Haber Detayı

Jane Austen’ın 250. doğum yılı lezzetleri I A. Nedim Atilla yazdı
Gastroda odatv.com
30/12/2025 08:01 (3 saat önce)

Jane Austen’ın 250. doğum yılı lezzetleri I A. Nedim Atilla yazdı

Jane Austen’ın 250. doğum yılında dünya yalnızca romanlarını değil, Regency dönemi çaylarını, balolarını ve sofralarını da yeniden kurdu. Austen’ı okumak kadar tatmak da mümkün mü?

Bitirmek üzere olduğumuz 2025 yılı, İngiliz edebiyatının en ikonik isimlerinden Jane Austen’ın 250. doğum yıldönümüyle edebiyat severler için unutulmaz bir yıl oldu. 16 Aralık 1775’te Hampshire’ın Steventon köyünde doğan Austen, yalnızca altı romanla dünya edebiyatına damga vurmuş bir yazar.Gurur ve Önyargı (Pride and Prejudice), Akıl ve Tutku (Sense and Sensibility), Emma, Mansfield Park, Northanger Abbey ve İkna (Persuasion) gibi eserleri, Regency* dönemi İngiltere’sinin sosyal yapısını, evlilik kurumunu, sınıf farklarını ve kadınların iç dünyasını keskin bir ironiyle işleyen Austen, bugün hâlâ milyonlarca okuyucuyu etkilemeye devam ediyor.2025 yılı boyunca dünya çapında düzenlenen kutlamalar, Austen’ın mirasını yeniden keşfetme fırsatı sundu.

İngiltere’den Amerika’ya, hatta Fransa’ya kadar uzanan etkinlikler, kostümlü balolardan sergilere, sanal partilerden akademik konferanslara kadar çeşitlilik gösterdi.

Bu kutlamalar, Austen’ın eserlerinin zamansızlığını ve modern uyarlamaların gücünü bir kez daha kanıtladı.Kutlamaların merkezi elbette Austen’ın yaşadığı yerler oldu.

Jane Austen’s House müzesi (Chawton, Hampshire), yıl boyunca özel festivallere ev sahipliği yaptı.

Ocak’ta Gurur ve Önyargı Festivali’yle başlayan etkinlikler, Mayıs’ta Akıl ve Tutku, Temmuz’da Emma, Eylül’de İkna temalı festivallerle devam etti.

Aralık ayı ise doğum günü haftasıyla zirveye ulaştı: Mum ışığında ev turları, müzik performansları ve sanal doğum günü partisi düzenlendi.

Müze direktörü Lizzie Dunford, yılı “kahkaha, aşk ve ilham dolu” olarak tanımladı.Bath şehri, Austen’ın beş yıl yaşadığı ve romanlarına ilham veren yer olarak öne çıktı.

Jane Austen Festivali, Eylül’de Grand Regency Costumed Promenade ile başladı ve Aralık’ta Yuletide Birthday Ball ile sona erdi.

Yüzlerce katılımcı Regency dönemi kostümleriyle sokaklarda yürüdü, balolarda dans etti.Winchester Katedrali’nde özel ayinler düzenlendi, Austen’ın mezarı ziyaret edildi.

Hatta yıl içinde yeni bir Jane Austen heykeli restore edilip yeniden açıldı.

Hampshire genelinde yürüyüş turları, tiyatro gösterileri ve sergiler Austen hayranlarını (onlara kısaca Janeites denir) bir araya getirdi.Kutlamalar İngiltere’yle sınırlı kalmadı.

Amerika’da Jane Austen Society of North America (JASNA), Baltimore’da büyük bir konferans düzenledi; konuşmalar, kostümlü etkinlikler ve pastane yarışmalarıyla dolu bir yıl geçirdi.

New York’taki Morgan Library & Museum, “A Lively Mind: Jane Austen at 250” sergisiyle Austen’ın el yazmalarını ve eserlerini sergiledi.Fransa’da Paris’te kostümlü balolar düzenlendi, Kanada ve Avustralya’daki bölgesel gruplar yerel etkinlikler organize etti.

Yeni kitaplar yayımlandı: Rebecca Romney’nin “Jane Austen’s Bookshelf” gibi eserler Austen’ın etkilerini inceledi.

Vintage Yayınevi, romanlarını ünlü yazarların önsözleriyle yeniden bastı.Austen’ın eserleri sinema ve TV’de de anıldı. 1995’in ikonik uyarlamaları (Colin Firth’li Gurur ve Önyargı, Emma Thompson’lu Akıl ve Tutku) özel sergilerde kutlandı.Aslında Jane Austen, sınırlı bir hayat yaşamıştı.

Hiç evlenmedi, büyük seyahatler yapmadı, ama keskin gözlemleriyle kadınların toplumsal baskılar altındaki mücadelesini anlattı.

Romanları, sadece romantizm değil, aynı zamanda eleştiri içerir.

Evlilik bir aşk hikayesi kadar ekonomik bir zorunluluktur.

Bugün bile feminist okumalara ilham verir; karakterleri güçlü, zeki ve bağımsızdır.2025’in kutlamaları, Austen’ın neden hâlâ okunduğunu gösterdi aslında.

İnsan doğasını, ilişkileri ve toplumun ikiyüzlülüğünü ustalıkla yansıttı.

Yıl bitse de Austen’ın dünyası yaşamaya devam edecek.

Belki de en güzel kutlama, bir Austen romanı açıp yeniden okumak olacak.“Bir kadının hayal gücü çok hızlıdır; hayranlıktan aşka, aşktan evliliğe bir anda geçer.” 2025 yılı, gerçekten de edebiyat dünyasında Jane Austen’ın yılı olarak tarihe geçti.

Bu eşsiz yazarın 250. doğum yıldönümü, dünya çapında muhteşem kutlamalarla anıldı.

Romanlarıyla milyonları büyüleyen Austen, Regency dönemi toplumunu keskin ironiyle anlatan eserleriyle hâlâ güncelliğini koruyor.

Yıl boyunca düzenlenen etkinlikler, onun mirasını yeniden keşfetmemizi sağladı ve sözleri, 250 yıl sonra bile taze, etkileyici ve ilham verici kaldı.JANE AUSTEN’IN 250.

DOĞUM YILI KUTLAMALARINDA REGENCY DÖNEMİ LEZZETLERİ2025, Jane Austen’ın 250. doğum yıldönümüyle edebiyat dünyasını sararken, kutlamalar sadece balolar, sergiler ve konferanslarla sınırlı kalmadı.

Gastronomi de bu yılın vazgeçilmez bir parçası oldu.

Regency dönemi İngiltere’sinin zarif çay partileri, aile tarifleri ve Austen’ın romanlarında bahsedilen yemekler, etkinliklerde yeniden hayat buldu.

Hayranlar (Janeites), Austen’ın dünyasını tatmak için özel çay partileri, temalı yemekler ve hatta evde uygulanabilir tariflerle yılı lezzet dolu geçirdi.Austen’ın romanlarında yemek, sosyal ilişkilerin ve sınıf farklarının bir yansımasıdır.

Gurur ve Önyargı’daki Pemberley piknikleri, Emma’daki çay sohbetleri veya İkna’daki Noel yemekleri, dönemin gastronomisini gözler önüne serer. 2025 kutlamaları, bu sahneleri gerçek hayata taşıdı.

Sandviçler, kraliçe kekleri ve özel çay karışımlarıyla dolu masalar kuruldu.Jane Austen’in evi (Chawton) ve çevresi, gastronomi açısından zengin etkinliklere ev sahipliği yaptı.

Müze, yıl boyunca özel çay serileri ve yenilikler sundu; örneğin yeni porselen çay takımlarıyla Regency usulü ikindi vakti çay saatleri düzenlendi.

Yakındaki Chawton House’da ise “Pride and Prejudice” temalı çay partileri öne çıktı.

Sandviçler, tatlılar ve Austen’ın yaşadığı evin bahçelerinde yürüyüşlerle birleşen turlar düzenlendi.

Yürüyüşlere katılanlara “scone” ikram edildi.

Scone, İngiliz mutfağının ikonik bir hamur işi ve özellikle ikindi çayı kültürünün vazgeçilmez bir parçası.

Kökeni İskoçya'ya dayanan bu küçük, yuvarlak veya üçgen şeklindeki tatlı/tuzlu ekmek benzeri ürün, genellikle un, tereyağı, süt, kabartma tozu ve biraz şekerle hazırlanır.

Hafif, kabarık bir dokusu vardır; dışarıdan çıtır, içinden yumuşaktır.Aralık ayında doğum günü kutlamalarında ise özel olarak üretilmiş şampanyalar servis edildi.

Bath, Austen’ın beş yıl yaşadığı ve romanlarına ilham veren şehir olarak gastronomi merkeziydi.

Pump Room’da “Tea with Jane Austen” etkinlikleri, 250. yıla özel menülerle kutlandı.Yerel restoranlar, “Darcy Daiquiri” gibi Austen esinli içecekler ve özel çaylar sundu.Kutlamalar İngiltere’yle sınırlı kalmadı.

Jane Austen Society of North America (JASNA), Austen ailesi ve Regency tariflerini modern mutfaklara uyarlanmış koleksiyonla paylaştı.

Hayranlar, doğum günü için özel yemekler hazırladı: Fırında istiridyeli kuzu but, hindi, plum cake ve mince pies gibi.

Plum cake, İngiliz mutfağının geleneksel bir zengin meyveli keki olup, özellikle Noel ve kış aylarında popülerdir.

Adına rağmen günümüzde genellikle erik (plum) içermez! “Plum” kelimesi eski İngilizcede kuru üzüm (raisins), kuş üzümü (currants) ve diğer kuru meyveler için kullanılan genel bir terimdi.

Bu yüzden plum cake, bol miktarda kuru meyve, kuruyemiş, baharat ve bazen alkolle (rom veya brendi) zenginleştirilmiş yoğun, nemli bir meyveli kektir.

Austen'ın yaşadığı dönemde, kuru meyveler alkolle marine edilir, kek haftalarca olgunlaştırılırdı.

Zengin ailelerin Noel sofralarının yıldızıydı.

Victoria dönemde ise marzipan ve fondan kaplama eklenerek bugünkü Christmas Kekine dönüştü.Mince pies, İngiliz mutfağının geleneksel bir Noel tatlısı… Küçük, yuvarlak veya yıldız kapaklı tartlar.

İçleri mincemeat (kıyılmış et karışımı) adlı zengin bir dolguyla doldurulur.

Adı yanıltıcı olabilir çünkü günümüzdeki mince pies'lerde genellikle et bulunmaz!

Bunun yerine kuru meyveler, baharatlar, şeker ve bazen brendi veya romla hazırlanmış tatlı bir karışım kullanılır.

Mince pies’in kökeni Orta Çağ’a hatta Haçlı Seferleri’ne kadar uzanır.

O dönemde gerçekten kıyılmış et (sığır veya kuzu), kuru meyveler ve baharatlarla yapılır, İsa'nın beşiğini simgeleyen dikdörtgen şekilliydi.

Jane Austen'ın yaşadığı ve Victoria döneminde et yavaş yavaş azaltıldı, bugün tamamen vejetaryen hale geldi.

Austen dönemi Noel kutlamalarında mince pies vazgeçilmezdi – zengin baharatları lüksü temsil ederdi.Austin anısına, Texas’ta bile çay partileri ve beyaz fil hediye değişimiyle dolu kutlamalar yapıldı.

Özel çay karışımları da yıl boyunca popülerdi: “Pride and Peppermint”, “Sense and Senchability” veya “Jane Austen’s Black Tea Blend” gibi ürünler, hayranları Austen’ın dünyasına davet etti.NEDEN GASTRONOMİ BU KADAR ÖNEMLİ?Jane Austen’ın hayatı sade olsa da yemekler romanlarında sosyal dinamikleri anlatır.

Çay saati, sohbetlerin ve flörtlerin merkeziydi; evlilikler bazen ekonomik bir “yemek masası” anlaşması gibiydi. 2025’teki etkinlikler, bu lezzetleri yeniden keşfetmeyi sağladı.

JASNA’nın tarif koleksiyonu veya Bath’in temalı çayları, Austen’ı sadece okumak değil, tatmak fırsatı verdi.

Yıl bitiyor olsa da bir fincan çay ve bir parça queen cake ile Austen’ın dünyasını evde yaşatmak mümkün.

Austen’ın dediği gibi: “İyi bir yemek, iyi bir sohbet kadar keyifli olabilir.”2025, Jane Austen’ın lezzet dolu yılı olarak da hatırlanacak.Gelelim şimdi lezzetli ayrıntılara…Bir yıl boyunca Bath sokakları Regency dönemi kıyafetleriyle dolup taştı.

O dönem kıyafetleri içinde gezen ziyaretçiler arasında kendinizi modern çağdan bir yabancı gibi hissedebilirdiniz.

İşte tam bu atmosferde, Queen Square’deki yenilenmiş Francis Hotel’in restoranı Emberwood, et severler için adeta bir tiyatro sahnesi sunuyordu.

Ünlü yemek eleştirmeni William Sitwell’in gözünden 4/5 puan alan Emberwood, restoranın kalbi olan devasa ızgara ile dikkat çekiyordu.Restoranın girişinde geniş mermer bir bar sizi karşılıyor; usta barmenlerin hazırladığı nefis bir Negroni ile duraklamamak elde değil.

Ardından zarif yemek salonuna geçiyorsunuz – büyük mermer masalar, rahat banket koltuklar ve o muhteşem ızgara manzarası.Kömürde pişirilmiş Cornish scallops (deniz tarağı), kabuklarında ızgaraya atılıp sarımsaklı tereyağı ve limonlu gremolata ile servis ediliyor – tam bir lezzet patlaması!

Yanında burnt-leek (yanık pırasa) çorbası gibi daha hafif seçenekler de var, ama asıl yıldız etler.Menü, ızgaranın başrolde olduğu bir şölen vaat ediyor her zaman.

Başlangıçlar arasında istiridyeler veya taraklar, üzerine serpilmiş lardo (kürlenmiş domuz sırt yağı) ve baharatlı ketçap ile geliyor, (bunu anlamıyorum! saf lezzeti neden gölgeliyorsunuz?)  İstiridyeyi denizden çıktığı haliyle benim gibi sevenler için iyi tercih olmuyor!Austen dönemi yemeklerinin yapıldığı bir başka lokanta ise The Chequers… Ben bir kez gittim çok memnun kaldık.

Michelin Guide yer alıyor ama asla fiyatları uçuk değil.JANE AUSTEN’IN SOFRASIAusten’ın romanları, aşk ve toplum eleştirisiyle dolu olsa da yemek sahneleri karakterlerin sosyal statüsünü, misafirperverliğini ve hatta ahlakını yansıtan ince detaylarla zenginleşir.

Austen, yemekleri doğrudan betimlemese de Pride and Prejudice’teki beyaz çorba (white soup), Emma’daki rout cakes veya Mansfield Park’teki gruel gibi unsurlar, Regency dönemi (1811-1820) İngiltere mutfağının bir aynasıdır.Bu dönem gastronomisi, Fransız etkileriyle şekillenmiş, mevsimsel ve taze malzemelere dayalı, ama şeker ve baharatların pahalı olduğu bir mutfaktı.O zamanlarda da İngiltere’de yemekler sosyal sınıfa göre değişirdi.

Orta ve üst sınıf ailelerde ana yemek (dinner) öğleden sonra 3-7 arası yenirdi; kahvaltı hafif, akşam yemeği (supper) ise balolarda geç saatlerde olurdu.

Zengin evlerde iki kurs (course) servis edilirdi: İlkinde çorbalar, balık ve haşlamalar; ikincisinde kızartmalar, tatlılar.

Masada tatlı-tuzlu karışık sunulur, ev sahibi etleri keser, beyler bayanlara ikram ederdi.Öğleden sonra çayı (afternoon tea), Austen’ın döneminde henüz Victoria kadar popüler değildi ama hafif atıştırmalıklarla sosyal bir ritüeldi.Şimdi tipik lezzetler ve Austen’dan öneriler sunalım.White Soup (Beyaz Çorba), Netherfield Balosu kitabında bahsedilen, dana eti, badem ve krema ile yapılan zengin bir çorba.

Balo menülerinin vazgeçilmezi.Negus, şarap, sıcak su, limon ve baharatla yapılan sıcak punch.

Balolarda servis edilir, Fanny Price’ı bile heyecanlandırırdı.Syllabub, şarap veya şeri ile çırpılmış krema tatlısı, köpüklü ve hafif alkollü.

Austen’ın gençlik yazılarında sık geçer.Rout Cakes, Emma’daki küçük kurabiyeler, balo ve partilerde ikram edilir.Diğer favoriler ise şöyle anlatılabilir.

Kızartılmış geyik eti (venison), haşlanmış yumurta, gruel (hasta çorbası, Mr.

Woodhouse’un tercihi), kuşkonmaz, çilek ve çeşitli elmalar…AUSTEN DÖNEMİ TATLILARIJane Austen’ın yaşadığı Regency dönemi, tatlılar açısından oldukça zengin ve sofistike bir dönemdi.

Şekerin giderek ucuzlaması sayesinde, orta ve üst sınıf evlerde tatlılar yemeklerin vazgeçilmez bir parçası haline geldi.

Özellikle akşam yemeklerinden sonra servis edilen “dessert course” (tatlı tabağı), meyveler, jöleler, kremalar ve dondurmalarla dolu muhteşem sofralarla ünlüydü.

Austen’ın romanlarında ve mektuplarında bahsedilen bu lezzetler, sosyal statüyü ve konukseverliği yansıtırdı.Korunmuş Meyveler (Preserved Fruits)… Dönemin en popüler tatlı unsurlarından biri, meyvelerin şeker şerbetinde veya brendi içinde korunmasıydı.

Erik, kayısı, şeftali, armut gibi meyveler “wet preserves” (ıslak korunmuş) olarak ağır şerbetlerde saklanır, bazen küf oluşsa bile üstü kazınıp yenirdi! “Dry preserves” ise şekerle kaplanarak kurutulur, candied fruits (şekerlenmiş meyveler) haline getirilirdi.

Portakal ve limon kabukları da sıkça şekerlenir, pralin benzeri tatlılar yapılırdı.

Bu meyveler, sofralarda piramit şeklinde dizilir, görkemli bir sunum oluştururdu.Kuruyemişler, fındık, badem, ceviz ve antep fıstığı gibi kuruyemişler, tatlı sofralarının temel taşlarındandı.

Çoğu zaman şekerle kaplanarak pralin yapılır, karamelize edilirdi.

Badem ve fındık, keklere ve pudinglere katılmakla kalmayıp, tek başına da ikram edilirdi.

Austen ailesinin tariflerinde sıkça görülen currants (kuş üzümü) ve badem, queen cakes gibi küçük keklerde kullanılırdı.Renkli ve titreyen jöleler, Regency tatlılarının yıldızıydı.

Hartshorn (geyik boynuzu) veya jelatinle yapılan jöleler, portakal, kızılcık, limon veya barberry (kızamık üzümü) aromalı olurdu.

Kalıplarda şekillendirilir, sofrada cam gibi parıldardı.

Flummery adlı hafif jöle benzeri tatlılar da popülerdi; süt, yumurta ve aromalarla hazırlanırdı.

Blancmange ise badem sütüyle yapılan kremamsı bir jöle-puding karışımıydı – bugün bile tarihi tariflerle yeniden yapılıyor.Dondurma ise zenginler için gerçek bir lüks idi.

Buz evlerinden (ice houses) getirilen buzlarla hazırlanan dondurmalar, pahalı ve emek yoğun bir tatlıydı.

Gunter’s, Austen döneminde moda olan yerdi; gençler burada antep fıstıklı, çikolatalı, parmesanlı veya badem aromalı dondurmalar yer, hatta meydanda arabalarında oturarak flört ederlerdi.

Frederick Nutt’un 1789 tarif kitabında 30’dan fazla dondurma çeşidi var: Ananas, çilek, bergamot gibi egzotik tatlar.

Austen’ın mektuplarında dondurmadan bahsetmesi, bu lüksün aile için özel bir ikram olduğunu gösteriyor.Bu tatlılar, sadece lezzet değil, aynı zamanda ev sahibinin zenginliğini ve zevkini sergilerdi.

Austen’ın dünyasında bir çay saati veya akşam yemeği sonrası tatlılar, sohbetlerin ve sosyal etkileşimlerin merkeziydi.Regency Dönemi* İngiltere tarihinde önemli bir kültürel ve sosyal dönemi ifade eder.

Resmi olarak 1811-1820 yılları arasını kapsar.

Bu dönemde Kral III.

George’un akıl hastalığı nedeniyle tahttan uzaklaşması üzerine, oğlu Galler Prensi (sonradan IV.

George) “Prens Naip” (Prince Regent) olarak ülkeyi yönetmiştir.

Dönemin adı buradan gelir: “Regency” kelimesi “naip lik” veya “vekâlet” anlamına gelir.

Ancak kültürel ve sosyal bağlamda Regency Dönemi daha geniş tutulur: Genellikle 1795-1837 yılları arası olarak kabul edilir.

Bu, Georgian Dönemi’nin (1714-1837) son kısmını içerir ve Kraliçe Victoria’nın tahta çıktığı 1837’ye kadar uzanır.

Bridgerton gibi diziler veya Jane Austen romanları bu geniş dönemi yansıtır.Öte yandan Regency, zarafet, romantizm ve sosyal değişimin simgesidir… Modada kadınlarda yüksek bel (empire line) elbiseler, hafif kumaşlar, uzun eldivenler ve şapkalar hâkim.

Erkeklerde frak, kravat ve pantolonlar popüler.

Sosyal hayatta kostümlü balolar, danslar (vals yeni popüler), çay partileri ve sezon (London Season) etkinlikleri.

Jane Austen’ın romanları bu dönemin en güzel yansımasıdır.

Dönem, Napolyon Savaşları, sanayi devrimi ve sosyal eşitsizliklerle çalkantılı olsa da üst sınıfın lüks ve incelik dolu hayatıyla hatırlanır.Yemek Kültürü Araştırmacısı ve Yazarı A.

Nedim AtillaOdatv.com 

İlgili Sitenin Haberleri