantep'in kafeinsiz kahvesini araştırıyor

Yabani fıstık ağacının meyvesinden yapılan menengiç kahvesi, Gaziantep’te Neolitik Çağ’dan bugüne uzanan bir şifa geleneği olarak kabul ediliyor. Kafeinsiz, besleyici ve Avrupa Birliği tarafından tescillenmiş bu kadim lezzet, modern bilimin de radarında.

Gaziantep’te sonbaharın sert soğuğu kendini hissettirdiğinde, insanı en hızlı ısıtan şey yalnızca odun sobası değil; yüzyıllardır bu topraklarda kaynayan bir fincan menengiç kahvesidir.

Gaziantep'te yabani fıstık ağaçlarının meyvesinden elde edilen menengiç kahvesi, hafızanın, şifanın ve kolektif kültürün ta kendisidir.BBC’nin haberine göre 1635 yılında kurulan ve dünyanın en eski kahvehaneleri arasında gösterilen Tahmis Kahvesi, bu geleneğin yaşayan merkezlerinden biri.

Renkli vitraylardan süzülen ışık altında, geometrik motifli fincanlardan yudumlanan içecekler arasında klasik Türk kahvesi de var; fakat mekanın asıl alametifarikası, kafeinsiz, besin değeri yüksek ve aslında “kahve” bile olmayan menengiç kahvesi.Menengiç, terebinth (Pistacia terebinthus) ağacının –yani yabani fıstığın– kavrulup öğütülen meyvesinden hazırlanıyor.

Hafif acımsı, yoğun fındıksı aroması ve sütle birleştiğinde ortaya çıkan kremamsı dokusuyla, damakta kalıcı bir tat bırakıyor.SOFRADAN ŞİFA KÜLTÜRÜNEGaziantepli gastronomi uzmanı Filiz Hösükoğlu, menengiçle kurulan bu özel ilişkiyi şöyle anlatıyor:“Çocukken kışın öksürüğüm olduğunda ailem hemen menengiç yapardı.

Toplanıp sohbet edeceğimiz zaman çay ya da Türk kahvesi içilir; ama biri hastaysa menengiç ikram edilir.”Gaziantep çarşılarında dolaşırken bu geleneğin ne kadar çok canlı olduğunu görmek mümkün.

Taş sokaklara taşan sepetlerde mavi-yeşil menengiç taneleri, dükkanlardan yükselen öğütme sesleriyle birlikte şehrin fon müziğini oluşturuyor.Menengiç, modern tıpta hala yeterince araştırılmamış olsa da, bilimsel çalışmalar terebinth meyvesinin protein, mineral ve sağlıklı yağlar açısından zengin olduğunu gösteriyor.

Antioksidan ve anti-enflamatuvar etkilerine dair ön bulgular, içeceğin yüzyıllardır “kış toniği” olarak görülmesini kısmen de olsa destekliyor.Henüz geniş ölçekli klinik çalışmalar yok; ancak geleneksel bilgiyle modern bilimin yavaş yavaş kesiştiği bir noktadayız.NEOLİTİK ÇAĞA UZANAN İZLERMenengiç kahvesinin kökenleri yazılı belgelerden çok sözlü hafızaya dayanıyor.

Rivayete göre, 17. yüzyılda Gaziantep’ten geçen Osmanlı Sultanı IV.

Mehmet bu içeceği tatmış; Tahmis Kahvesi’nin önündeki tabelalar da bunu hatırlatıyor.Daha da geriye gidersek, arkeobotanik bulgular hikayeyi 12 bin yıl öncesine, Göbekli Tepe’ye taşıyor.

UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu Neolitik alanda, yabani fıstık kalıntılarına rastlanmış durumda.

Araştırmacılar, bölgenin o dönemde bugünkünden çok daha ormanlık olduğunu ve avcı-toplayıcı toplulukların bu ağaçlardan faydalandığını düşünüyor.Göbekli Tepe’de bulunan binlerce öğütme taşı, menengiç benzeri meyvelerin ezilerek macun ya da içecek formuna getirildiğine işaret ediyor.

Bugün Gaziantep çarşılarında satılan menengiç ezmeleriyle bu taşlar arasında binlerce yıllık bir süreklilik hissediliyor.Odatv.com

İlgili Sitenin Haberleri