Haber Detayı
Sporu bataklıktan kurtarmak için AHLAKİ BARİYER!
İnsanlık tarihi boyunca yeni buluşlar hep iki tarafı keskin bıçak olarak algılanmıştır. Örneğin ateşi bularak hem ısındık hem yangın...
İnsanlık tarihi boyunca yeni buluşlar hep iki tarafı keskin bıçak olarak algılanmıştır.
Örneğin ateşi bularak hem ısındık hem yangın çıkardık.
Atomu parçalayarak enerji ürettik ama aynı zamanda şehirleri haritadan sildik!
Bugün de hiç karşılaşmadığımız kadar büyük tehlikelerle ile karşı karşıyız, bunlardan ilki artık simit tablalarında satılan uyuşturucu, ikincisi laboratuvardan firar eden kontrolsüz yapay zekâ,üçüncüsü sporun tam da kalbine saplanan bir hançer olan, bahis ekonomisi.Geçen yüzyılda dünya nükleer bombaların dehşetini gördükten sonra, bunun karşılığında hemen devasahukuki bentler inşa etmişti.
Çünkü herkes biliyordu ki, kontrolsüz silahlanma kazananı olmayan bir son anlamına geliyordu.
Aynı şekilde kontrolden çıkan bir yapay zekanın verebileceği zararların herkes farkında.
Öyle ya, sizce de zekanın fabrikasyonu insanlığın tamamen iflasının başlangıcı hissini uyandırmıyor mu?Benzer şekilde büyük bir kumarhaneye çevrilen spor sahalarının da devasa bentler örülmediği takdirde bugün yarın cenaze namazının bile kılınmadan gömüleceği aşikâr gözüküyor.
Bir zamanlar “centilmenlik” ve “alın teri” ile anılan spor branşları, artık birer “oran” ve “kupon” malzemesinedönüşmüş durumda.Gazze'de olduğu gibi gelişmiş bombalar nasıl bir şehri yok edebiliyorsa, kontrolden çıkmış olan buaşağılık bahis oyunları da toplumun ahlaki çöküşü ile sportif yapısını içten içe yok etmeye devam ediyor.
Gelinen noktada spor alanları devasa birer kumarhane şubesi gibi çalışıyor.
Bugün toplumun her kesiminin bir sporcuyu “kahraman” olarak değil de “kupon kazandıran ya da kupon yatıran” bir figür olarak görmeye başlaması, bize bu savaşı kaybetmek üzere olduğumuzu göstermekte.
Bu toplumsal çürümeyi durdurmak bir yana, devlet eliyle yasal bahis adı altında bunu özendirerek geliştirmekle, Hollanda’da olduğu gibi bir miktar keyif veren madde tüketimini serbest bırakmak arasında bir fark göremiyorum.
Hele bir de “Nas” orta yerde öylece dururken(!).
Özetle, sporu bu bataklıktan kurtarmak bir tercih değil, artık ahlaki bir zorunluluk haline gelmiştir.KİM MASUM KİM DEĞİL?Masumiyet karinesi bir yana, bu işlere bir şekilde bulaşmış herkesi, her spor branşını, her kurumu, sanatın her kesimini vs. sonuçları ne olursa olsun bu ülkeden kazıyıp atmadıkça çocuklarımıza karşı görevimizi ihmal etmiş hatta onlara ihanet etmiş sayılırız.
Özellikle spor ve sanat dünyasında rol model koltuklarına oturan, ancak kazıyınca hesaplarında milyonlarca lira kayıt dışı para trafiği olan ya da kazıyınca saç diplerinden uyuşturucu kalıntısı çıkan bu tipler sizce de ülkemizi yeterince kirletip, yormadı mı?Bunların üzerine gitmeyi siyasi manevra malzemesi yapmadan bir çırpıda yerle yeksan edemeyenlerin, “dış güçlerle mücadelemiz en üst seviyede devam ediyor, ya da terörün kökünü kazıyacağız” söylemleri inanın artık bana bir ninni gibi geliyor.Yahu siz önce toplumu maniple eden, gençleri zehirleyen, toplumsal ahlakı yerle yeksan eden üç beş tane sözde spor adamını, sanatçıyı, çakma fenomeni, kendisine dahi faydası olmayan medya maymununu, ahlaksız bahisçiyi, haysiyetsiz uyuşturucu baronunu halledin, bu suni gündemleri kullanmak için beslemekten vazgeçin gerisi kendiliğinden gelir.
Kapının önü artık pislikten geçilmiyor!HESAP VAKTİ GELDİ Mİ?Hal böyleyken Türk sporu için “hesap vakti” geldi diyebiliyor muyuz?
Yoksa yine bir illüzyon muizliyoruz, o da meçhul? 25’er milyar borca batmış kulüplerin mali tablosu, profesyonel sporcular içinbirer “vergi cennetine” dönüşen çift kontratlı ödeme sistemleri ve artık birer sır olmaktan çıkan kara para aklama yöntemleri...
Yargı, bu yapısal bataklığın kalbine inebilecek mi?Kulağıma gelen fısıltılar, illegal bahis operasyonlarının sadece bir başlangıç olduğunu, merceğin diğer branşlara da kayacağını söylüyor.
Peki, bu bir temizlik mi yoksa sadece vitrin düzenlemesi mi?
Bugünkimin kapısı çalınacak, hangi kulübün dosyası açılacak bilmiyorum ama bildiğim tek şey var, o da topun yuvarlak, zeminin çok kaygan olduğu!Sizce cin şişeden çıktı mı?
Yoksa hala şişman kadının sahne almasını mı bekliyoruz?
Ne dersiniz!