Haber Detayı
Kelime bulma güçlüğüyle ilgili çarpıcı araştırma
Günlük konuşmada sıkça yaşanan “dilimin ucunda” anları, sanıldığından daha önemli olabilir. Bilim insanlarına göre kelime bulma güçlüğü, beynin yaşlanma sürecine ve bilişsel sağlığa dair erken ipuçları sunuyor.
Konuşma sırasında bir kelimeyi hatırlayamayıp kısa bir duraksama yaşamak birçok kişi için tanıdık bir durum.
Bilim dünyasında “kelime bulma güçlüğü” olarak adlandırılan bu anlık aksaklıkların, beynin nasıl yaşlandığına dair önemli sinyaller taşıdığı belirtiliyor.Uzmanlara göre bu tür dil sürçmeleri, saçlar ağarmadan ya da görme bozulmadan çok önce ortaya çıkabiliyor ve hafıza ağlarında ileride yaşanabilecek sorunların erken habercisi olabiliyor.HERKES YAŞAYABİLİR, AMA SIKLIĞI ÖNEMLİKelime bulma güçlüğü; yorgunluk, stres veya dikkat dağınıklığı gibi durumlarda her yaşta görülebiliyor.
Bunun nedeni, dil üretiminin beynin farklı bölgelerinin eş zamanlı ve uyumlu çalışmasını gerektirmesi.Bu karmaşık sistemde yaşanan küçük bir yavaşlama, kelimenin “dilin ucunda” hissedilmesine yol açabiliyor.
Yaş ilerledikçe bu tür anların artması normal kabul edilirken, ani ve belirgin artışların inme, beyin hasarı veya erken evre demans gibi durumlarla ilişkili olabileceği vurgulanıyor.ALZHEIMER İLE AYNI SİNİR YOLLARIToronto Üniversitesi ve Baycrest Health Sciences bünyesinde yürütülen erken dönem araştırmalar, kelime bulma güçlüğünün Alzheimer hastalığında etkilenen sinir ağlarıyla örtüştüğünü ortaya koyuyor.Araştırmacılar, tekil kelime hatırlama hatalarından ziyade, konuşma hızındaki genel yavaşlamanın bilişsel sağlıkla daha güçlü bir ilişki gösterdiğine dikkat çekiyor.KONUŞMA AKICILIĞI VE YAŞAM SÜRESİYeni bulgular, sözel akıcılığın yalnızca bilişsel sağlıkla değil, yaşam süresiyle de bağlantılı olabileceğini gösteriyor.
Konuşmasını daha akıcı sürdürebilen bireylerin, kelimeleri daha zor bulan yaşıtlarına kıyasla daha uzun yaşadığına dair veriler bulunuyor.Bu nedenle bilim insanları, gündelik konuşmayı analiz ederek beynin durumuna dair ipuçları elde etmeye çalışıyor.KELİME BULMA GÜÇLÜĞÜNE ÜÇ TEORİAraştırmalarda kelime bulma güçlüğünü açıklamak için üç temel yaklaşım öne çıkıyor.
İlkine göre yaşlanan beyin genel olarak yavaşlıyor; tıpkı eski bir bilgisayarın dosyaları daha geç açması gibi.İkinci görüş, dikkati dağıtan düşüncelerin bastırılamamasına odaklanıyor.
Ancak gerçek konuşmalarda çok sayıda yanlış kelime üretimi görülmemesi, bu teorinin tek başına yeterli olmadığını düşündürüyor.Üçüncü ve en güçlü teori ise dil iletimine odaklanıyor.
Bu yaklaşıma göre kavram ile kelimenin ses yapısı arasındaki bağlantı yaşla birlikte zayıflıyor.
Kişi ne söylemek istediğini biliyor, ancak kelimenin sesine ulaşmakta zorlanıyor.RESİM–KELİME DENEYLERİ NE GÖSTERDİ?Bu teorileri test etmek için araştırmacılar “resim–kelime etkileşimi” adı verilen görevler kullanıyor.
Katılımcılara bir nesne resmi gösterilirken, eş zamanlı olarak başka bir kelime sunuluyor.Örneğin bir köpek resmiyle birlikte “kedi” kelimesi gösterildiğinde anlam benzerliği yanıt süresini yavaşlatırken, ses benzerliği olan kelimeler konuşmayı hızlandırabiliyor.
Bu yöntem, serbest konuşmanın karmaşasından uzak şekilde beyin süreçlerini ölçmeyi sağlıyor.125 KİŞİLİK ÇALIŞMANIN SONUÇLARI18 ile 85 yaş arasındaki 125 gönüllünün katıldığı bir çalışmada, katılımcıların tepki süreleri, yürütücü işlev becerileri ve günlük konuşmaları analiz edildi.
Yaşlı katılımcıların anlam benzerliği olan kelimelerle daha fazla zorlandığı, ses ipuçlarından ise daha az fayda sağladığı gözlendi.Ancak günlük konuşma kayıtları incelendiğinde, kelime bulma anlarının değil, genel konuşma hızının bilişsel durumla daha güçlü ilişki gösterdiği ortaya çıktı.YAVAŞLIK, HATADAN DAHA ÖNEMLİTakip eden çalışmalar, sıradan konuşmanın temposunun zihinsel canlılığı yansıttığını doğruladı.
Daha yavaş konuşan bireylerin, planlama ve dikkat gerektiren görevlerde de daha düşük performans gösterdiği belirlendi.Araştırmacılara göre asıl uyarıcı işaret, kelimeyi ararken yapılan kısa duraksamalar değil; doğru kelime bulunduğunda bile cümlelerin genel olarak yavaş ilerlemesi.KLİNİK TAKİPTE YENİ BİR GÖSTERGEUzmanlar artık konuşma hızının, bilişsel kontrollerde tansiyon veya refleks testleri kadar önemli bir gösterge olabileceğini savunuyor.
Milisaniyelik duraklamaları analiz edebilen yazılımlar sayesinde, bilişsel gerileme erken aşamada tespit edilebilecek.Araştırmanın tamamı, Aging, Neuropsychology, and Cognition adlı bilimsel dergide yayımlandı.