Haber Detayı

Orta Sınıfı Aysberg mi Sandın?
Engin civan haber3.com
28/12/2025 18:42 (1 saat önce)

Orta Sınıfı Aysberg mi Sandın?

Haber3.com yazarı Engin Civan yazdı: Orta Sınıfı Aysberg mi Sandın?

Orta Sınıfı Aysberg mi Sandın?Cumhuriyetin yüzyıllık eşiği geride kaldı.

Bu yüz yıl boyunca; iyisiyle kötüsüyle, günahıyla sevabıyla bir orta sınıf inşa edildi.Hoş, güzel de...

Şimdilerde o orta sınıfın mürekkep yalamış taifesinden, "orta sınıf eriyor" nidaları yükseliyor.Yapay zekâ çağına geldik ancak Türkiye otobüsü kaçırmış görünüyor.Sanayi Devrimi'ni ıskalamış bir milletin evlatları olarak, şimdi de yapay zekâ devrimini kaçırmak üzereyiz.O kaçan Sanayi Devrimi ki; orta sınıfı, burjuvaziyi ve bu kavramların özünü yaratan asıl milattır.İleride yapay zekâ devrimi, orta sınıf dâhil tüm sosyal katmanları (stratifikasyonu) kökten değiştirecek.O nedenle, "Türkiye’de orta sınıf eriyor" yaygarasının ne kadar altı dolu, ne kadar boş olduğunu; hem teorik hem pratik hem de tarihsel açıdan mercek altına almakta fayda var.Yani sizin anlayacağınız; Amerikalıların deyimiyle o "Where is the beef?" (Biftek nerede?) hâli...Baştan söyleyeyim; üzgünüm, önce teoriden başlayacağım.

Paparazzi değeri yok, o nedenle biraz sıkıcı gelebilir ama teorisi olmayan pratik de çöptür!Efendim diyorlar ki: "Restoranlar, mağazalar dolu, her yer canlı, trafik coşmuş; kriz nerede?

Millette para var!"Cumhuriyetin oluşturduğu orta sınıf omurgasının o "orta kemiği" akademisyenler de sanki Kızılırmak sazanı!..

Hemen bu argümanın üstüne atlıyorlar: "Efendim bu, Veblen’in 'Conspicuous Consumption' (Gösterişçi Tüketim) kuramının ta kendisidir!"Evet; Veblen adında Norveç asıllı Amerikalı bir ekonomist, toplumların davranışları üzerine vaktinde hayli kafa patlatmış.

Yüz yıl önce geliştirdiği teoriler ve tespitler, bugün bile geçerliliğini koruyor.Yani diyorlar ki: "Orta sınıf eriyor ama gösteriş olsun diye hâlâ para harcıyor."Veblen gibi bir düşünürün koca külliyatından sadece bir teoriyi cımbızlayıp, bununla böyle bir analiz yapmaya ne diyelim?Muhalefet mi, yoksa Cumhuriyet değerlerini kendince koruma çabası mı?

Bence en azından "akademik hokkabazlık" diyebiliriz.Veblen; okula gidinceye kadar evde Norveççe konuşan, topluma ömür boyu adapte olamamış ve bu sayede müthiş gözlemler yapmış Amerikalı bir iktisatçı.Ona göre iyi bir iktisatçı olmak için aynı zamanda iyi bir sosyolog olunmalı.

Evet, tüketim üzerine teorileri yerinde ama daha önemli başka teorileri de var.Amerika’da Kurumsal İktisadın kurucusudur Veblen.

Kurumların teknolojiden uzak olanlarının yok edilmesi taraftarı ve teknoloji üreten kurumların desteklenmesini istiyor.Adam sanki Elon Musk’ın "Vahdet-i Vücut" olacağını 100 sene önce kestirmiş.Tüccar, aracı ve esnaf sınıfa tamamen karşı ve yok edilmesi taraftarı.

Yani Veblen sanayi üzerinden ve üretimden zengin olanları gösteriş tüketimiyle suçlarken, radarındaki köhne kurumların da tahrip edilmesini arzular.

Ve de bürokrasinin elimine edilmesini...O nedenle "orta sınıf eriyor" derken Veblen’in sadece bir teorisini torbadan cımbızla çekip örnek göstermek "fair play" olmaz.Bugün geldiğimiz noktada, hem Türkiye’de hem dünyada, dijital kapitalizm yapay zekânın motoruyla süpersonik hızla sefer hâlinde.Sadece gösteriş tüketimi ve uzantısı olan "ruj teorisi" ile yapılan açıklamalar, eriyen orta sınıf muhabbetlerini aşar.

Daha derin ve etraflı bir analiz gerektirir.Bu işler öyle ruj tüketim teorileriyle açıklansaydı, vazelin kremi sürülüp Karacaahmet’te istirahate çekilmişti.Ha bir de son olarak; bugün yaşayan iktisatçıların çoğunluğunun taptığı Keynes’in "paradox of thrift", yani "tasarruf açmazı" teorisi var.

Özünde, aşırı tasarrufun ekonomik büyümeye negatif etki yapacağını iddia ediyor ve aslında gösteriş dâhil her türlü tüketimi teşvik ediyor.Gelelim cennet vatanımıza...Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları; Cumhuriyeti yokluk, fedakârlık ve fakrizaruret içinde, orta sınıfsız kurmuş.

Büyük başarıdır, inkâr eden taş olur.

Fakat her insana devlet kurmak nasip olmaz ve "Cumhuriyet Nasıl Kurulur" başlıklı bir el kitabı da yok.

Dolayısıyla yapılan hatalar da var.Günümüzde en büyük sorunlardan biri, hataları eleştirmenin hâlen tabu olması.

Sonuçta da birçok önemli konunun çıkmaz sokakta park edilmiş olması... (Al sana yapay zekâ çağında ekstra bagaj!)İşte bu bağlamda Cumhuriyet, kendi orta sınıfını oluştururken de bilinçli ve bilinçsiz hatalar yapmıştır.Cumhuriyet’in orta sınıf oluşturmada iki aracı vardır.

Birincisi; emlak ve onun üzerinden emlak rantı.

İkincisi; eğitim eşitliği ve onun üzerinden yaratılan makam rantı.Şimdi iki spesifik örnekle ne demek istediğimi aşağıda anlatmak isterim:Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik’ten çok sevdiği bir çocukluk arkadaşı vardır: Uluç Bey.

Uluç asker değildir fakat iyi eğitim almıştır; Atatürk'ü ilk günden itibaren destekler.

Sonunda Ankara duruma hâkim olup taşlar yerine oturunca, Atatürk de Cumhurbaşkanı olarak kendisine Antalya’da tarımı geliştirmesi için milyonlarca metrekare arazi tahsis eder.Cumhurbaşkanı'nın tek adam olarak bu yetkiyi kullanması normal midir?

Mülkiyet hakları ihlali veya başka etik konulara girmiyorum bile. "Şeyhin kerametinden sual olmaz" misali, "Tek Adam ve Başöğretmen'in illaki bir bildiği vardır" diyor, geçiyorum.İkinci spesifik örnek ise meşhur politikacı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisidir.Kemal Bey; T.C. ile tarih boyu sorunlar yaşamış Dersim/Tunceli vilayetinin fakir bir köy çocuğu olarak doğuyor.

Cumhuriyetin eğitim fırsatlarından yararlanıyor; memur oluyor, müdür oluyor...Sonra Dersimli, eğitimli ve Alevi bir T.C. vatandaşının tercih ettiği o yönteme başvurarak Atatürk'ün kurduğu partiden politikaya giriyor.

Yine Atatürk'ün kurduğu bankaya yönetici oluyor, sonra da bizzat Atatürk'ün oturduğu koltuğa oturuyor.T.C.’nin nasıl bir orta sınıf oluşturduğu konusuna ders kitabı olacak bir profil...Çok başarılı, o kadar başarılı ki kendi evladını yurt dışında yüksek lisans eğitimine bile gönderiyor. (Bu konu, yani orta sınıfın ikinci kuşağının nereye aktığı meselesi, Türkiye’de orta sınıfın turnusol testidir; aşağıda bu topa gireceğim.)Kısacası; İstanbul ve İzmir’de göçlerle, maliye baskılarıyla ve yağmayla bir orta sınıf yaratılırken, Bozkır’da memur kadroları üzerinden ikinci bir katman orta sınıf yaratılmıştır.Üretim Platformunda DuramayanDünyanın geldiği dijital kapitalizmde üretim yapamayanın ayağı kayıyor, sınıfı düşüyor.

Osmanlı Batılı olmaya çalışırken padişahın kızı piyano çalıyordu; şimdi mahalle berberinin kızı da piyano dersi alıyor.İlerledik, Batılı mı olduk yoksa orta sınıf mı eridi?Aynı berber Avrupa’ya tatile gidebiliyor ama Atatürk’ün üzerine titrediği ve Cumhuriyet kurulurken özel ihtimam gösterdiği öğretmen tatile gidemiyor.

Bırak tatili, şöyle bir rakı-balık sofrasına oturup restoran yapamıyor.

Eyvah, orta sınıf eriyor mu?Sevgili okur; hayır, orta sınıf yok olmuyor.

Orta sınıf kabuk değiştiriyor, büyük bir transformasyondan geçiyor.Tatlının Kalitesi Damak Tadındadır!Madem "orta sınıf eriyor" savlamasıyla ortaya çıkıldı, o zaman buzdağının görünmeyen büyük kısmındaki akıntıya dair bir metafor kullanalım.Cumhuriyetin yarattığı orta sınıfın aslında bu Cumhuriyete güveni yoktur ve kendi ikinci jenerasyonuyla ilgili bir "B planı" her zaman mevcuttur.Buzdağının altında gizli bir akıntı vardır: Orta sınıfın evlatları; bazen eğitim, bazen çalışma, bazen de keyfi nedenlerle Avrupa’ya veya Amerika’ya kapağı atarlar.

Bu akım, bu kaçış, bu "nakl-i mekân" hiçbir zaman öne çıkarılmaz.

Ne kimse bu konuyu gündeme getirmeye cesaret eder ne de samimi olarak telaffuz eder.Bu kaçış nedendir?

Bir kabullenme mi, bir güvensizlik mi, yoksa T.C.’nin geleceğinden duyulan bir endişe mi?Her zamanki gibi o çift standartlı entel güruhundan bir babayiğit çıkıp bunu açıklayamıyor.Hâlbuki elini sallasan elli tane sosyoloji fakültesi var!Spesifik örneklerle devam ediyorum.Orta sınıfın "feriştahtı" olarak kabul edeceğim Genelkurmay Başkanlığı makamı...

T.C.

Cumhurbaşkanı, Irak’ta Saddam devrilirken, hukuki hakları askıda bırakılmış Türkiye’nin ordusunun Musul’a girmesini öneriyor.

Zamanın Genelkurmay Başkanı hamleyi bloke ediyor ve istifa yoluyla Türkiye’yi açığa düşürüyor.

Sonuçta bugün farklı bir tarih yaşıyor olabilirdik.Peki, o "orta sınıf" mensubunun akışı şimdi ne durumda?

Oğlu Amerika’da ve ABD vatandaşı.İkinci örneğime geliyorum: Son günlerde "mütemmim cüzü", yani ayrılmaz parçası olduğu rakıyla gündeme gelen Kamer Genç.

O da Kemal Bey gibi T.C. ile hesabı kapanmamış Dersim toprağının evladı.

Cumhuriyetin eğitim fırsatlarıyla yetişmiş, defalarca Meclise gönderilmiş bir orta sınıf mensubu.

Meclis koridorlarında, o tanıdık alkol kokusuyla hatırladığım milletvekili...Aynı alkolün verdiği yaratıcılıkla bir benzin istasyonunda uygunsuz vaziyette basılınca "çiçek suluyorum" diye cevap veren o nüktedan Kamer Genç de "Sen Dersimlisin" diye saldıranlara Çin Ejderhası gibi ağzından alev saçarak "Türkoğlu Türk’üm" diye cevap veren Ankara yapımı bir orta sınıf örneği.Bugün zürriyeti nerede?

Amerika’da, ABD vatandaşı olarak bir Amerikalıyla evli ve hemşire olarak hayatını kazanıyor.Etrafınıza bir bakın lütfen; Batı'ya akan orta sınıfın ikinci kuşaklarına dair binlerce örnek göreceksiniz.

Tabii ki konu tabudur; kimse yazmaz, yazamaz.

Çünkü bu durum, Cumhuriyetin başarısızlığını veya en ateşli taraftarlarının devlete duyduğu o derin güvensizliği ihsas edebilir.Yazımı bitirirken; kullandığım "Aysberg mi sandın?" başlığı, her dinleyen aşığı dağıtan efsane bir Anadolu ezgisinden esinlenmiştir.

Türkünün sözleri şöyle başlar: "Hacel Ovasını engin mi sandın?

Ayağında potini var zengin mi sandın?"Ezginin arkasındaki hikâye; Sivas Şarkışla diyarlarından güzel bir kızın, yerel sevgilisini bir teğmen için terk edip "Hayvan pisliği temizleyeceğime vezir olurum" tercihidir.

Yani yerel temsilci bir teğmen üzerinden köylü kızın orta sınıfa katılma çağrısı ve terk edilen gencin feryadı...Velhasılkelam; bu topraklarda orta sınıf falan erimiyor.

Hızla değişen dünyada, değişime ayak uydurmaya çalışan Türkiye’de orta sınıf yeni bir transformasyondan geçiyor.

Bunu böyle bilin lütfen.ENGİN CİVAN 

İlgili Sitenin Haberleri