Haber Detayı

2025’te Çin–ABD hattında tarifeler ve ekonomi merkezli gerilimler öne çıktı
Dünya ekonomim.com
29/12/2025 15:54 (3 saat önce)

2025’te Çin–ABD hattında tarifeler ve ekonomi merkezli gerilimler öne çıktı

ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminde gümrük vergileriyle başlayan restleşme, Pekin’in kritik maden hamleleriyle birleşerek küresel dengeleri sarstı. Yıl boyunca müzakereler sürse de kalıcı çözüm sağlanamadı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminde gümrük vergilerini artırmasıyla başlayan ticaret restleşmesi, Çin’in kritik madenlerde kontrol hamleleriyle birleşerek küresel dengeleri sarstı.

Ticaret savaşının fitilini ateşleyen tarifeler 2025’in başında ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı ek gümrük vergileri, Çin ile Washington arasındaki ilişkileri hızla gerdi.

Bu karar, yalnızca iki ülke arasındaki ticari dengeleri değil, küresel piyasalardaki beklentileri de doğrudan etkiledi.

Pekin’in misillemesiyle karşılıklı oranlar yüzde 145 ve yüzde 125 seviyelerine kadar çıktı.

Böylece iki tarafın ekonomik restleşmesi, yıl boyunca uluslararası gündemin en kritik başlıklarından biri haline geldi.

Tarifelerin yükselmesi, Asya ve Avrupa’daki üretim zincirlerini de baskı altına aldı.

Küresel şirketler yeni maliyet hesapları yapmak zorunda kaldı.

Yatırımcıların güveni sarsıldı ve borsalarda dalgalanmalar yaşandı.

Dünya Ticaret Örgütü sürece müdahil olma çağrısı yaptı.

Tarafların sert söylemleri, diplomatik kanalları ikinci plana itti.

Müzakerelerden çıkan geçici uzlaşma Gerilimin tırmanması üzerine taraflar, Cenevre’den Kuala Lumpur’a uzanan beş ayrı müzakere turunda bir araya geldi.

Görüşmelerde, tarifelerin geçici olarak askıya alınması ve ekonomik sorunların çözümüne dair sınırlı bir mutabakat sağlandı.

Ancak bu uzlaşma, yalnızca kısa vadeli bir nefes alma imkânı sundu.

Tarafların attığı adımlar, piyasaların geçici olarak rahatlamasını sağlasa da, temel anlaşmazlıkların çözülmediği gerçeği uluslararası kamuoyunda sıkça vurgulandı.

Müzakerelerde özellikle teknoloji transferi ve veri güvenliği konuları gündeme geldi.

Avrupa Birliği süreci yakından izlediğini açıkladı.

Tarafların diplomatik heyetlerinde ekonomi uzmanlarının ağırlığı dikkat çekti.

Görüşmelerin ardından açıklanan metinler belirsizlik içerdi.

Uzlaşma, küresel basında “zamana yayılmış kriz” olarak yorumlandı.

Çözümsüz kalan kritik başlıklar Busan’da Trump ile Şi Cinping’in buluşmasında teknoloji kısıtlamaları, nadir toprak elementleri ve denizcilik yaptırımları gibi konular masaya yatırıldı.

Taraflar, bu başlıkları çözmek yerine ertelemeyi tercih etti.

ABD’nin bazı ek tarifeleri düşürmesi ve Çin’in ihracat tedbirlerini ötelemesi tansiyonu geçici olarak azalttı, fakat kalıcı bir çözüm getirmedi.

Bu durum, iki ülke arasındaki ekonomik çekişmenin yalnızca ertelendiğini, köklü bir anlaşmaya varılmadığını gösterdi.

Enerji güvenliği ve lojistik hatları da tartışma konuları arasındaydı.

Çin’in Asya-Pasifik’teki liman yatırımları gündeme geldi.

ABD tarafı, veri güvenliği sorunlarını öne çıkardı.

Tarafların açıklamaları, iç kamuoylarını tatmin etmeye dönük oldu.

Uzmanlar, ertelenen başlıkların ileride daha büyük krizlere yol açabileceğini belirtti.

Washington’un rekabet algısındaki değişim Trump yönetimi, Çin’i ideolojik rakip değil ekonomik rakip olarak konumladı. “Önce Amerika” yaklaşımıyla tarifeleri, yerli üretimi canlandırmanın ve yatırımı ülkeye çekmenin aracı olarak kullandı.

Bu tavır, Biden dönemindeki çok taraflı Asya-Pasifik stratejisinden farklı olarak ikili ilişkilerde karşılıklılık esasına dayandı.

Washington’un bu yeni yaklaşımı, ABD’nin küresel ticaret politikalarında belirgin bir yön değişikliğine işaret etti.

Amerikan kamuoyunda bu politika tartışmalara yol açtı.

Sanayi lobileri Trump’ın yaklaşımını destekledi.

Teknoloji şirketleri ise Çin ile işbirliğinin zayıflamasından endişe duydu.

Kongre’de farklı görüşler dile getirildi.

ABD’nin müttefikleri, yeni stratejinin kendilerini dışladığını hissetti.

Moskova–Pekin hattında stratejik yakınlaşma ABD’nin Rusya ile yakınlaşma siyaseti, Pekin’i Moskova ile bağlarını güçlendirmeye yöneltti.

İkinci Dünya Savaşı’nın 80. yılı kutlamaları kapsamında yapılan karşılıklı ziyaretler, iki ülkenin Batı karşısında stratejik dayanışmasını pekiştirdi.

Liderler, uluslararası düzene bağlılık mesajı verirken aynı zamanda Batı’nın “revizyonist güçler” eleştirilerine karşı ortak duruş sergiledi.

Bu karşılıklı temaslar, Çin ve Rusya’nın küresel dengelerde birbirine daha fazla yaslandığını ortaya koydu.

Kutlamalarda askeri birliklerin gösterileri dikkat çekti.

İki ülke medyası ortak söylemleri öne çıkardı.

Batı basını bu yakınlaşmayı “yeni eksen” olarak tanımladı.

Enerji işbirliği anlaşmaları gündeme geldi.

Pekin ve Moskova, ortak tatbikat planlarını duyurdu.

Çok kutupluluk ve Küresel Güney söylemi Pekin yönetimi, Trump iktidarının yarattığı belirsizliklere karşı “çok kutupluluk” söylemini öne çıkardı.

Tiencin’deki Şanghay İşbirliği Zirvesi’nde Küresel Güney’in sesini artırmaya yönelik mesajlar verildi.

Çin lideri Şi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde iki ülkenin stratejik işbirliğini yeni bir seviyeye taşıma çağrısı yaptı.

Bu söylem, Pekin’in Batı dışındaki ülkelerle dayanışmayı güçlendirme arayışının somut bir göstergesi olarak öne çıktı.

Zirvede enerji, teknoloji ve güvenlik konuları tartışıldı.

Katılımcı ülkeler ortak bildiriler yayımladı.

Küresel Güney’in temsil gücünün artırılması vurgulandı.

Çin, BM reformu çağrısını yineledi.

Türkiye ile yapılan görüşme, bölgesel işbirliği açısından önemsendi.

Japonya ile Tayvan üzerinden gerilim Yılın son aylarında Japonya Başbakanı Takaiçi Sanae’nin Tayvan’a yönelik askeri müdahale ihtimalini gündeme getiren sözleri, Pekin ile Tokyo arasında diplomatik krize dönüştü.

Protesto notaları, seyahat uyarıları ve ithalat yasaklarıyla başlayan süreç, iki ülke ilişkilerinde sert bir kırılmaya işaret etti.

Kriz, yalnızca diplomatik kanallarda değil, ekonomik ve kültürel alanlarda da etkisini göstererek bölgesel dengeleri sarsan bir gelişme haline geldi.

Japon Parlamentosu’ndaki tartışmalar sert geçti.

Çin kamuoyu tepkisini sosyal medyada dile getirdi.

İki ülke arasındaki uçuşların iptali turizmi olumsuz etkiledi.

Kültürel etkinlikler askıya alındı.

Bölgesel güvenlik tartışmaları yeniden alevlendi. 2025, Rusya-Ukrayna müzakerelerinde diplomasi yılı olduDünya  

İlgili Sitenin Haberleri