Hatay’da Sözler Tutuldu...

Betondan Önce Umut, Binalardan Önce İnsan Ayağa Kalktı.Hatay Atatürk Caddesi’nde düzenlenen ve devletin en üst makamlarının katıldığı “455 Bininci Afet Konutu Kura Çekimi, Anahtar Teslimi ve Yapımı Tamamlanan Yatırımların Toplu Açılış Töreni”, yalnızca anahtarların teslim edildiği bir gün değil; yıkıntılar arasından yeniden doğan bir şehrin, tutulan sözlerin ve diri tutulan umudun ilanı oldu.Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Hatay’da verdiği mesajlar, rakamların ötesinde bir hakikate işaret ediyordu: Devlet burada, milletinin yanındaydı.

Bugün 455 bin 357 bağımsız bölüm, hak sahiplerine teslim edilmiş durumda.

Hatay’da ise 153 bin 755 konut ve iş yeri, yeni bir hayatın kapısını araladı.

Her anahtar, sadece bir kapıyı değil; korkuyla kapanmış kalpleri de açtı.Hatay’da Devlet Sözünü Tuttu6 Şubat sabahı Hatay yalnız değildi.

Enkazın başında, çadır kentlerde, geçici barınma alanlarında ve ardından yükselen şantiyelerde devletin gölgesi değil, bizzat kendisi vardı.

Popülist vaatler değil; sabır, emek ve kararlılık vardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle, “emanete ihanet edilmedi.” Hatay’da bu söz, duvarlara, sokaklara ve hayatlara kazındı.Bu büyük yeniden inşa hamlesinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum’un sahayı bizzat takip eden, hız ve kaliteyi birlikte önceleyen kararlı çalışma anlayışı; Hatay’da yükselen her konutta devlet aklının, teknik disiplinin ve sözü tutan bir iradenin somut karşılığı olmuştur.Sahada Bir İsim, Sessiz Bir Güç: Mustafa MasatlıBu büyük yeniden ayağa kalkışın Hatay’daki en önemli mimarlarından biri, Hatay Valisi Sayın Mustafa Masatlı oldu.

Sayın Masatlı, afetin ilk günlerinden itibaren makamda değil, sahada olmayı tercih etti.

Dinleyen, not alan, çözüm üreten bir idare anlayışıyla; yalnızca binaların değil, insanların yükünü de omuzladı.Onun öncülüğünde şekillenen “Afette Masatlı Modeli”, enkazdan çıkışın sadece betonla olmayacağını bilen bir vizyonun adıdır.

Bu model, önce güveni, sonra umudu, ardından hayatı inşa etmeyi hedefledi.Afette Masatlı Modeli: Betondan Önce Kalpleri Onaran Bir YaklaşımHatay’da sadece konutlar yapılmadı.

Hayata tutunmanın yolları da inşa edildi.

Türkiye’nin en büyük yetim öksüz hareketi “Yüreğimizdeki Işık Projesi” ile anne ve babasını kaybeden dokuz bine yakın yetim ve öksüz çocuk, kentte görev yapan Mülki İdare Amirlerine bire bir zimmetlendi.

Buradaki zimmet; hukuki bir kayıt değil, vicdanî bir emanet olarak tanımlandı.Sosyal zimmet modeliyle her bir çocuk; eğitim desteği, sağlık hizmetlerine düzenli erişim ve psikolojik dayanıklılık programları ile yakından takip edildi.

Okul devamlılığından akademik rehberliğe, sağlık kontrollerinden travma sonrası psikososyal desteklere kadar tüm süreçler, zimmetlenen mülki idare amirlerinin doğrudan sorumluluğunda yürütüldü.

Böylece devlet, çocuğun hayatında uzaktan izleyen değil; elini tutan, yol gösteren bir varlık hâline geldi.Bir diğer sosyal vicdan projesi de depremin en sessiz mağdurları olan engelli bireyler için hayata geçirilen “Engelliler Sosyal Girişimcilik Merkezi”, karanlığın ortasında yakılan bir kandil oldu.

Bu merkez, engelli bireylere acıyan değil; onlarla birlikte üreten, birlikte güçlenen bir anlayışın simgesi hâline geldi.Aynı şekilde, kadın kooperatifleri, depremle her şeyini kaybeden ama umudunu kaybetmeyen kadınların yeniden ayağa kalktığı mekânlar oldu.

Bu kooperatiflerde yalnızca ürünler değil; özgüven, dayanışma ve gelecek üretildi.

Kadın emeği, Hatay’ın iyileşme sürecinin sessiz ama en güçlü dayanaklarından biri hâline geldi.

Ayrıca Antakya gastronomi çarşısı ve Hatay kültür sanat çarşısı gibi niş projeleri de unutmamak lazım..Sayın Mustafa Masatlı’nın koordinasyonunda yürütülen onlarca çalışmadan bir kaçı olan bu çalışmalar, afet yönetimini geçici yardımlarla sınırlamayan; insanı onuruyla yaşatmayı esas alan bir kamu yönetimi anlayışını ortaya koydu.Bir Şehir Yeniden DoğarkenYapılan binlerce konutun yanı sıra kentin altyapısı da yenilendi, Asi Nehri’nin temizlenmesi için dev projeler başlatıldı, atık su arıtma tesisleri inşa edildi.

Yıllardır planlanan ama yapılamayan Belen tüneli inşaatı başladı.

Eski meclis binası aslına uygun yeniden yapıldı.

Anadolu’nun ilk camisi olan Habib-i Neccar Camii aslına uygun şekilde yeniden ayağa kaldırıldı.

Hatay, geçmişini kaybetmeden geleceğini kurmaya başladı.Sonuç: Hatay’da Sözler TutulduBugün Hatay’da yükselen her bina, verilen sözlerin tuğlalarla örülmüş hâlidir.

Ama daha önemlisi, yeniden ayağa kalkan insanların gözlerindeki ışıktır.Devlet sözünü tutmuştur.Millet sabrının karşılığını almıştır.Ve Hatay Valisi Mustafa Masatlı vizyonunda oluşan Masatlı Modeli bu sürecin sahadaki vicdanı ve aklı olmuştur.Ez cümle,Hatay bugün sadece sokakları aydınlanan bir şehir değil; her bir hanesinde devletin sıcaklığını, her bir sokağında yarınlara olan inancını taşıyan bir şehirdir.

Söz tutulmuş, Hatay ayağa kalkmıştır.